•3•

4.3K 229 223
                                    

Chris gittikten 2-3 saat Sonra ondan gelen acil durum mesajları da ayrıca sebebini bilmediği şeylerdendi. Arkadaşı şaka yapıyor olabilir miydi?

Chris'in kişiliği kesinlikle buna uygundu ama hiç bu kadar ileriye gitmemişti. İşten içe ne olduğunu biliyor gibiydi ama bu hissi yok etmeyi deneyip bunun kötü bir şaka olmasını umdu.

Kalbi sanki daha fazla aksiyona dayanamayacakmış gibi çaresizlikle atarken, arkadaşının kan grubunun A rh - olduğu gerçeği gözünün önünde ledli lambalar gibi parlıyordu. O an her şeyi unuttu, tüm hızıyla arkadaşının evine daldı ve yine tüm hızıyla yukarı kata çıktı.

Bu yaşandığında gördüğü ilk şey yılanın arkadaşını sarmış ancak sıkmıyor olmasıydı. Bu kan dondurucu manzaranın yanında isminin Diana olduğunu öğrendiği kız oturmuş arkadaşının telefonuyla oynuyordu. Ona o mesajı Diana mı göndermişti?

"Diana?" dedi nefes nefese kalmış bir şekilde, gözleri, arkadaşının üstüne kitlenmişti. Şüphesiz korkudan suratı bembeyaz olmuştu.

"Lucass " Sesi sinir bozucu şekilde tatlıydı
"Bak, ufaklığı iyileştirdim."

O kadar sakin ve tane tane konuşuyordu ki onu gözleriniz kapalı dinleseniz bunun normal bir konuşma olduğunu sanırdınız.

Çenesini sıktı. "Chris'i bırak, o sana hiç bir şey yapmadı." bir yandan da yumruklarını sıkıyor ve sinirden mi, korkudan mı dolduğunu bilemediği gözlerini hala arkadaşına odaklamış şekilde duruyordu.

"Hayır, Ufaklığın karnının doyması gerek" Uh, bu kızın işlediği cinayetlerin HC ile sınırlı kalmadığıyla ilgili olan teorisini doğrulamıştı ve cesetleri nereye sakladığını da böylece öğrenmişti.

Tiksintiyle baktı ve dişlerini sıkarak ona döndü. "Bu kez onu yaralamakla kalmam, öldürürüm. Chris'i bırak."
Kız mavi gözlerini kısarken cıkladı, istediği cevabın bu olmadığı belliydi

"Arkadaşın ne olduğunu biliyor mu Lucas?"

"Hayır, sakın. Ağzını bile açma, her şeyi mahvedeceksin. Bana değil hepimize zarar vereceksin." tabancasını yine çıkarttı ve tüm hızıyla yılana doğrulttu. "Kes sesini."

Kız bir anda tabancanın önünde belirdiğinde bu kez kaşları çatılmıştı
"Onu tehdit etmeyi kes artık."

"Arkadaşımı bırak o zaman?!" tabancayı indirdi ve ona öfkeyle baktı. "Konuşarak bir yere varabiliriz ama eğer arkadaşımla yılanını besleyecek olursan bu imkansız olur."

Kız yavaşça arkasını ona döndü Ve ıslık çalıp gülümsedi.
"Ufaklık, buraya gel."
Yılan yavaşça baygın olan Chris'i bıraktı ve kızın bacağına dolandı.

Lucas da tabancasını arka cebine soktu ve kollarını havaya kaldırdı. Bir yandan arkadaşının durumunun ciddiyetini bakarak anlamaya çalışıyordu. "Pekala, anlaşmaya varmamıza sevindim. Ne istiyorsun?"

Kız oldukça ciddi bir ses tonuyla konuşurken hoplayıp tezgaha oturdu
"Yaptığım şeylerin üstünü ört."

"Hmm, bu zaten bizim gibi olanlar hakkındaki davalarda yaptığım bir şey." hala aynı şekilde duruyordu. "İsmini vermemiş olmamdan da anlayabileceğin üzere."

Sonra ona döndü, arkadaşı baygın olduğu için böyle rahat konuşuyordu. "Sen.. nesin? Kurtadam gibi kokan, arkasında pençe izleri bırakan, kana takıntılı, vampir kadar hızlı ve hayvanlarla tuhaf bir bağı olan değişik bir varlıksın."

"Hmm, bir düşüneyim.."
Bakımlı tırnaklarını incelerken yüzündeki düşünceli ifadeyi koruyordu
"Bunu sana söyleyemem, sadece.. senden farklıyım ve benden başka yok."

MELEZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin