Felixe araba çarpmıştı ve Hyunjin ise orda kalmıştı. Ona sadece belli bir uzaklıkta bakıyordu. En sonunda gözlerinden akan yaşlarla ona doğru koşup kanlar içinde duran sevgilisinin yanına çöktü.
"Felix yavrum aç gözlerini! Bak anlatıcam her şeyi ama aç gözleri..."
Ona deli gibi sesleniyordu ama Felix kapanmış gözleri kanlar içinde onun kollarında duruyordu. Bir süre sonra bazı insanlar da onların etrafına gelmişti.
Hyunjin etrafa bakıp gözlerinden akan yaşlarla sert bir tonla "AMBULANSI ARASANIZA!" diye bağırıyordu. Kolları ve üstü kan içindeydi ikisininde.
"bebeğim aç artık gözlerini." diyerek ellerini Felix'in kapalı gözlerinde gezdiriyordu. Hyunjin'in akan göz yaşları Felix'in teniyle birleşiyordu.
Ambulansın sesini duyunca şişmiş ve kıpkırmızı olmuş gözlerini o tarafa döndürdü. Ambülans onların yanında durup çıkan çalışanlar yanlarına geldi. 2-3 kişi Felix'in başındayken diğerleri Hyunjin'i çekmeye çalışıyordu. Hyunjin ondan uzaklaşmak istemese bile zorla güçsüz bedeni çekiliyordu. Çalışanlar ona ne kadar seslense bile sedyeye kaldırılan gözleri kapalı tepkisiz sevgilisinden gözlerini alamıyordu. Sevgilisi sedyedeyken çalışanlar onu ambulansa götürürdü. Hyunjin de çalışanlarla beraber ambulansın ön tarafına bindi.
"hızlı olun lütfen! Sevgilim ölmesin."
Diye bağırıyordu adeta Hyunjin. Çalışanlar kafası ile onaylayıp fazla tehlikeli olmayacak şekilde hızlı sürmeye başladı. Hyunjin'in vücudu deli gibi titriyordu. Ellerini kafasına koyup eğilmişti. Gözünde canlanan sevgilisi daha çok delirtiyordu. Elleriyle kafasına vurmaya başlayıp ağlamasını durduramıyordu."sakin olun beyfendi." diyerek onu tutmaya başladı yanında oturan çalışan. Hyunjin ona dönüp sessizce gözlerinden akan yaşlarla bakmaya başladı.
"olamıyorum." diyip kafasını eğdi sadece.
En sonunda hastaneye gelince arkası açıldı ve ondan sonra ön tarafta açıldı. Hyunjin hızlıca inip sedyeyle götürülen sevgilisinin yanına koştu. Yatan sevgilisinin yanına gelince kan olmuş elini tuttu.
"seninleyim bebeğim." dedi ama asla bir tepki alamıyordu. Onunla konuşurken tepki almak istiyordu ama alamayacağınıda biliyordu.
Felix'i ameliyata soktular acil bir şekilde ve Hyunjin dışarda kalmıştı. Hyunjin ameliyathanenin karşısına çöküp dizlerini kendisine çekti. Eliyle cebinde ki telefonu çıkartıp Minho'yu aradı.
"alo Hyunjin." diye bir ses geldi karşı taraftan. Jeongin'in sesiydi...
"J-Jeongin?" dedi ağlamaklı bir sesle.
"Hyunjin bir sorun mu var?" diye sordu. Jeongin konuşurken yan taraftan Han'ın sesi geliyordu.
Hyunjin diğer eli ile saçlarını karıştırmaya başladı. "çok kötüyüm. F-Felix'e.... Araba çarptı. Yoğun bakımda yardım edin!" dedi güçsüz bir sesle.
"NE!" diye bir ses geldi topluca. Orda 4 kişi panik içindeydi. "bekle geliyoruz." dedi bu sefer Minho.
Hyunjin aramayı kapatıp, mesajlaşmaya girip eski gruba adresi attı. Tekrar bir süre sonra Minho onu aramıştı."oğlum sen neden paris'tesin? Neyse, ilk uçak ile geliyoruz." diyip kapattı.
Hyunjin ne yapacağını bilmiyordu. Bazı doktorlar, çalışanlar yanına gelip bişeyler uzatıyordu ama o sadece şişmiş gözlerle kapıya bakıp tekrar ağlıyordu. Ameliyat fazla uzun sürüyordu ve Hyunjin bu uzun zamanda kriz geçirecek gibiydi.
" Hyunjin!" diye bir ses duymuştu yan taraftan ve Hyunjin ayağa kalkıp oraya doğru koştu. Ona seslenen kişi Jeongin di. Hyunjin ona doğru ilk koşan Jeongin'e sıkıca sarılıp yere çökmüştür. Herkes şuan koridorun ortasında ağlıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanadı Kırık Kuş
RomanceHyunjin büyük bir modeldi. kendisi ile beraber olan tatli sevgilisi jeongin vardi. 2 yıldan fazla süren bir ilişki vardı. onunla beraber olduğu her dakika çok önemliydi. onu her yerde fotoğrafa çekiyordu... biri daha vardi. sabahlari chef aksamlari...