2.3

2.6K 306 689
                                    

Rin, kabul etmek canını yaksa da, Sae dışındakilerin düşüncelerine aldırmazdı. Ebeveynlerinden onay ve destek alamayacağını küçükken anladığı için aralarına sonsuz uçurumlar girene dek tek ailesi Sae'ydi.

Rin, abisini gerçekten de çok sevmişti ve ondan gelebilecek en ufak ilgi kırıntısına muhtaç yaşamıştı. Duymak istediği tek şey yeterli olduğuyken Sae ona bu kadarını bile vermemişti. Lisede kazandığı yarışmaları görmezden gelmiş, Rin'i çoğunlukla yok saymıştı.

Oysa şimdi Isagi vardı. Basın mensuplarına tablolarını açıklarken Rin'in elini sımsıkı tutan ve zaferle gülümseyen Isagi. Rin, sadece onu umursuyordu artık. Sae, siktirip gidebilirdi. Isagi ona yeterdi.

"Bazen rakibiz," derken bakışlarını Rin'in gözlerine çevirmişti Isagi. Işıl ışıldı. "Bazen de ortak ve bizi biz yapan da bu zıtlık. Birbirimizi tüketerek gelişiyor, her zaman sınırları zorluyoruz."

Rin, bir şeyler söylemesi için ona yalvarırcasına bakan kalabalığa homurdanıp omuz silkti. "Yaşam boyu rakip ve ortağız."

Isagi'yi gerçekten hak ediyor ya da onun için yeterli miydi, bilmiyordu ama umrunda değildi. Hislerini anlamlandırabilmeyi başarmışken onu yeniden korkakça itmeyecek, aralarında her ne geçerse geçsin günün sonunda onunla aynı yatağa girecekti.

Röportajdan kurtulup dinlenmek için odalarına gidecekken bu defa etrafları Blue Lock ahalisiyle çevrelenmiş, her taraftan farklı sesler yükselmişti. Rin, kimin ne söylediğini anlayamıyordu ve anlama çabasına girmeye de niyeti yoktu. Odalarının konforuna sığınıp Isagi'yi doya doya öpmek istiyordu sadece.

"Sizi bilmem ama bunu sindirmek için biraya ihtiyacım var," diyen Reo hemen önlerinde dikiliyordu. "Normalde çirkeflik yapardım ama yüzümü seviyorum."

Isagi'nin Yukimiya'ya hak ettiğini vermesi hâlâ herkesin gündemindeydi.

Isagi, Reo'ya kıkırdayıp başını hafifçe iki yana salladı. "Dostum, kendini o salakla bir tutma." Rin'in elini sıktı. "Sana da uyar mı?"

Rin, gürültülü yerlere de vücudunu mahvetme fikrine de nefret beslediği için bar ortamlarına yabancı sayılırdı. Sadece birkaç defa Sae'nin zorlamasıyla girmiş, her seferinde de sinir krizi geçirmişti çünkü antenli piçin Sae'yle yiyişmesine maruz kalmıştı...

Yine de Isagi'nin hevesini kırmak yerine onay anlamına gelen bi' homurtu çıkarmıştı çünkü Isagi'nin tamamını istiyordu.

Rin, Isagi'nin yönlendirmesiyle diğerlerinin yanında ilerlerken düşündüğü kadar gergin olmadığı gerçeğine sevinmişti. Tökezler ya da daralırsa Isagi'nin onunla ilgileneceğini biliyordu zaten.

Binadan çıkmış, bahçede ilerlerken "Yoichi-chan!" diye bağıran tuhaf aksanlı herif yüzünden hepsi duraksamıştı. Üst sınıf öğrencisi Kaiser, kocaman gülümseyerek geliyordu.

Rin, Isagi'nin kararan bakışlarını görünce kavgaya hazırlanırcasına omuzlarını dikleştirmişti. Rin, Isagi'nin neden Kaiser'e katlanamadığını bilmiyordu ama ikisini birkaç defa atışırken görmüştü.

Isagi, Rin'in elini bırakıp suratını iyice asarak Kaiser'e yöneldi. "Ne var?"

Rin, üşüyen elini cebine attı ve normal şartlarda asla yapmayacağı bi' şeye kalkışıp sol tarafında dikilen Bachira'ya eğildi. "Onların sorunu ne?"

Bachira, altın rengi gözlerini atışan ikiliden ayırmadan alt dudağını kemirdi. "Geçen sene bir süre takılmışlardı ve sonu iyi bitmedi."

Geçen yıl. Rin'in hâlâ liseli olduğu zaman dilimi. Rin, aralarındaki bir senelik yaş farkına belki de milyonuncu defa lanet etmişti.

dumb dumb || blue lock Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin