dokuz

1.1K 88 74
                                    

Minho derslere kafasını veremiyordu. Chan'ı düşünüyordu.

Hyunjin sınıfa 'Minho' diye cırlayarak girene kadar.

"Bismillahi"

"Minhooooooooo!"

"He"

"Chan gelmiş"

Minho heyecanla Hyunjin'e baktı "Nerde?"

"Onu bilmiyorum, konuşmak istersen yazarım,"

"Evet evet," Minho gittikleri sahilin adını söyledi, "oraya gelmesini söyler misin?"

Hyunjin telefonunu çıkarıp yazmaya başladı.

"DUR! Sakin Minho istedi deme, yoksa gelmez"

Hyunjin sıçradı. Minho'nun birden bağırmasından korkmuştu. Hayır sadece drama yapıyordu.

Başını sallayıp tekrar ekrana döndü. Bir şeyler yazdıktan sonra yanıt bekledi. Yanıt ise saniyesinde geldi. Memnuniyetle ekranı Minho'ya çevirdi.

Minho aldığı cevapla gülümseyip Hyunjin'e teşekkür etti.

Okul çıkışı buluşacaklardı.

***

Çıkış zili çaldığında Minho çantasını tuttuğu gibi çıkışa doğru koştu. Arkasından ona seslenen Felix'i duymadı bile. Ve bu Felix'i endişelendirmişti. Jisung'a Minho'nun onu asla unutmayacağını, önemli bir şey olmuş olabileceğini ve onu takip etmek istediğini söyledi. Jisung tereddüt etmeden kabul etti. Sevgilisini merakta bırakmak istemezdi.

Hiç dikkat çekmeden Minho'yu takip ettiler. Yada Minho o kadar heyecanlıydı ki hiçbir şey anlamamıştı.

Minho'nun sahile geldiğini gördüklerinde onu net görebilecekleri bir kısıma geçip saklandılar.

Minho sahile geldiğinde etrafına bakındı. Görmek istediği kişiyi görünce gülümseyip, nefesini düzene soktu.

Hazır olduğunu hissettiğinde gidip Chan'ın yanına oturdu.

Chan yanına Minho'nun oturmasını beklemiyordu. Şaşkın gözlerle onu izliyordu.

"M-Minho?"

"Merhaba Chan"

Chan dudaklarını yalayıp konuştu, "Hyunjin'den sen istedin değil mi?"

Minho yandan Chan'a bakıp, Chan'ın ona yaptığı gibi, "Hayır desem inanmayacaksın değil mi?" dedi.

Chan göz devirip, "Beni bir daha görmek istemediğini söyledin, bende gittim. Neden beni geri getirdin Minho?"

Onlaeı dinleyen Jilix şaşkınlıkla hem onlara hem birbirlerine bakıyorlardı.

"Çünkü, içimde sana karşı isimlendiremediğim şeyler var Chan. Bana hiçbir şey söylemeden gidebilceğini mi sandın? En derine gömdüğüm duygularımı tekrar hissettirip gidebileceğini mi sandın? O kadar kolay değil hayır"

Chan Minho'ya döndü. Onu üzmek istemezdi, fakat ona söylemesi gereken şeylerde vardı.

Chan tekrar dudaklarını yaladı. Gözlerini kapadı ve konuşmaya başladı, "Minho, ne demek istediğini anladım. Fakat bir şey var. Minho, seni üzmek istemem ama, ben gay değilim"

Minho duyduğu şeyi anlamlandırmaya çalıştı.

Jisung ise duyduğu cümle karşısında saklandığı yerde ayağa kalkıp, "Yalancı orospu, halis muhlis gaysin sen!"

Felix çekiştirerek Jisung'u tekrar oturttuktan sonra işaret parmağıyla 'sus' hareketini yaptı.

O sırada gözleri dolmuş olan Minho başını salladı. Belli etmeden, "Oh- Hayır ben ondan bahsetmiyordum..." diye bir şeyler geveledi. Chan inanmamıştı, fakat başını salladı.

Minho elinin tersiyle gözünün altında biriken yaşları sildi ve ayağa kalktı. Chan ona baktı. Minho'yu üzmüştü. Hemde çok.

"Gitmeliyim Chan, Felix'e bir şey söylemedim, merak etmiştir"

Chan'da Minho'nun arkasından ayağa kalktı. "İstersen seni bırakabilirim?"

Minho olumsuz anlamda başını salladı "Ah teşekkür ederim kendim gidebilirim"
Chan başını salladı.

Minho arkasını dönüp hızlıca yürümeye başladı. Elleriyle gözlerinde biriken ve akmaya başlayan yaşları siliyordu bir yandan. Hayır ağlamamalıydı. Kendine söz vermişti.

Chan ise anlamlandıramadığı şekilde Minho'nun ağlamasını istemiyordu. Ondan hoşlandığından bile emin değildi. Bu yüzden ona gay olmadığını söylemenin iyi olacağını düşünmüştü, fakat iyice batırmıştı.

"Minho!"

Minho durmadı. Koşarak ordan uzaklaştı.

Chan elini alnına koydu. Alnını ovmaya başladı.

Felix ve Jisung'da ayağa kalktılar. Jisung çok sinirliydi.

"Orospu çocuğuna bak, hem yalan söylüyo hem üzülüyo!"

Felix iç çekti. "Of Jisung, napıcaz?"

"Buluruz bir çağresini, merak etme"

Felix'in telefonu çalmaya başladı. Minho arıyordu.

"Gitsem iyi olucak..."

"Tamam Lix, ben Chan'la konuşacağım"

"Hayır hayır! Yoksa onları izlediğimizi anlarlar. Çaktırmadan halletmeliyiz"

"Haklısın..."

Felix sevgilisinin yanağından öptü, "Minho çok beklemesin, ben gidiyorum şimdi. Görüşürüzz"

"Görüşürüz" dedi Jisung gülümseyerek.

Felix tekrar Minho'yu arayıp nerde olduğunu sordu ve yanına gitti...

--

Ben bisey fark ettim her ficimde hemen birbirlerine asik oluyolar fln sonra fic ilerlemiyo o yuzden uzgunum bay 🏃‍♀️

Don't Need You, BanginhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin