"Bana bak mafya bozuntusu eğer bi-" dudakları dudaklarımı örterken bende bu anı değerlendirmeye karar verip karşılık verdim. Aman tanrıım! Uçuyorum!!~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Geri çekildiğinde sırıtışı yüzüne tamamen yayılmış durumdaydı. Bu benimde hafifçe sırıtmama neden olmuştu. Hala arbanın içinde öylece oturduğumuzu farkettim.
"Artık gitsek diyorum"
"Ne o yoksa sıkıldınmı benden?" Dedi gülerek.
"Çok geç oldu farkındaysan"
"Ailenmi merak eder?" Dedi alayla.
"Ailem sikimde bile deil" dedim nefesi sesli bir şekilde dışarı verirken.
"Senin gibi bir kıza küfür hiç yakışmıyor ufaklık"
"Ufaklık konusunda anlaştığımızı sanıyordum."
"Gitsek iyi olucak" dedi arabayı çalıştırırken.
"Heyy şimdide görünmez felan mı oldum?"
"Sana diyorum" dedim elimi gözlerinin önünde sallarken. Sonra araba kullandığını farkedip elimi çektim. O ise cebinden telefonunu çıkarıp. Mete denen çocuğu aradı.
"Alo, nereye götürdünüz, tamam, on dakikaya geçeriz bizde." Dedi ve kapattı.
"Kimi nereye götürmüşler?"
"Çok soru soruyosun ufaklık" Haspinallah! Ufaklıkmış!
"Sende cevapla o zaman"
"Geldik hadi in" demesiyle o eve gelmiştik. O zaman bu evin bu kadar gösterişli olduğu dikkatimi çekmemişti. Vay! Ne kadarda güzeldi. Bizde zengindik ama bu ev bi harika dostum!
"Gelsene" dedi ben hala gibi eve bakarken. Hızlı hızlı yürüyüp yanına gittim. Ben önden o arkadan yürüyorduk. Kapıya geldiğimde önünde durdum. Bi dakika ya. Ben buraya neden geldim?
"Neden buraya getirdin beni?"
"Konuşmada geç içeri" dedi anahtarı kapıdan çekerken.
"Eve götür beni!"
"İçeri dedim ufaklık" dedi üstüme üstüme gelirken.
"Eve dedim bende mafya bozuntusu!" Öyle dememle beni omzuna alması bir olmuştu. Ben sırtını yumruklayıp beni indirmesi söylerken o ayağıyla kapıyı kapatıp merdivenlerden çıkmaya başladık. Yatak odası gibi bi yere geldiğimizde resmen beni yatağa fırlattı.
"Odun" diye mırıldandım kendi kendime.
"Ne dedin sen?" Nerde duydu lan?
"Odunlar diyorum yontulmamış odunlar!" Dedi ellerimi iki yana açarak.
"Demek yontulmamış ha?" Dedi hiç istifini bozmadan.
"Evet" dedim yutkunurken. Korkmuştum çünkü. O bakışı görseniz sizde korkardınız.
"Demek öyle? Acıktım ben ufaklık" banane be adam!
"Banane!"
"Yemek yap"
"Git kendin yap kölen yok burda"
"Farkındaysan evde tekiz ve sana aklının almayacağı şeyler yapabilirim."
"Mesela!?"
"Uygulamalı olarak gösterebilirim istersen?" Dedi sırıtırken.
"Saol ya almıyım"
"İyi o zaman yemek?"
"Zıkkım ye"
"A-a bak hiç olmadı bu ufaklık" dedi bir çırpıda nasıl olduğunu bile anlamadan beni altına aldı.
"Kalk üstümden hayvan herif" diye debelenmem bi işe yaramıyordu. O ise kolları tutup iki yana açtı ve ağırlığını üstüme daha çok verdi. Bu hareketi yapması aletini daha çok hissetmeme neden oldu.
"Şimdide hayvan mı olduk?"
"Evet hayvansın. Üzerimden kalkmazsan ölücem"
"Böyle gayet iyiyim ben" dedi kafasını göğsüme koyarak.
"Heyy napıyosun ya kalksana"
"Uyu ufaklık" dedi homurdanarak. Bende çok yorgun olduğum için uyumaya karar verdim. Elbet kurtulcaktım bu mafya bozuntusundan. Ama şimdi uyumam gerek.
"İyi geceler mafya bozuntusu" dedim göz kapaklarıma yenik düşerken. Sonrasında ise tek duyduğum şey "iyi geceler sevimli ufaklık"
Umarım beğenirsiniz. Ama yeter artık. Ne vote var nede yorum. Bu yüzden yazmak istemiyorum. Kısa olduysa kusura bakmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADİST
Mystery / ThrillerSiyah ve beyaz. Ne kadar yakın olabilirki? Biri karanlığın içinde boğulurken, diğeri nasıl bu kadar masum olabilir? (+18) içerir rahatsız olacaklar lütfen okumasın!