Ne beni umursuyordu, ne de başka şeyleri. Hemen kapatmasınında tek nedeni olabilirdi. Candy ile beraber.
Ama Malik.. Emin ol, seninle o çadıra girmemek için elimden geleni ardına koymayacağım.
-
O hafta sonu tüm ödevi kendi başıma bitirmiştim. Ayrıca kök ve yemiş gezisine de katılmamak için Zayn'in adını da ödeve yazmıştım.
Küstah.
Tek bildiği insanları terslemek, insanların canını yakmak, kalp kırmak..
Lanet olsun ki o tipi çok seksi ve ben ondan nefret ediyorum.
İçimde ona karşı bulunan tüm hoşlantı, büyük bir kine dönüştü diyebilirim.
Resmen ona karşı kan kusmak istiyorum. İçimdeki tüm nefreti üzerine akıtmak, onu kötülük içinde bırakmak istiyordum.
Ama bunu yapamıyordum, çünkü sanırım hala ona karşı bir şeyler vardı içimde.
Tek bir damla sevgi, tüm nefretimin içine düşerek dağıtabiliyordu kötülük mürekkebini.
O gün okul çıkışı beni abim alacaktı. Her zaman ki gibi okulun sürgülü kapısına yaslanmış, gelip geçeni izliyor, abimi bekliyordum.
Tuhaftı, ama bugün okulun bahçesinde ve çıkışta kimsecikler yoktu. Ancak 20 - 25 kişi. Normalde burası bu saatlerde, özellikle okul çıkış saatlerinde dolup taşardı. Adım atacak yer bulamazdım bazen. Düşüncelerimi Zayn'e -ki bereli çocuk demeyi daha çok seviyorum. Bereli çocuğa çevirmişken, gırtlaktan çıkan kuvvetli bir sesle arkamı döndüm.
"ARIANA!"
"Denisse, noldu?"
Denisse koşarak yanıma gelmişti ve soluk soluğa kalmıştı. Nefes alması için ona bir kaç saniye tanıdım. Göğsünün tutarak kesik kesik,
"Ariana, 3. katta... Zayn ve abin.."
"Noldu Denisse, sakin ol. Düzgün anlat, sakinleş"
"Zayn ve abin.. Ariana 3. kata gel benimle çabuk ol"
Kendimi Denisse'nin peşinden sürüklenirken bulmuştum. Nolduğunu bilmiyordum ama içimi, sebebini bilmediğim bir telaş kaplamıştı. Koşarak 3. kata çıktık. Büyük bir kalabalık, ne bağırışan 2 ses. İki seste tanıdık, çok tanıdık. Bende neden çıkışta kimse yok diyorum, meğer herkes buraya toplanmış. Nerede bir tuhaflık var, okulun öğrencileri orada zaten. Kalabalığı yarıp araya girdim. Tanrım! Bunlar Zayn ve Steve. Zayn, Steve'in üstüne çıkmış resmen yumrukluyordu. Steve'de ona yumruk atıyordu. Ne yapacağımı bilemeyerekten çantamı yere fırlatıp Zayn'in koluna yapıştım. Ama kolunu çekip kurtardı.
"Ya napıyorsunuz?!" diye kükredim. Zayn ve Steve durmuştu. Koridordakilerde bana bakıyorlardı. "Zayn, ne yaptığını sanıyorsun? Steve, senin ne işin var burda?"
"Onu şu üstümdeki or*spu çocuğuna sor!" der demez Steve, Zayn'den bir yumruk daha yedi.
"Sakinleşin," dedim ellerimi açarak. "Derdiniz ne? İkinizde kan içindesiniz"
Zayn yumruğunu sıkarak derin derin nefesler alıyordu. "Siz iyi misiniz ya?" diye çemkirdim. "Ortada bir sorun varsa konuşarak halledin."
"Bu konuşarak halledilecek türden değil Ariana, kes sesini" dedi Steve. Zayn sıktığı yumruğu tekrar indirecekti ki elini yakaladım.
"Yapma," diye fısıldadım. "Kendinize zarar vermeyin." ... Kimseden ses gelmeyince devam ettim, "Sorun nedir? Biriniz anlatsın."
Steve önce kalabalığa, sonra Zayn'e, sonra da bana bakıp,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
THEY DON'T KNOW ABOUT US
Romance******* " Ariana, " diyerek duraksadı Zayn. " Tanrım, Ariana. Sağ eline noldu senin? " Sağ elim, sağ elim, SAĞ ELİM. Elimi nereden görüyordu? Gözlerim penceren dışarıya, kaldırıma kayınca Zayn'i gördüm. Görmemiş gibi yapıp hemen bakışlarımı çevirdim...