34

7.2K 642 109
                                    

"namjoon hyungu kıskanıyor olması çok komik değil mi?" dedi jeongguk gülerek. "yani onu görmedi bile."

nabi tırnaklarına bakarken "hm. aynen. komikmiş baya." dedi ilgisizce. "görmediği birini kıskanması falan."

neyse ki jeongguk onun tavrındaki tuhaflığı fark edemeyecek kadar düşüncelere dalmıştı. "içini rahatlatana kadar susmayacakmış gibiydi." iç çekti. "tatlıydı."

"ne zaman tatlı olmak yerine şapşal oldu biliyor musun? kedi fotoğrafını kırpmadığı zaman." nabi elini sıraya vurarak kahkaha attı bir anda. "acemi ya. ben bununla çok dalga geçerim."

"ı-ıhm. yaşanmamış gibi yapacağım dedim."

"içten inanarak mı dedin peki?"

bir süre bakıştılar ve aynı anda gülmeye başladılar. ikisi de bunu sürekli hatırlatıp duracaklardı ve taehyung öyle bir pişman olacaktı ki, kedi bile görmek istemeyecekti muhtelemen.

gülmeyi yavaş yavaş kestiklerinde nabi jeongguk'un suratının asıldığını gördü. "hey- hey," yanaklarından tutup kendisine bakmasını sağladı. "ay bir anda ne oldu tavşanım? daha demin gülüyorduk..."

jeongguk dudaklarını büzüp omuz silkti. sonra da derin bir nefes alıp verdi. "sence hızlı mı oluyor? yani-"

"hayır, hızlı olduğu yok. hatta geç kalınan bir şey, unutma bunu." nabi arkasına yaslandı ve kollarını göğsünde kavuştururken bacaklarının üzerinde jeongguk'un ceketinin olmasının verdiği güvenle bacaklarını sıraya uzattı. "seni düşündüren şey bu kadar çabuk atlatmış olman, ki bunun iki sebebi var. minkyu'nun şerefsiz olması ve taehyung'un harika biri olması." jeongguk kendisine düşünceli bir şekilde bakmaya devam ettiğini görünce basit bir işlemden bahsediyormuş gibi konuşmaya devam etti. "minkyu adice davrandı, hiçbir tarafından tutup da onu haklı çıkaracak bir şey bulamazsın. istediğin kadar uğraş ama böyle işte. taehyung ise çooook ayrı bir mesele. onunlayken tüm bunları unutmuyor musun?"

"evet... garip. aslında bana hatırlatması gerekmez miydi?' jeongguk şaşkınca sordu. "yani- tekrar dönüp dolaşıp aynı şeylerden bahsetmek istemiyorum ama biliyorsun işte. onun için taehyung olamadım, bu yüzünden bu durumdayız."

"hayır akıllım. minkyu, taehyung için jeon jeongguk olamadığından bu durumdasınız." nabi oturduğu yerde toparlanıp sırasını jeongguk'a yaklaştırdı. "sorunu kendinde arayıp durma artık. taehyung seninle ilgileniyordu, minkyu ile değil. bu yüzden minkyu sen olamayacağı için seni taehyung'tan uzak tutmakta buldu çözümü."

nabi elini jeongguk'un yeniden gül kurusuna dönen saçlarına götürüp okşadı. gözünün önüne bir anda ikisinin kreşteki anları geldi, minik jeongguk özgüvenli ve neşeliydi. şimdi ise o minik bir yerlerde saklanıyordu, buna neden olan minkyu'ya karşı nefretten de daha kötü şeyler besliyordu. onu öldüresiye dövmek ile kendi kötülüğü içerisinde boğulmasına izin vermek arasında hâlâ gidip geliyordu.

"bir tanem, sen her şeyinle mükemmelsin. eğer kendini yetersiz hissediyorsan bu öyle olduğundan değil, minkyu sana böyle hissettirdiği için." bir anda işaret parmağıyla jeongguk'un gözlerini gösterip "şu gözlere bak!" diye bağırdı. jeongguk irkilerek geri kaçarken iri gözleri daha da irileşmiş ve şaşkın bir şekilde nabi'ye bakmaya başlamıştı. "parıl parıl parlıyorlar. şu boya, şu posa bak! şu yanaklara bir bak!" jeongguk'un yanaklarını sıktı. "sen evrenin en güzel oğlanısın!"

"nabi!" yanakları acıdığı için nabi'nin ellerini kendinden uzaklaştırdığında nabi onu bırakıp yerinden kalktı hiddetle. "çok da zekisin ayrıca! sadece önüne baktığın için arkanda bıraktıklarını görmüyorsun! hem dersler bir yana- sesin! sesin jeongguk, sesinle büyü yapabilirsin tamam mı? bilgisayar oyunları? phffttt..." bu hiçbir şey der gibi elini salladı. "rakibin yok. turnuvalara katılsan herkes senin yüzünden bilgisayarını falan kırıp sinir krizi geçirirdi muhtemelen. dans ediyorsun, hangi müzik aletini denersen dene öğrenmen zamanını neredeyse hiç almıyor, fiziğin öyle iyi ki giydiğin her şey üzerinde değerleniyor ve- ve en önemlisi harika bir arkadaşsın, tamam mı? sen bana minkyu'nun taehyung'a yaptığını yapmazdın." nabi nefes nefese kaldı, göğsü hızlı bir şekilde yükselip alçalıyordu. kendisini balık suratıyla izleyen jeongguk'u gördüğünde ise bir anda çığlık atarak ağlamaya başladı. "bu yüzden artık kendini yetersiz görmeyi bırak lütfen!"

hot n cold | taeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin