Dinler misin?

Dinler misin 2 / Bölüm 9

2 / Bölüm 9: Akşam Yemeği

"And if somebody hurts you, I wanna fight
– Ve biri senin canını yakarsa savaşacağım
But my hands been broken, one too many times
– Ama ellerim kırıldı,birçok kez
So I’ll use my voice, I’ll be so f*cking rude
– Bu yüzden sesimi kullanacağım,çok kaba olacağım
Words they always win, but I know I’ll lose
– Kelimeler,onlar her zaman kazanır ama biliyorum ben kaybedeceğim"

Şarkının en güzel yerinde kafeye vardığımda kulaklığımı kulağımdan çıkartıp içeriye girdim. Saat 14.26'ya geliyordu ve Tuna her zamanki gibi müşterilerle ilgileniyordu. Ona selam vermek istemediğimden görünmemeye çalışarak tezgahın başına geçtim. Dünden beri içimdeki burukluk geçmemişti. Canım yeterince yanıyorken bir de üstüne Buket'in yüzücü olduğunu öğrenmiştim. Aklıma geldikçe içim cız ediyordu.

"Sonunda Denizlerin Efendisi, kendi denginde bir deniz kızına rastlıyordu." Soğuk bir su içip içimdeki yangını söndürmeyi diledim. Umutlarım günden güne tükeniyordu. Kaybedeceğime olan inancım her geçen gün artıyordu.

"Hazan?" Kapıdan içeri giren Tuna'yı buldu bakışlarım. "Geldiğini fark etmedim. Hoş geldin."

"Henüz geldim zaten." Askıdan önlüğümü alıp belime bağladım. Onunla ne kadar az konuşursam o kadar iyi olacaktı benim için.

"Düne göre daha iyi misin?"

"İyiyim."

"Ben siparişleri bırakayım öyleyse. Kolay gelsin sana."

"Sana da." O gittikten sonra kafamı dağıtmayı umarak sadece işime odaklandım. Belli bir süre gerçekten de etkili oldu bu ama sonrasında yeniden Tuna ile doluştu zihnimin her köşesi.

"Beni hatırlamalısın Tuna." Birkaç saat daha böyle geçtikten sonra nihayet işlerin yoğunluğu azaldı. Kendime bir kahve hazırlayıp tezgahın önündeki sandalyelerden birine oturdum. Batu, Selen ve benim olduğum gruptan birkaç mesaj vardı. Dün için onlara da kırgın olsamda yine de mesajlara tıkladım.

Selen: Hazan'ım.

Selen: Hala kızgın mısın bize?

Selen: Gece aramalarımıza da dönmedin.

Selen: Çok merak ettik seni.

Batu: Ben senin ne hissedeceğini düşünmeden hareket ettim Hazan.

Batu: Kızmakta çok haklısın.

Batu: Ama Tuna'yı ne kadar özlediğimi de biliyorsun.

Batu: Bir şekilde yeniden hayatına dahil olmaya çalışıyorum.

Hazan: Sorun değil.

Hazan: Anlıyorum ikinizi de.

Hazan: Ama beni de anlamaya çalışın lütfen.

Hazan: Sevdiğim adam beni unuttu, bir başkasına aşık oldu.

Hazan: Ben bunun ağırlığı altında ezilirken siz de sırtıma yeni yükler bindirmeyin ne olursunuz.

Selen: Sen, Tuna'nın senden başkasına aşık olabileceğine ihtimal verebiliyor musun cidden?

Hazan: Tuna yok Selen.

Hazan: Tuna beni de, bana olan aşkını da hiçbir zaman hatırlamayacak.

Hazan: Biz Tuna'yı iki sene önce kaybettik.

Hazan: Bir daha bulmamak üzere.

Batu: Sen o iki sene boyunca Tuna'nın yaşadığını bize inandırmak için kendini paralamadın mı?