❦Giriş❦

519 125 129
                                    

Anathema - Lost Control

Tarkan - Kış Güneşi

Disturbed - The Sound of Silence

Sevgiler.

Rıhtımdan ayrılan gemiler sanki hiç gelmeyecekmiş gibi giderdi. Arkasından mahzun mahzun bakardık. Yavaşça eller havaya kalkar ve sevenlerinin arkasından el sallar. Mendiller ön ceplerden çıkartılır, akan göz yaşları durdurulmaya çalışılır. Bir küçük sızı kalbe saplanır ve geminin ağırlığından yarılıp geçen sanki kendi ruhuymuş gibi derin, acılı bir nefes çeker insan içine. Bir gün hayatımızın rıhtımından kalkacak olan her gemi gibi mahzundur o an.

Ölüm de tıpkı o an gibidir. Bir tren gelir, sevdiğini alır ve korkunç bir sesle çekip gider. Arkasından da kocaman bir sessizlik bırakır. Akan göz yaşları, yıkılan umutlar, parçalanan hayaller.. Geride bıraktığı tek şey budur. Bir mendil verilir ele, bir küçük teselli bırakılır kalbe. Ve herkes çekip gider. Küçük yürekler sessizliğin içinde tek başına kalır.

Daha iki gün önce diktiğim fidanın yanında oturmuş, ellerimi ayaklarımın üzerinde tutmuş geleni gideni izliyordum. Herkes çok mutsuz gözüküyordu buradan baktığımda. Anlamadığımı sanıyorlardı ama her şeyi anlıyordum. Birisi kaybolmuştu. Gitmişti buralardan. Ondan böyle ağlıyorlardı. Bana söylemeye de çekiniyorlardı. Nasıl söyleyeceklerini bilmiyorlardı sanki. Ama ben onları bir büyük gibi dinlerim. Çok saçmaydı bu hareketleri.

Komşu annemi gördüm uzaktan, yüzüm aydınlandı birden. Koşarak yanıma gelip kocaman sarıldı.

"Neden ağlıyorsun komşu anne? Kaybolan şeyler bulunur, merak etme sen. Benim de geçen gün oyuncağım kaybolmuştu. Arka bahçede su kuyusunun yanında buldum sonra. Galiba benimkisi kaybolmamıştı. Unutulmuştu." Gülerek başımı çevirip gözlerine baktım.

"Ah güzel kızım, ah benim kınalı kuzum. Şu küçük yüreğin nasıl kaldırır şimdi bunu." Garipseyerek komşu anneme döndüm. "Kalbimin küçük olduğunu nereden biliyorsun ki? Küçük olabilirim ama benim kalbim kocaman kocamaan. Bak bir sürü kişiyi seviyorum ben. Annemi, babamı, teyzemi, seni, halamı, Buse'yi, Ayşe'yi, oyuncaklarımı. Gördün mü? Kalbim büyük benim."

Acılı acılı gülerek baktı gözlerime. Hiçbir şey anlaymadan kahvelerine kilitlendim. Ne yapsam göz yaşları dinmiyordu. Galiba ağlayası geliyordu.

Gürültülü bir şekilde çalan bir korna duyuldu. Herkes evden dışarı çıkıp ağlayarak arabaya koşmaya başladı. Komşu annem kollarını bedenimden ayırıp koşarak büyük yeşil arabaya gitti. Ağlamaları çok korkutucuydu. Annemle babam gelmeliydi hemen. Onları ancak ikisi sustururdu. Ben ağladığımda beni hep sustururlardı. Onları da sustururlardı.

Ayşe'yi yerden alıp koşarak ben de yanlarına gittim. Güzide halam ellerini bir şeyin üstüne atmış bağırarak ağlıyordu.

"kardeşim, Ömerim, nolur uyan kardeşim. Yavrucuğunu düşün Ömerim. Uyan kardeşim."

Babam orada mı uyuyordu? Teyzem de diğer şeyin üzerine sarılmış ağlıyordu.

"Meltem, ne olur yapma bize bunu. Yapma, uyan." Annem de orada mı uyuyordu? Galiba şakalaşıyorlardı. Herkes niye ağlıyordu ama.

Araba tekrardan hareket edip gitmeye başladığında koşarak arkalarından gittim.

