dumb dumb || blue lock

0.6

Genellikle eline ilk geçen kıyafetleri üstüne geçiren Rin, kendine küfürler savurmasına yetecek kadar dolabıyla bakışmıştı bugün. Hayatının hiçbir dönemi sosyalleşmeye ya da ortamlara akmaya özen göstermemiş ve birkaç sene önce Sae'yle arasına aşılması imkânsız cinsten bi' boşluk girince de tamamen içe dönük birine dönüşmüştü.

Rin, insanlardan hoşlanmaz ve gerçekten gerekmediği sürece hiç kimseyle konuşmak için kendini yormazdı. Resim yapmak ve Sae'yi günün birinde ezmek dışında ilgi alanı yoktu. Dünyanın en iyi ressamı olacak ve Sae'ye onu küçümsemesinin bedelini ödetecekti.

"Bu aptalca," diye mırıldandı kendi kendine. "Eziklerle dolu boktan bir partiye neden gidiyorum ki?"

Rin, sınıfındaki çoğu beceriksizin aksine İngilizce bildiği için doğrudan bölüme başlamıştı ve diğer ahmakların dostluk denilen gereksiz bağı övmesine bolca orta parmak çekebilirdi. Rin'e göre ilişki ve bağlar sadece zaman kaybıydı çünkü nasılsa günün birinde bitiyordu...

Gömleğini yeniden değiştirecekken banyodan çıkan Isagi'nin "Seni böyle görmek ilginç," demesiyle kalakaldı.

Isagi, duştan yeni çıkmıştı ve belindeki havlu dışında çıplaktı. Lanet herifin lanet vücudunu sergilemekten çekinmemek gibi lanetler giresice bi' huyu vardı.

Ah, ona dair her şey Rin'i öylesine kızdırıyordu ki...

Rin, her zamanki gibi eline ilk geçen yastığı Isagi'nin kafasına fırlatıp ona arkasını döndü. "Hastalanıp bana da bulaştırırsan seni gebertirim."

Isagi, yastıktan ustalıkla sıyrılıp kıkırdadı. "Büyüklerine biraz saygı göstermelisin."

Rin homurdanıp biraz parfüm sıktı ve giyinen Isagi'ye bakmamak için yatağına ters oturdu. "Benden sadece bir yaş büyüksün ve iş akıl yaşına geldiğinde seni ezerim." Kahkaha atan Isagi'ye orta parmağını gösterdi. "Sana cidden katlanamıyorum."

Yine de onunla ilgilenmek için o iğrenç ötesi ortama girecekti.

"Hazırım," derken gayet neşeliydi Isagi. "Çıkabiliriz."

Isagi'nin nemli saçlarına öfke dolu bir bakış attı. "Hastalanmak için götünü yırtmana gerek yok. Seni gece boyunca balkona kilitleyebilirim."

Isagi, yumuşacık görünen dudaklarını şımarıkça büzüp saçını havluyla kurulmaya geri döndü. "Amma da zorbasın."

Rin yeniden homurdanmakla yetindi ve Isagi'nin saçının iyice kuruduğuna kanaat getirince de çıktılar. Rin, sınıf ve odaları dışında Isagi'yle hiç vakit geçirmemişti ve yemekhanede bile ona uzak otururdu. Ah, şu noktada bile odasına geri dönmeyi ya da spor salonunda takılmayı istiyordu ama bir korkak gibi davranırsa Isagi'nin onunla her fırsatta taşşak geçeceğinden emindi.

Isagi'nin kombinine göz ucuyla bakarken sıcak basmış, çabucak önüne dönmüştü. "Ne giyeceğin konusunda bile orijinal değilsin, ha?"

Isagi, tıpkı Rin gibi dar siyah pantolon, göz rengini vurgulayan bi' gömlek ve de siyah deri ceket giymişti. Tamam, Isagi'ye katlanamıyordu falan ama onunla uyumlu giyinmesini şirin bulmuştu.

"Biraz dikkatli baksaydın boş zamanlarımda böyle giyindiğimi bilirdin," derken Rin'e dirsek atmıştı. "En iyi kıyafetlerimi boya lekesi yapacak kadar param yok."

