"Kaçma, bitmedi daha."
"Bitti." diyerek, Jungkook'un saçlarına tuttuğu kurutma makinesinin altından çıktı Taehyung. Ardından da hızlı adımlarla, bundan iki saat öncesine kadar salya sümük ağladığı koltuğa yeniden döndü ve oturdu."Taehyung-shi, neden böyle yapıyorsun?" diye arkasından küçük bir sitemle söylenerek gelen Jungkook, elinde tuttuğu ve Taehyung'un henüz tam kurulanmamış olan saçları için getirmiş olduğu havluyu, yanına geçip oturduğu Taehyung'un saçları üzerine serdi.
"Bunu yaparsam ağlamayacaksın değil mi?" diye sorduğunda, henüz saçlarını kurulamak için bir harekette bulunmamıştı Jungkook. Çünkü az önceden beri onu yaptığı hareketlerle üzdüğünü ve ağlattığını biliyordu. Bu yüzden sormak istemişti.
Başını olumsuz anlamda sallamakla yetindi Taehyung. Daha sonra da çenesini, koltuk üzerinde kendisine çektiği dizleri üzerine yaslayarak, Jungkook'un saçlarını kurulamasını bekledi.
O kadar çok ağlamıştı ki, yüzünü gömdüğü Jungkook'un göğsünde bir saat kadar kalmıştı. Sonucunda ise Jungkook, yüzünü yıkaması için kafasını eğen Taehyung'un saçlarını musluktan akan suyun altına sokarak yanlışlıkla ıslatmıştı.
"Beni," diye sorduğunda çenesini hâlâ dizleri üzerine yaslamaya devam ediyordu Taehyung. "Şikayet edecek misin?"
"Hm?" dedi Jungkook saçlarını iyice kurulamak için havluyu saçları arasına sürtmeye devam ederken. "Ben, dedim ya hani, babam yerinde benim olmam gerekiyor-"
"Anlatmak istiyor musun?"
Gelen soru ile sessiz kaldı Taehyung. Bir kısmını anlamış olmalıydı Jungkook. Ancak anladıysa kendisine hemen her şeyi sorması gerekmez miydi? Eğer doğru anladıysa şu an bir katille yan yana bulunmayı göz göre göre kabul ediyordu. Ve bunu kimse istemezdi.
"Hiçbir şey bilmiyorum Taehyung-shi. Bu yüzden her şeyi öğrenmeden önce hakkında bir şey söyleyemem." dediğinde bir yandan da havluyu Taehyung'un saçları üzerinde gezindirerek onları kurulamaya devam ediyordu Jungkook.
Öğrenirse kaçar mıydı kendisinden?
İçine düşen bu soru ile umutsuzca nefes verdi Taehyung. Az önceye kadar gitmesini bir şekilde kabullenmişti. Hayatında bir şeyin değişmeyeceğine bile inandırmıştı kendisini. Ancak şimdi.. göğsünde ağladığı, saçlarını öptüğü, kendisini seven Jungkook'u bırakmak zor geliyordu Taehyung'a. Çünkü yaptığı davranışları ile kafasındaki onu bırakacak olan Jungkook hiçbir şekilde uyuşmuyordu.
"Yurda dönebilir miyim?" diye sordu Taehyung olanları daha sonra anlatmak istediğinden. Önce Jungkook'un kendisini bırakmasını kabullenmesi gerekiyordu. Daha sonra anlatabilirdi.
Hava gürlediğinde yavaşça olduğu yerden kalkıp camdan baktı Jungkook. "Yağmur yağıyor." dediğinde ise Taehyung, başında bırakılmış olan havluyu koltuğun bir köşesine atıp ayağa kalktı.
"Hasta olursun." dedi ona Jungkook. Ancak Taehyung'un bunu önemsediği pek söylenemezdi. "Bir şey olmaz." diye mırıldandıktan sonra etrafına bakındı Jungkook'la göz göze gelmemek için. İkisinin de sessiz kalması sonucu salondan ayrılmak için adımını atacaktı ki Jungkook'un söylediği sözler onu durdurdu.
"Bu gece-" dedikten sonra ensesindeki saçlara gitti bir eli. Bir yandan da Taehyung'un yanına ilerlemeye devam ediyordu. Yüzü, Taehyung'un sırtına dönük şekilde beklerken, "Bu gece- yani- burada kalmak ister misin?" diye tamamladı yarım kalan cümlesini.
Arkasına dönüp biraz kocamanca açtığı gözleriyle Jungkook'a baktı Taehyung.
"A-ayrı uyuyacağız, yalnızca hava çok yağmurlu ve- ve belki-" dedikten sonra yutkundu Jungkook. "Belki seni biraz daha fazla görmek istiyor olabilirim. Sen uyurken, biraz daha seni izlemek istiyorum." dediğinde beklemediği cümle sebebiyle kesinlikle utanmıştı Taehyung. Bu yüzden gözlerini hızlıca Jungkook'tan kaçırdı ve ne cevap vermesi gerektiğini düşündü bir süre.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
291207 ✓
Fanfictionaptaltavşan bugün yaptığın şey ben yanından geçmeseydim sonunun ne olacağına dair bir fikrin vardı değil mi taehyung ölecektim -görüldü ⊹ taekook ⊹ texting/sonlarda düzyazı✍️🏻 tek miniğime🤏🏼 @vantemae başlangıç: 121222 bitiş: 260123