"Bak söylememe bile gerek yok biliyorsun en ufak bir sorunda beni arayacaksın ve Mingi işe başladığında ben sizinle kalmaya geleceğim" dedim Yungi ikilisi beni evlerinden kovmadan önce "Evet hyung biliyorum merak etme iyi olacağız" dedi Yunho bana gülümseyerek
"Son kez bakayım mı yeğenlerime ?" diye sordum "Hemen bakıcam gidicem sonra uyanmazlar yemin ediyorum" Yunho gülümseyerek onayladı bende hızlıca içeri girip salondaki beşiklerinde yatan yeğenlerimin yanına gittim
Bugün bu küçük ailenin evlerinde geçireceği ilk gündü Yunho ve ikizler 4 günün sonunda hastahaneden çıkmıştı bu sırada Mingi'de hastahane ile konuşmuş ve kendisine 2haftalık izin almıştı
Bunun ilk haftası bebekli hayata alışmakla geçecekti , uykusuz geceler , sürekli ağlayan bebekler ve Yunho'nun 2-3 hafta sürebilecek lohusa depresyonu
Ancak Yunho buna hazırlıklıydı hamileliği boyunca sayısız kitap okumuş kendini geliştirmişti ayrıca diğer doktor arkadaşlarına danışmış ve yapılması yapılmaması gerekenleri öğrenmişti
Anlayacağınız Wooyoung'dan ve çok bariz bir şekilde Yeosang'dan dana bilgiliydi "Görüşürüz çocuklar lütfen annenizi babanızı üzmeyin " dedim ve onları yalnız bıraktım
Yunho'ların evi benimkinden 2-3 sokak ötedeydi bu yüzden arabayla değil yürüyerek gelmiştim yani eve yürüyerek dönecektim bunu seviyorduö çünkü kendi başıma olduğum bu zamanda zihnimi meşgul edem şeyleri düşünüyor ve çoğu şeyi açıklığa kavuşturuyordum
3 gün sonra öğretmenliğe dönmem gerektiği gibi , iznim bitiyordu ve tahmin ettiğim kadarıyla şimdiye kadar kaçtığım bütün soruları çocuklardan alacaktım ve onlarda aldıkları cevapları internette yayacaktı
Bu şimdiye kadarki bütün olaylarda böyle olmuştu ancak bu sefer okula döndüğüm an konu hakkındaki sertliğimi belirtecektim ve asla sorulara cevap vermeyecektim
Aslında öğretmenliğe dönmek konusunda da çok net değildim artık olay yaşamak değil sakin bir hayat yaşamak istiyordum
Luca , Suho , Junho ve Hanbyul olmasa temelli dağ evine yerleşirdim hatta Jeju'ya bile yerleşirdim ama yeğenlerimden ayrı yaşamak istemiyordum onlar büyürken yanlarında olmamak beni üzerdi
Evimin olduğu sokağa girdiğimde sokağın önünde bir figür görmüştüm dolanıyordu ve çoğunlukla benim evimin etrafına geliyordu ufaktan bir tırssamda oraya gitmeden ne olduğunu öğrenemezdim
Evime yaklaştığımda bu figürün kim olduğunu görmüştüm ve bu beni hiç memnun etmemişti. Seonghwa çimlerde oturuyordu beni görünce ayağa kalkmıştı
"İki saniye içinde kaybolmazsan polisi arayacağım " dedim ve onu umursamadan arabamda bıraktığım çantamı aldım "Lütfem Hongjoong senden başka kimsem kalmadı" diye yalvarmaya başladı
"Pişmanım, çok pişmanım seni terk etmek hayatımda yaptığım en kötü şey-" daha fazla dinlememek için elimden gelen en sert şekilde bir yumruk attım "Tanrı belanı versin Seonghwa , tanrı senin tez zamanda belanı versin" o yumruğumun etkisiyle sarsılırken benim istemsizce gözlerim dolmuştu
"Senden nefret ediyorum keşke hiç tanışmasaydık keşke hiç bir geçmişimiz olmasaydı o zaman istediğin zaman hayatıma girip çıkma hakkını bulamazdın kendinde , hayatımı mahvedip gittin şimdi ben senin hayatını mahvedince gelip benden yardım isteyemezsin anlıyor musun beni ?"
Gözyaşlarımı kontrol edemiyordum çünkü tam anlamıyla bir duygu patlaması yaşıyordum sinirliydim öfkeliydim , en önemlisi kırgın ve üzgündüm "Sen benim hayatımı mahvettin ben sana düğüne kadar bir kere bir kere bir şey dedim mi ?" diye sordum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Chained to the rhythm / Seongjoong ✓
FanfictionLise yıllarında kurulan ve kendi çaplarında müzik yapan bir grubun yıllar sonra aniden ünlenir ve grup tekrardan bir araya getirilmeye çalışılır ancak bu , grup kötü şekilde ayrıldığı için hiç kolay değildir *mpreg içerir rahatsız olacakların okumas...