Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfenn^^
☾
☾
Yıldızlardır belki de bu hikayedeki diğer kişi...
Onlara üzülmeli mi bu cani?☾
Kaderin verdiği zorluklarla kendini geliştirmeyi öğrenmişti Ay. Ya da sadece denemişti. Vazgeçemiyordu aşkından ama onun kendine her salise zarar verdiğini biliyordu. Deniyordu her seferinde onu yıldızlara bırakmayı. Peki bu kadar kolay mıydı pes etmek? Savaşmayacak mısın aşkın için?
Biraz önce okumak için elime aldığım kitabı daha bir sayfası bile bitmeden dayanamayarak sertçe kapattım.
Ay madem hala çok istiyor sevdiğini zorluklarla mücadele etmeyi öğrenmeli. Gece ondan kaçmıyor, belki de sadece kıskandırmak istiyordur sevdiğini. Böyle bir ihtimal olabilir mi?
Gece de Ay'a aşık olabilir mi?Aklıma dün okulda girdiğim söz dalışı geldi. Aynı kitabı okuyorduk belli ki. Konu aynı, taraflar farklı.
Nasıl hala gece'yi suçlu görüyordu anlamıyorum.Bugün dersleri ekip sadece kafam dağılsın diye okulun kütüphanesine gelmiştim.
Başımın ağrımaya başladığını hissettiğimde oturduğum masadan kalktım. Elimdeki kitabı aldığım rafa geri koyunca yavaş adımlarımda kütüphaneden çıktım. Hemen eve gitmek istemiyordum, temiz hava'nın başım için iyi gelebileceğini düşündüm. Elimde tuttuğum ceketi hızla üzerime geçirdim ve düz yolda yürümeye başladım. Daha erken olmasına rağmen hava bugün oldukça soğuktu.
Sanki rüzgâr Güneş'e küsmüşte ona olan kırgınlığını bu şekilde gösteriyordu. Aklıma gelen şeyle yürümeye devam ederken hafifçe gülümsediğimi hissettim. Farkında olmadan bu kitabın beni etkilediğini burdan anlayabiliyordum. Kendime gelmek için başımı sağa sola salladım.Bir süre daha yürüdükten sonra, karşıma geçen sene İlya'yla beraber sürekli geldiğimiz park çıkınca elimde olmadan yüzüme gülümsememi tekrar yerleştirdim. Kendimi tutamayarak tamamen boş olan parktaki salıncaklardan birine koştum. Başımın ağrısı koşuşumla daha da şiddetlenirken bunu umursamadım. Hemen iki salıncaktan birine oturdum. Eski anılar aklıma geldikçe gülümsüyor, İlya ile tanıştığım için kendimi şanslı hissediyordum. Salıncağın zincirlerini sıkıca tutarak bedenimi onun hareketlerine göre ayarlamaya çalıştım. Bedenimin her hareketiyle salıncak hızlanırken yüzümdeki gülümseme daha da artıyordu. En sonunda hıza dayanamayıp yanlışlıkla kahkaha attığımda artık durmam gerektiğini düşündüm. Yaşımın böyle şeyler için büyük olduğunu hatırlayıp anında gülümsememi yüzümden sildim.
Salıncak yavaşça durunca kimse var mı diye etrafıma bakındım. Kimseyi göremesem de boğazımı temizleme ihtiyacı duydum. Başımın ağrısının azaldığını hissedince bu kadar temiz hava'nın yeterli olduğunu düşünüp oturduğum salıncaktan kalktım. Güneş'in açtığını gördüğümde istemeden yine gülümsedim. Rüzgâr'la barışmış olmalılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AY VE GECE
Teen FictionGenç çocuk karşısındaki kızın yavaşça kaldırdığı ve ayın yavaşça aydınlattığı yüzüne odaklandı. Başka hiçbir şeye değil. Ne gelen sesleri ne de karşısında hiç tanımadığı bir kızın durduğu düşüncesini umursamaması gerektiğini hissetti. O an tek görme...