"Annemle babamı nereye götürüyorsunuz? Onlar içinde. Çıkartsanıza"

Kimse beni dinlemiyordu. Halam kolumdan tutup çekiştiriyordu. Bırak dedikçe daha çok çekiştiriyordu. Neden onları oranın içinde bıraktılar? Nefes alamazlardı ki. "Hala, annemle babam orada nefes alamaz ki. Neden oraya koydunuz? Çıkartsanıza! BIRAK BENİ!" İlk göz yaşımı o an döktüm. Beni başka yere götürüyorlardı. Annemle babama değil.

Teyzem yere yığılmış ağlıyordu. Komşumuz Hasan amca mendilini gözlerinin önünde tutmuş ağlıyordu. Herkes ağlıyordu. Ben de ağlıyordum. Ayşe de ağlıyordu galiba.

Evimizin salonunda oturmuş, sessizce birbirine bakıyordu herkes. Hepsinden nefret ediyordum. Annemle babamı orada bırakmışlardı. Hâlâ da gelmemişlerdi. Çok kırıldım hepsine. Ayşe de çok kırıldı. Kapıya daha çok yaklaşıp dışarıya bakmaya başladım. Yoklardı, gelmiyorlardı hâlâ.

"Zemheri'ye kim bakacak peki?" Komşu annemin ortaya attığı sözle herkes birden durgunlaştı. Buse'nin yanına dönüp, kapının ucuna oturup Ayşe'nin saçlarını örmeye devam ettim.

"Beni biliyorsunuz. 3 çocukla zor geçiniyorum. Zemheri'yi de alsam tıkanır kalırız valla." Güzide halam niye beni almak istemiyordu ki. Hem bana niye bakacaklar. Annemle babam bakar.

"Benim kurulu bir düzenim bile yok. Bazen İstanbuldayım, bazen Ankara'da, bazen de dünyanın bir ucunda. Zemheri'yi alsam yanıma kız perişan olur. En iyisi kurulu bir düzeni olan birisinde kalsın." Teyzem de istemedi. Komşu anneme baktım. Gözünden bir yaş düştü.

"Amcası vardı bir tane de. Nerede o? O baksın bari yavrucağa."

"Nasıl pis işlere bulaştığını bilmiyor musunuz onun Hafize hanım. Kızı alsa yanına hayatı hep tehlikede olur."

"Ne yapacaksınız o zaman Güzide hanım. Kızı bir başına mı bırakacaksınız. Yetimhaneye mi göndereceksiniz?" Başımı kaldırıp halama baktım. Hızlıca ayağa kalkıp mutfağa doğru gitti.

Başımı çevirip tekrardan dışarıya baktım. Bir tane siyah araba bahçeye doğru geliyordu. Sevinçle ayağa fırladım.

"Annemle babam geldi!! Annemle babam geldi! Gördünüz mü? Bırakmadılar beni." Hızlıca merdivenlerden inip arabaya doğru koştum.

"Kızım dur. Zemheri!!" Komşu annemi duymuyordum bile. Araba tam önümde durduğunda umutla dışarı çıkmalarını bekledim. Kapı açıldı ve amcamı gördüm. Umutla bakmaya devam ettim. Diğer kapılar açılır diye bekledim. Diğer kapı açıldı. Uzun tanımadığım bir adam çıktı. Ama annemler çıkmadı dışarıya.

"Amca. Annemle babam gelmedi hâlâ. Nerede olduklarını biliyor musun?" Amcam yavaşça yanıma gelip ağlayarak sarıldı. "Neden herkes ağlıyor amca? Beni de ağlatıyorlar."

"Güzel kızım benim. Onlar artık gelmeyecekler. Onlar artık hep kalbinde olacaklar." Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Onlar beni bırakmazlardı.

"Ne diyorsun sen amca? Onlar beni bırakmazlar ki."

Bırakmışlardı..

Amcam beni kucağına alıp ağlayarak içeriye girdi.

"Eşyalarını hazırlayın Zemheri'nin. Benim yanımda kalacak bundan sonra." Herkes telaşla bir şeyler yapıyordu. Halam mutfaktan çıkmıştı sonunda. Gözlerim Ayşe'ye takıldı. Yerde çamurların içinde kalmıştı. Buse'ye baktım. Tek arkadaşıma. Gözlerimden yaşlar akıyordu. Çok akıyordu. Annemle babamın gelmediği saatlerden daha çok akıyordu.

BÖLÜM SONU

Diğer bölümde görüşmek üzere. : )

İçimdeki umutları kırık çocuğun anısına..

EHVENİŞER❦Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin