Bunu okuyan sen, hoşgeldin!
Nasılsın? İnşallah iyisindir ve her şeyin yolundadır 🤎.
Seni beklettigim için özür dilerim fakat hem bölüm için bir şeyler düşünmek, yazmak baya zaman aldı. Bu bölümü diğer bölüme nazaran uzun yazmak istedim. İnşallah begenirsin ve okumama değer 🤎.
Oy ve yorumlarini dört gözle bekliyor olacağım ⭐✍️
Not: Kitabda hiç bir şekilde diğer kurgulardan çalıntı, alıntı, esinlenme yoktur. Her şey bana aittir. Kurgu tamamen kendi dusuncemle ortaya çıkmıştır. Buna göre yorum yapın. Sınırı aşmadan yorum yapabileceğine inanıyorum sevgili okurum.
Keyifli okumalar dilerim 🖤❤️
Buradan Rauf'a ve Arzu'ya ne demek istersiniz?
👇🌑
2. Bölüm: Canavarın Gürültülü Gücü
Bedenimde hissettiğim titreme sonucunda omzumdaki beyaz şala biraz daha sarıldım. Üşüyordum. Ancak içerisi o kadar da soğuk değildi. Lütfen hasta olmayayım!
Daha yeni iyleşmişken yeniden hasta olmak o gripi çekmek istemiyordum. Ancak bünyem beni dinlemeyip zayıf düştüğü için hemen bir tık soğukta hop! Hastalaniyordum...
Düşünmekten kafama ağrılar giriyordu artık. Fakat bu düşünceleri ne aklımdan ben ata biliyordum, ne de onlar aklımı terk ediyordu. Aksine bir dusuncenin ardından bir diğeri doğuyordu. Üreme gibi düşünün.
Ne diyorum ben?
Aklımda bin bir fikir vardı ve hangisinin doğru olduğunu seçmekte zorlanıyordum.
Dışarıda yağan kar beni mutlu etmiyordu. Karı, kışı sevmezdim. Hatta nefret ederdim ancak...izliyordum. Belki de onu ozledigim içindir? Öyle değil mi?
Evet. Öyle Arzu.
Tabiki öyleydi. Onu çok özlüyordum. Her hatırladığım da sanki canımda can, kanından kan gidiyordu. Aklımı yitirecek dereceye geliyordum. Ancak sakin olmalıydım. Ağlamamalıydım.
Ağlama Arzu. Ağlama.
Aglamayacaktım. Karnım titriyordu soğuktan.
O gün öylece gözlerimin önündeydi. O karı, o geceyi, o haberi... Toparlanamamıştım. Hiç bir şekilde hemde. Oysa ne hayallerimiz vardı... Ne isteklerimiz... Ama aldılar onu benden. Bizden...
Bu düşünce kafama şimşek hızıyla girerken sinirle dişlerimi sıktım. Şimdiyse bedenim soğuktan değil, açıdan ve öfkeden titriyordu. Acimadılar ona. Acımadılar...
Acımadılar ona Arzu. Seni körpece sevene acımadılar. Acımadılar...
"Hık..." Dudaklarımdan kaçan hıçkırığı tutamamıştım. Dayanamıyordum işte. Gözlerimi camdan çekip odanın diğer tarafındaki rafa değdirdim. Yavaş adımlarla rafa doğru yürümeye başladım. Adımlarım yavaştı ama ona tekrar dokununca hissedeceklerimi ezbere biliyordum.
Özlem...
Öfke...
Kırgınlık...
![](https://img.wattpad.com/cover/320896498-288-k982413.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TABBO
General FictionAzerbaycanlı özel kuvvetlerden bordo bereli olan Rauf Memmedov verdiği sözü tutmak için Türkiye'ye gelir. Fakat bu sözü yerine getirmesi için gittiği yerin albayından hoşuna gitmeyecek bir şart duyar. "Sana yardım edeceğim ancak bir şartla." "Ne?"...