game, seungin

cevabını aldın mı?

"JİSUNG?!"

"Naber miho?"

Jisung gerçekten de gelmişti ve minho hayatının şokunu yaşıyordu.

"İyi s-senden?"

"İyidir. Dışardaydım uğriyim bi dedim" dedi jisung sırıtarak.

"Kahve?"

"Hayır demem"

Minho kapıdan çekilip içeri girmesi için jisunga yer açtı. Jisungun aksine gergindi minho. Eli ayağına dolanmıştı.

"Sen geç içeri ben de kahve yapiyim. İstersen mutfakta yanımda da durabilirsin"

"Yanında" bastıra bastıra söyledi jisung. "Dururum"

Minho belirgin bir şekilde yutkundu. Birlikte mutfağa geçtiler.

"Şekersiz içerim"

Minho kahveleri yapmaya koyuldu. Jisung da arkasındaki ufak masada oturuyordu. Sessizlik çok geriyordu minhoyu fakat belli etmemek için elinden geleni yapmaya çalışıyordu.

Kahveleri alıp jisungun karşısına oturdu ve kahvesini izlemeye koyuldu.

"Çok güzelsin minho"

Minho beklemediği iltifatla donakaldı. Gözleri kocaman açıldı ve etrafa bakmaya başladı.

"Eee şey... Mm teşekkür ederim. Sen de öylesin" gergin bi şekilde sıraladığı kelimeler ve jisungun gözlerinin içine bakamamasıyla çok tatlı görünüyordu. Jisung hafifçe kıkırdadı.

"Ne zaman açılmayı düşünüyordun minho. Daha beklememe gerek var mı?" Kahvesinden bir yudum içti.

"Bilm- NE?! NE AÇILMASI YOK Bİ ŞEY AHAHAH" jisung çok sakin sorduğundan minhonun boşluğuna gelmişti. Jisung kahkahayı patlattı.

"Ya minho uzatma biliyorum işte. Hyunjin söylemiş felixe o da bana yetiştirdi."

"Vay am hoş- AY ÖZÜR DİLERİM."

Jisung tekrar kıkırdadı. "Senin ağzından duymak istiyorum" minhonun dudaklarına bakarak mayışmış bir şekilde konuştu. Minho yutkundu.

"Jisung... Ben şey yani evet senden hoşlanıyorum ama... Söyleyemedim ne zamandır görüşmüyoruz di-"

Jisung minhonun sözünü, masanın üstünden eğilip dudaklarına bir öpücük kondurarak kesti. Minho kıpkırmızı olmuştu. Boş gözlerle jisunga bakıyordu.

"Cevabını aldın mı Lee Minho?"

Minho aldığı olumlu tepki ile oldukça rahatladı. Artık utanmıyordu. Biraz yaramazlıktan zarar gelmez diye düşündü.

"Almadım" dedi sırıtarak. Bu sefer şaşıran jisungtu ama bu şaşkınlık uzun sürmedi.

"Tekrar veriyim o zaman" dedi oturduğu sandalyeden kalkarak. Minhonun yanına gidip bir bacağını minhonun yan tarafına atarak yüzü ona dönük bir şekilde kucağına oturdu. Hiç beklemeden dudaklarına yapıştı.

Yavaş bir şekilde öpüşüyorlardı. İkisi de halinden mutluydu. Jisung vücudunu biraz daha minhoya bastırdı. Minho güçlü kollarıyla jisungun ince belini sıkıca sardı.

İlk ayrılan minho oldu. Nefesini düzene soktuktan sona konuştu.

"Han jisung, sevgilim olur musunuz beyfendi?"

"Olurum Bay Lee Minho"

Minhonun yüzünde nazik bir gülümseme oluştu. Jisung sevgilisinin dudağının kenarından öptü. Bir süre sarıldılar fakat minho birden esnemeye ve mayışmış sesler çıkarmaya başladı.