15. BÖLÜM - YA HİÇ UNUTMAZSAM?

8.3K 1K 59
                                    

✸ James

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

James

EKİM 2012 – BOSTON

Sadece günler önce hayatımın aşkının ben olmayan bir adamla nişanlanmasına şahit olmuştum. Hem de tadı hala ağzımda, orgazm olurken ki o muhteşem görüntüsü hala zihnimdeyken... Evet, onu odama baştan çıkarmak için çağırmıştım. Böylece bizim ne kadar muhteşem olduğumuzu hatırlayacak, ihanetin verdiği suçlulukla o herife hayır diyecekti. Kollarıma dönmesi için o kadar hazırdım ki bütün gösteriyi bir camın ardından seyretmiştim. Fakat Lilian Hamilton ona evet demişti. Yüzüğünü takmıştı!

On gündür içimde biriken yoğun öfkeyi engellemek için daha fazla spor yapıyor, daha çok koşuyor, boks antrenmanlarına katılıyor, ağırlık kaldırıyor ve her zamankinden daha sert futbol oynuyordum. Takım bundan memnundu verdiğim hasar kazanmamızı sağlıyordu. Hafta sonu eski takımım New York Giants ile karşılaşacaktık ve takımın tek konuştuğu konu buydu.

Antrenmandan sonra koç yanıma gelerek tam karşımda dikildi. Oturduğum yerden başımı kaldırıp ona baktım. "Redford eski takımınla karşılaşacak olmak nasıl hissettiriyor?"

Gülerek, "Ben bir profesyonelim koç," dedim.

Başını salladı. "Bunu duymak güzel. Gereğinden fazla sert oynadığını gördüm. Takım arkadaşlarından birini sakatlamanı istemiyorum."

Onu onayladım. "Bu sert bir oyun."

"Doğru ama kurallara da uymalıyız. Maçtan önce bir sorun istemiyorum ve James Super Bowl'u istiyorum."

"Kazanacağız."

"İstediğim bu. New York maçında oyun kurucusun kendini topla ve başka bir şey düşünme."

Koç uzaklaşırken kendi kendime bir küfür mırıldandım. Bunu söylemesi kolaydı ama Lilian Hamilton aklımdan çıkmıyordu.

Takımdaki herkesle aram iyiydi. Genelde benim oyun stilime hayran olduklarını söylüyor ve komutlarıma uyuyorlardı. Kolay arkadaş edinen biri değildim bu yüzden sadece işimi yapıp eve dönüyordum. Soyunma odasından çıkmak üzereyken Jacob bana seslendi.

"Redford!" Ona doğru döndüm. Takımın koşucusu olması dışında partilemeyi ve skandalları seviyordu. Koç sadece iyi bir oyuncu olduğu için ona katlanıyordu. Benim görüşüme göre hayat dolu, enerjik ve olması gerektiği gibi yaşayan genç bir adamdı.

"Bir sorun mu var Jacob?"

Ellerini kotunun ceplerine sokarak bana yaklaştı. Yüzünde geniş bir gülümseme vardı. "Bu akşam biraz dağıtacağız, diğer çocuklar ve bazı arkadaşlarla... Bilirsin işte maçtan önce enerji boşaltıp, o gece ne olduğunu unutacağımız kadar içeceğiz, sonra bulduğumuz bir hatunu otele götüreceğiz. Elbette tamamen sana kalmış."

Olağan şeylerdi tabi ki. Bir süre önce bende aynı hayatı yaşıyordum. O yüzden bunu garipsemiyordum. "Diğer çocuklar sana sorma konusunda biraz çekingendi bilirsin hep şu sert tavrın." Kollarını ve göğsünü kabartıp sesini kalınlaştırarak, "Hey sadece oyun oynarım adamım!" diyerek benim kötü bir taklidimi yaptığında güldüm.

ON YILHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin