Akşam olmak üzereydi.
Hâlâ saçma bir şekilde ağlıyordum.Gözlerim ağırmaya başlamıştı,başım çatlıyordu...
Ezan okunmaya başlamıştı,ellerimi açıp dua etmeye başladım...
-Beni bu çıkmaz'dan kurtar Allahım...
Sürekli bu cümleyi tekrar ediyordum...İnsanlar şemsiyeleri ile evlerine koşuyorlardı...
Ben hareketsiz duruyordum,şimşekler çakmaya başlamıştı,gökyüzü lila rekleri ile aydınlanıyordu.
Ayağı kalkıp yürümeye başladım.Savcılığa gidiyordum,yakındı buraya polis arabaları önümü kesmişti.
-Ne var?
-Avukat hanım!
İyimisiniz,lütfen bizimle gelin.
-Bırakın beni!
Bir polis memuru beni sırtladı ve arabaya bindirdi.
Sırılsıklamdım.
Gözlerimi iki saniye kapatınca onu görüyordum...
Kulağımı kapadıkça sesi beni rehin alıyordu...Kafamı cama yaslayıp dışarıyı izlemeye başladım ki,
-Avukat hanım haftalardır sizi arıyoruz.
-Haftamı?
Öhö!öhö!
-Hastasınız sanırım eviniz nerede?
Sizi oraya götürelim.
-Yankı konut.
-Hemen götürüyoruz:)
Yine pencereye dönüp dışarıyı izlemeye başladım.
Evin önüne gelince kapıyı açtım.
-Eyvallah.
Polis memuru elini kalbine götürdü,başını eğdi.
Eve doğru yürüdüm yedek anahtarı çiçeklerimin altına koymuştum,eğilip aldım.
Kapıyı açıp içeri girdim,su damlıyordu halılara.Hızlıca banyoya çıkıp duş aldım sonra giyinme odasına çıkıp mor bol eşovman takımlarımı giyindim,kafamdaki havlu ile mükemmel olduğuma emindim!
Derin bir nefes alıp telefonumu elime aldım sırılsıklam olmuştu.Telefonumu sildikten sonra bildirim kısmına baktım,
-Ne! 7000 bildirim mi?
Telefonu şarj'a takıp koltuğa attım kendimi,klimayı en sıcak dereceye ayarlayıp gözlerimi kapadım.
Tabiiki bir salise sürdü,gözlerimi açtığım'da Tuana ve benim resmimizi gördüm.Hemen ayağı kalktım,Neredeydi Tuana?beni bıraktıklarına göre onu'da bırakmışlardır?
-Hassss!Doğru ya Tuana yoktu malikhanede.Gitmişlerdi...
Ayağı kalkıp dolaşmaya başlamıştım.Ani karar verdiğim an yine kaçırılabilirdim.Bunu hiç istemiyordum...Güvendiğim memurları gözden geçirdim ve Telefonuma yöneldim rehber'den Meltem'i bulduktan sonra tuşa bastım.
-Alo?
-Alo...buyurun?
-Meltem ben...
-Hatice!
İyimisiniz?Tuana nerede?Sen neredesin!?
Kim yaptı bunu size!
Haftalardır size ulaşmaya çalışıyoruz!-
-Ya bir sakin ol...
İyiyim ben...
-Hatice!
-Gerçekten iyiyim sadece...
Bana gelsene.
-Taşınmadın değil mi?
-Hayır.
-Bekle on beş dakikaya oradayım.
-Tamam,görüşürüz.
-Görüşürüz.
Evde deli gibi turlarken kapı çalmıştı.
Hemen kapı'ya doğru koştum.Kapıyı aralamam ile Meltem'in üzerime atlaması bir olmuştu.
-Bende seni özledim ama böyle sıkmaya devam edersen bundan sonra hasretini bana sarılarak değil mezarım'da giderirsin!
-Salak salak konuşma ya!
Kafama bir tane yemiştim,gülümseyip Meltem'e sarıldım.
-Ya çok korktuk size birşey olacak diye...
-...
-Eee?Tuana nerede?
Meltem benden ayrılıp merdivenlere çıkarken Tuana'ya sesleniyordu.
-Tuana!
Tuanaaa!Tuana'nın ağzından;
Çağan su bulamamıştı sanırım...
Ateşim gittikçe artıyordu.Çağan deli gibi su arıyordu.
-Tuana,yalvarırım dayan...
Bekle iyi olacaksın,tamammı?
-Ça...çağan,bak eğer bura'dan
Çıkamazsak...
-Saçmalamayı bırak buradan çıkacağız!Sen iyi olacaksın...
"Toprak yağmura,Ben sana
Aşık olduk yeniden..."
-Çağan bak...
Kendimizi ka...kandırmayalım...
"İmkansız gibi görünen...
Bu mesele..."
-Eğer biraz daha burada kalırsam,havale geçirip öleceğim...
"Girdi aklıma her gece..."
-Tu...tuana hayır!
O kelimeyi bir daha duymak istemiyorum tamammı..!
"Tanıdık bi' melodi..."
-He...hedef'in en başın'dan beri bana zarar vermek değilmiydi...
"Sen miydin sebebi?"
Çağan'ın gözleri dolu dolu beni dinliyordu...
Göz yaşlarımızı serbest bırakmıştık...
"Söylesene..."
-Oluyor işte Çağan.Öleceğim...
-Tuana hayır...
Çağan bana doğru koşup sımsıkı sarıldı bana...
Kollarıyla ateşimi almış,serinletmişti beni...
"Bir kadın gelir değiştirir seni..."
-Tuana...ölmeyeceksin...
Bizim için yaşayacaksın anladınmı!?
"Alıştığın o sert,kararlı şeklini..."
-...
-Tu...tuana kapatma gözlerini!
"Yüz binlerce yıldır böyledir,gider..."
-Tuana...
Tuana hayır!
"Suyun kumsala vurması gibi..."
-Hayır...
Tuana lütfen...lütfen başlamadan bitmemize izin verme...
"Vurması gibi..."