Bölüm-4

1.6K 23 10
                                    

Heyy! Uzun süreden sonra yeniden sizlerleyim. İlginizden dolayı gerçekten minnetarım. Özelden mesaj atanlar mı desem, yorumlar mı desem, voteler mi desem! Hepinize çok çok çoook teşekkür ederim. Sizi daha fazla oyalamadan bölüme geçmek istiyorum. Tekrar teşekkür edip, güzel kalplerinizden öpüyorum.
Sonlara doğru yaş hesaplamakla beyninizin yanacağını istemediğim için Aslı ve Şahin'in yaşını söylüyorum: Şahin 26, Aslı 23 yaşındadır.

Aslı...

Sabah sevdiğim adamın kollarında uyanmak, onun kokusuyla huzur bulmak, sakallarında ellerini gezdirmem, yüzüne ezberlercesine dikkatli bakmam.... Hepsi sanki hayalden oluşuyordu. Herşey seneler önce sadece hoşlantı duyduğum adamın beni geneleve bırakmasıyla başladı.

6 sene önce...

"Metin! Lütfen beni burada bırakıp gitme! Ben burda mahfolurum, lütfen! Bir şans daha ver, deni hep mutlu ederim. Yemin ederim sözünden çıkmam lütfen Metin!" Kolumda olan elini daha çok sıktı ve ağzından şu sözler döküldü. "Senin yerin burası kaltak. Her gün altıma giriyordun zaten birşey değişmeyecek, yine her gün zevkten kıvranacaksın ama başka yüzlerle." Duyduğum sözler karşısında ağzım sınırlarına zorlayarak açıldı. Akan yaşlarım durdu, daha doğrusu durmak zorunda kaldı. Çünkü göz pınarlarım kurumuştu adeta. Beni itekleyerek odalardan birine attı ve kapıyı üstüme kilitledi. Ben çığlık atarak kapıya vururken, bana cevap olarak kapıya sert bir şekilde vuruldu ve konuşma sesleri geldi.
"İşinde iyi mi?" dedi yabancı bir ses.
"Oldukça iyi her gün becerdim sürtüğü." dedi alçak adam.
"Yanlışı olursa hem sen hemde o ölür."
"Merak etme patron, yanlış yapmaya götü yemez. Henüz daha masum."
"Anlaşıldı, benimle başlasın o zaman işine." dedi yabancı ses, dehşetler içinde onları dinliyordum. Metin'in son sözleri "Yaşlı amcalara dikkat et güzelim, fazla yorarlar." olmuştu. Hayır! Hayır, beni burada bırakıp gidemezdi. Onun yaptığı kalleşliği kimse yapamazdı! Olamazdı ki böyle birşey! Kilit sesi duyulunca korkuyla geriye kaçtım, kapı açıldı ve sesi gibi sert yüz hatlarına sahip birisi girdi içeriye.
"Lütfen bana zarar verme, lütfen."
Bir piç gibi sırıtarak bana doğru yaklaştı. Ona itiraz edemedim, hem Metin hemde kendim için. Evet onun bana yaptıklarına karşın hâlâ onu düşünüyordum. Sanırım o alçağa aşıktım...
Adam yüzümü kapatan saçlarımı geriye atıp, dudağıma eğildi. Kısacık bir öpücük kondurup geri çekildi. Bu hareketinden dolayı bana zarar vermeyeceğini düşünmüştüm lakin bu fırtınadan önceki sessizlikmiş... Beni sertçe yatağa fırlatarak "Bugünki oyuncağım sensin küçük fahişe!" dedi. Ağlamam ve hıçkırıklarım şiddetlendi. Adeta kasılmaktan ve kendimi sıkmaktan hareket edemiyordum. Sadece hıçkırıyordum. Yatağın yanındaki çekmeceden kelepçe alarak beni bileklerimden yatağın başlığına bağladı. Ve hızlı hareketlerle önce beni soydu, sonra da kendisini. Dudağımdan başlayarak, kadınlığıma kadar ufak öpücükler kondurdu. Sıra kadınlığıma geldiğinde nazik olmayı bırakarak sertleşti. Ve dilini kullanarak, kadınlığımı becerdi. Şuanda kendimi kasmaktan başka hiçbir şey yapmıyordum ve hissetmiyordum. Tek hissettiğim iki duygu vardı onlarda tiksinti ve nefret.
Adam yine hızlı hareketlerle kalkıp, içime girdi ve yaklaşık bir saat üstümden kalkmadı. Daha sonra nefes nefese yanıma yattı. Dudağıma küçük bir öpücük kondurarak "Bundan sonra benim küçük fahişemsin." dedi. Kim bile bilirdi ki onun Şahin olduğunu ve hayatımın aşkı olduğınu?"

"Niye ağlıyorsun?" diye sordu uykulu sesiyle Şahin.
"Hiç... Eskiler aklıma geldi Şahin." Bir şey diyeceği sırada, parmaklarımı dudağına koydum ve konuşmasına izin vermedim. "Bir dur, asla seni suçlamıyorum. Beni o bataklığa batmadan kurtaran sendin, ya senin yerin başka biri gelseydi? O zaman nolurdu diye düşünmektenken kendimi alıkoyamıyorum. Yani ne bileyim, bazen aklıma gelince kötü hissediyorum..."
"Aslı... Asla sözümü kesmeden beni dinleyeceksin. Her ne olursa olsun, tamam mı?" Usulca başımı salladım.
"Aslında senin Metin ve benimle tanışman tesadüf değildi. Ben seni altı sene değil, on üç seneden beridir tanıyorum ve bekaretinin babama gittiğini de biliyorum. Babam olacak alçak adam sana baban yüzünden türlü türlü işkenceler yaptı ve sen daha çok küçüktün, küçüktük... Babam sana tecavüz ederken karşında sandalyeye bağlı ağzı kapalı, gözleri yaşlı çocuğu hatırlıyor musun? Adını bilmediğin ama kahramanın olduğunu söyleyen minik çocuğu?"
Duyduklarım karşısında adeta kilitlenmiştim, bu doğru olamazdı ki Demir yani Şahin'in babası bana babamın ona olan borcu yüzünden türlü türlü işkenceler yapmıştı. Normalde babamın Demir'e para vermesi gerekti ama beni vermişti. Bunun karşılığında Demir babamın peşini bırakmıştı. Ama beni... Beni o alçak adama satmıştı. Şimdi Demir, Şahin'in babası mıydı? Hayatımı mahfeden, beni karanlığa iten adam? Bir şey söylemek istedim ama beceremedim ki, Şahin'in ilk defa ağladığını görüyordum. Minik ellerimle göz yaşlarını sildim. Ve Şahin sözlerine devam etti.
"Hatırlıyorsun dimi? Ben olanlar için o kadar üzgünüm ki. Babamı her zaman çok severdim, bebekliğimden beri hatta seni döverken bile. Ama yanlış anlama kesinlikle sana vururken mutlu olmuyordum, hani hayranlık beslediğin birini her ne olursa olsun seversin ya öyle bir sevgiydi benim sevgim babama karşı. Ama gözlerimin önünde sana tecavüz ettiğinde yıkıldım Aslım. Babam ilk önce benim sana tecavüz etmemi emretti, ben red edince beni öldüresiye dövdü, yinede kabul etmedim. Sonra bana ceza olarak benim gözümün önünde sana tecavüz etti. Sana, senin kahramanın olduğumu söylediğim günü hatırlıyor musun?

Umutsuz AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin