Under The Rain

58 8 24
                                    

Hyunjin dolaptan bir tane süpürge alıp yerleri süpürmeye başladı. Hem yerleri temizliyordu hem de toz alan Felix'i izliyordu.

Felix ile göz göze gelince yere bakmaya başladı. "Bir şey mi oldu Hyung?" Hyunjin kafasını kaldırıp bir süre baktı.

"Sence ben kötü bir sevgili miyim?" Felix bunu beklemiyordu. Bir şey demedi, demelimiydi diye düşünmeye başladı.

"Seni kırmak istemiyorum Hyung. Ne demeliyim onu da bilmiyorum ama bana göre sen çok iyi birisin, çok düşüncelisin..."

Hyunjin ona dönüp afif bir şekilde güldü. Hyunjin'nin bunu duymaya ihtiyacı vardı.

Beraber 1 saat boyunca kafeyi temizlediler. Hyunjin ve Felix yorgunluktan kendilerini koltuğa attılar.

*Teşekkürler Hyung. Sen olmasan bu temizlik bitmezdi!"

"Ne demek Lix. Sana her zaman yardım ederim."

Felix ve Hyunjin koltukta uyuya kalmışlardı. Felix sabah olunca hızlıca yerinden kalktı. Offf nasıl Burda uyuya kalmışım! Dercesine kafasını ellerinin arasına aldı.

Aklına Hyunjin'nin akşam burada olduğu geldi. Hızlıca kafasını kaldırıp yan tarafa baktı ama o orda değildi.

Masaya incelediğinde araba anahtarı duruyordu. "Gitmemiş..." dedi sessiz bir şekilde.

"Kim gitmemiş?" Diye bir ses duydu Felix. Kafasını kaldırdığında elinde 2 tane kese kağıdı olan Hyunjin'i gördü.

Aynı tonla "gitmemişsin..." dedi Felix. Hyunjin, Felix'in saçını okşayıp "gitmedim..." gülümseyerek.

Beraber koltuğa oturup sandviçlerini yemeye başladılar. Hyunjin ayağa kalkıp mutfağa doğru gitti.

"Ben ne yapıyorum ya?" diye kendi kendine konuşmaya başladı Felix.
Felix kendi kendine konuşurken Hyunjin 2 tane latte ile geliyordu.

"Bekletmedim dimi?" yerine oturdu. Felix bir şey demedi bile. Sadece önündeki yemeği yiyordu. "Cevap vermiycek-" derken Hyunjin'nin telefonu çaldı.

Arayan Jeongin'di. "Pardon. Telefonu açmalıyım?" Telefonu açıp konuşmaya başladı. "alo pamuk şeker!" Felix, Hyunjin konuşurken onu izliyordu.

"peki geliyorum." diyip telefonu kapattı. "Çok üzgünüm. Jeongin beni çağırıyor!" diyip üstüne ceketini giydi ve arabasına binip gitti.

Felix çökmüştü. Telefonu çıkartıp Seugimin'i aradı. " Seugimin! Benim kafeye gelsene biraz dertleşelim..."

Seugimin geldikten sonra Felix 2 tane sıcak çikolata yaptı." Anlat bakalım derdini. " Diyerek başlattı konuşmayı Seugimin. Felix 3 yudum aldıktan sonra konuşmaya başladı.

"buraya gelmemin en büyük sebebi ne Seugimin?" Seugimin bu soruya cevap vermedi. Felix gözlerini ona diktikten sonra Seugimin "iş ve Hyunjin için" diye cevap verdi.

" yılbaşından 2 gün önce Hyunjin benim kafeye geldi..." diyerek devam ederken "olabilir." araya girdi. Felix sert bir şekilde nefes verdiğinde Seugimin ağzını kilitlemiş gibi yaptı.

" Ama o gün aynı saatte sevgilisi ve başka erkek ile geldi. Bu erkekte onların arkadaşı. Yurt dışından gelmiş. Neyse ben onlara yılbaşı tatlımı ikram ederken sevgilisinin yanında ki çocuk 'bak bizim içtiğimizden!' dedi. Sonrası karmaşık."

Seugimin'nin kafası karışmıştı. İçeceğinden yudum alıp konuşmaya başladı." Şimdi Burda aldatma mı dönüyor? "

Felix nefes verip" bilmiyorum ama araları soğdu. Akşam da bana yardım etmek için burada kaldı. Sonra burda uyuya kalmışız."

Kanadı Kırık KuşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin