SADİST

İlk öpücük

Aha şimdi sıçtın Lara!

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Kimin seslendiğine bakmak için korkarak arkamı döndüğümde iri yarı siyah takım elbise giymiş bir adam duruyordu. Ben daha ağzımı bile açmadan adam bir çırpıda yanıma gelip beni kolumdan tutup sürüklemeye başladı. Ve en sonunda o üç tane mafya kılıklı adamın önüne fırlattı. Bitanesi üstüme üstüme gelerek

"Buralarda dolaşmak için fazla küçüksün ufaklık! Söyle bakalım şimdi seni kim gönderdi?" Ne göndermesi be!?

"Neden bahsediyosun sen ya b-ben sadece y-yardım istiycektim" sesim kekemeler gibi çıkmıştı. Korktuğumu belli etmemem gerekiyodu lanet olsun!

"Sence buna inanmalımıyım?"

"Lütfen" dedim yalvarış dolu masum bakışlarımı ona göndererek.

"Söyle bakalım neden yardım isticektin?" Dedi uyarı dolu sesiyle.

"B-ben yani biz arkadaşlarımla alışverişten dönerken taksiye bindik oda bizi buraya getirip tecav-" sözümü yarıda kesip

"Arkadaşların nerdeler"

"B-ben bilmiyorum yarım saattir yardım bulmak için yürüyorum arkadaşımın biri yaralandı zaten" gözyaşlarıma hakim olamamıştım. Yanaklarımdan düşen yaşları mafya kılıklı adam sildi ve,

"Bulucaz onları tamam mı hiç bişey olmamış olucak" dedi ve arkasındaki adamlara,

"Buğra, Mete arabaları hazırlayın gidiyoruz" dedi emir dolu sesiyle kolumdan tutup beni kaldırdı ve arkasından sürüklemeye başladı.

"Heyy kendim yüriyebilirim"

"Çok konuşma ufaklık" dedi kolumdaki elini sertleştirerek.

"Bana ufaklık demeyi kes!" bu sefer kolumu morartırcasına sıktı ve,

"Bana emir verme!" Diye kükredi. Bende sinirlenmesin diye sustum. Çünkü biraz önceki yüzü kanlı adama neler yaptıklarına şahit olmuştum. En sonunda bir mercedes sls in önünde durduğumuzda hala tutmakta olan kolumu bırakıp sürücü koltuğuna geçti. Ben anlamaz bakışlarla hala binmemişken o içerden

"Seni bekleyemem ufaklık bin hadi"

"Ufaklık değilim mafya bozuntusu"

"Mafya bozuntusu demek ha?" Dedi daha biraz önce yürüdüğüm yollardan arabayla geçerken.

"Evet" dedim yutkunarak.

"Bu laflarının cezasını çekiceksin ufaklık" hala ufaklık diyo ya sabır dilercesine yukarı baktım. Dur bi dakika ne cezası bu şimdi?

"Ne cezasından bahsediyosun sen ya?"

"Cezalar işte ufaklık"

"Senide ceza-" sözümü keserek,

"Ne o bana karşımı koyucaksın ufaklık yoksa" dedi tek kaşını kaldırıp yan bir bakış atarak.

"Ufaklık demesen diyorum 18ime giricem ben" ben öyle diyince büyük bir kahkaha attı ve zaten yeterince karizmatik olan yüzü iyic- ne diyorum ben ya?

"Ya öylemi?" Dedi alay edercesine.

"Öyle hadi artık bul şu şanet olasıca yolu" dedim bağırarak.

"21 yaşındayım ufaklık. Ve bana emir verme demiştim sana" dedi benim aksime gayet sakin bir tonla. 21 mi?

"Ve ayrıca geldik in hadi ufaklık"