Normal birisi olsaydı muhabbeti sürdürmek için Isagi'ye ebeveynlerinin mesleğini ya da ona benzer bir şeyi sorabilirdi ama Rin huzursuzca başını sallamak dışında tepki vermemişti. Şimdiden gerilmiş, partide ne bok yiyeceği konusunda rahatsızdı.

Metroya bindikten sonra Isagi belki Rin'in içinden geçenleri hissetmiş ya da sessizlikten sıkılmıştı çünkü cep telefonundan müzik açıp kulaklığın tekini sol tarafında oturan Rin'in kulağına takmıştı. Rin, ne beklediğinden emin değildi ama Mozart? Belki de Isagi sandığı kadar sığ biri değildi ya da şu anda sadece Rin'i etkilemeye çalışıyordu.

Siktir, dedi içinden Rin. Isagi neden beni etkilemeye çalışsın ki?

"Klasik müzik, ha?"

Isagi, cama diktiği masmavi gözlerini yavaşça Rin'e çevirirken omuz silkti ve bu sırada da omuzlarının birbirine değmesine aldırmıyor gibi göründü. "Sanırım ben de sürprizlerle doluyum."

Öte yandan Rin bir anlığına nefessiz kalmış, Isagi'ye daha fazla sokulmakla onu metrodan dışarı atmak arasında bocalamıştı. Odada sıklıkla Isagi'yle güreşir, zaman zaman sinir bozucu temaslar kurardı ama nedense şu anda farklı hissettiriyordu. Aksi takdirde böylesine basit bi' temas yüzünden çarpıntı tutmazdı, değil mi?

Rin hâlâ kendisiyle boğuşurken müzik kesildi ve Isagi kulaklığı çıkarıp gelen aramayı yanıtladı. "Evet?"

Ekranda yazan isme bakınca Rin'in çenesi kasılmış, elleri yumruk haline gelmişti çünkü boktan arının varlığı Isagi'ninkinden bile beterdi.

Isagi'nin kaşları şaşkınlıkla kalktı. "Siktir, ciddi misin? Mikage-san tam da gününü bulmuş desene... Tamam, tamam. Haber verdiğin için teşekkür ederim, Meguru." Bakışları Rin'e kaydı. "Evet, yanımda... Tamam, haberleşiriz."

Rin, ne olduğunu sormak yerine kaşlarını iyice çatınca Isagi'nin suratı iyice asıldı. "Parti iptal. Reo'nun babası önemli bir iş yemeği için Reo'yu çağırmış ve tüm bunlar son anda gelişmiş." Alt dudağını kemirirken elmacık kemiklerinin üstü biraz kızarmıştı. "Kusura bakma. Benim yüzümden çalışarak geçirebileceğin zamanı boşa harcadın."

Rin, rezil ortama girme zorunluluğundan kurtulduğu için öylesine rahatlamıştı ki Isagi'nin belki de ilk defa karşısında ezilip büzülmesine sevinemedi bile. Isagi'nin ikide bir dudaklarını kemirmesine gerekenden fazla odaklandığının farkına varınca da bakışlarını gözlerine çevirmiş ve kendisini kötü hissetmişti.

Isagi'yi üzgün görmekten hoşlanmamıştı. Hem de hiç.

"Sonraki istasyonda inip yurda dönebiliriz," derken Rin'in yüzüne bakamamış ve omuzlarını düşürmüştü. "Gerçekten kusura bakma."

Rin, kalkmaya hazırlanan Isagi'nin kolunu kavrayıp "Asakusa'da inelim," derken mantığını yitirmiş gibiydi. "Böylece boşuna çıkmamış oluruz." Rin ne bok yediğin farkına varırken sertçe yutkunup hızlıca kafasını çevirmişti "Tabii, benimle baş başa takılmaya cesaretin varsa."

Sonsuzluk gibi gelen bir an boyunca aralarında boğucu bir sessizlik asılı kalmış, sonrasında da Isagi, Rin'i rahatlatan cinsten bi' kahkaha atmıştı. "Kolumu kaptığına göre seçim şansım yok zaten."

Rin, utangaçtan kahrolsa da, parmaklarını daha derinlere geçirip homurdandı. İz bırakmaktan çekinecek değildi. "İyi."

Isagi yeniden güldü. "İyi."