4. Bölüm; Eski Ev

3 1 3
                                    

 İyi okumalar💜

Bölüm şarkısı; Çağan Şengül, Işıl Ayman, Rengarenk ormanlar


Hayatım boyunca hep kendimi sevdirmeye çalışmıştım. Annem beni sevsin diye çok uğraşmıştım. Kalbimin kırık yerlerinden tutup iyileştirsin diye çok çabaladım. Ellerimi tutsun istedim, hep özendiğim ince parmakları saçlarımda gezinsin, yanaklarımda öpücüklerinin izlerini taşıyayım istedim. 

Hiç biri olmadı. 

Ne kalbim artık eskisi gibi iyileşmek istiyor, ne de saçlarımın sevgiye ihtiyacı var. 

Büyüdüm ve büyürken belki de bilmeden kalbimi kaybettim. Ben olan, benden olan her şeyi arkamda bırakıp yeni bir Aden oldum. Acılarım ve sevgisizliğim benden yeni bir ben ortaya çıkardı. İçimdeki harabeyi ise bir kuytuda bıraktım. Tıpkı mor duvarları olan o yıkık evi bıraktığım gibi. 

Açık camdan içeri dolan soğuk hava ile uçuşan saçlarımla beraber yüzüme bir tebessüm oturdu. Eskiden ne kadar da severdim saçlarımın rüzgara kapılmasını. Kendimi uçuyormuş gibi hissederdim. Yüzümdeki çiziklerin hafiflediğini ve onların tekrar oluşmayacağını düşünürdüm. Ne kadar aptalca. Hiç bir zaman kurtulamadım o yaralardan. 

Annem babamdan sonra tekrar evlenmeye karar verdiğinde beni bırakmıştı. Onun için değersiz bir oyuncaktım artık. Benden hevesini almıştı ve bir kenara atmıştı. Oysa oyuncakların da bir kalbi vardı. 

Odanın kapısı tıklanınca arkamı dönerek kapıdaki kişiye girmesini söyledim. Asistanım kucağında taşıdığı dosya yığınları yüzünden görünmez bir halde içeri girince dudaklarımın arasından bir kıkırtı kaçtı.

"Aden hanım istediğiniz dosyaları getirdim. Ama bu kadar dosyayı tek başınıza incelemek biraz yorucu olmaz mı?" 

"Biraz yorulmaktan bir şey olmaz Berk merak etme." Dikildiğim camın önünden ayrılıp masama gidip oturdum. Şirkette olmadığım iki günde fazlaca dosya birikmişti ve ben işlerimi biriktirmeyi hiç sevmezdim. Üstelik önemli olan iki görüşmenin hemen öncesinde ipleri salmak hiç benlik değildi. Babam her zaman 'ipin ucu bir kere kaçtıysa canına okumadan geri gelmez' derdi. Onun sözleri benim için kılavuzdu. Yanımdan ayırmadığım notlarım gibi aklımın bir köşesinde her zaman taşırdım. 

Önümdeki dosyalardan birini alıp incelemeye başladım. Şansıma gelen dosya Saruhanlarındı. Bu konuda beni rahatsız eden şeyler vardı son zamanlarda. Hakan işlerin başına geçtiğinden beri sürekli yaşanan anlaşmazlıklar, şirket çalışanlarının işlerini aksatmaya başlamaları başlıca sebepler arasındaydı ama beni asıl rahatsız eden Hakan'ın kendisiydi. Sinsi biriydi, bakışlarından bile ayırt edilebilen bir sinsilik. İnsanlarla oynamayı severdi. Kendinden başka birini düşünmezdi. Geçmişinde babası sayesinde bıraktığı gece hayatı da bunun kanıtı gibiydi. Magazinlerde sıkça adından söz edilirdi. 

Saruhanların dosyasına sonra bakmaya karar verip annemin hastaneye kaldırılması yüzünden iptal edilen davetin dosyasını elime aldım. Davet için yeni bir gün belirleyip mankenlik ajansına tarihi iletmemiz gerekiyordu. Kenarda duran telefonumu elime alıp ekranını açınca Çisemden bir kaç çağrı olduğunu gördüm. Ona sonra dönmeyi aklıma not edip davetin verileceği mekanın işletmecisini aradım. 

Günü kararlaştırdığımızda ajansı arayıp bilgi verdikten sonra arkama dönüp az önce kalktığım masaya baktım. Dosyalar bir anda o kadar ağır bir yüke dönüştü ki onları Mert'e paslamaya karar verdim. Berk odama gelip toplantıyı hatırlattığında onunla beraber çıkıp toplantı salonuna gittim. 

Siyah SırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin