1.BÖLÜM "KARŞILAŞMA"

2.8K 40 27
                                    


Keyifli okumalar🕊

☆Buraya başladığınız tarihi yazar mısınız :)

1.BÖLÜM "KARŞILAŞMA"

Karanlık dar sokakta nefes nefese koşuyordum. İki dudağım arasından içeri sızan havanın yanan boğazımdan aşağı doğru yol aldığını, acı içinde hissediyordum. Bedenim acı içinde iken nereye gideceğimi bilmeden sadece şu arkamdan gelen üç serseriyi alt etmeye çalışıyordum. Kan ter içindeydim; saç diplerim, şakaklarım, boynumdan sırtıma doğru yol alan soğuk terleri hissediyordum. Kalbim deli gibi çarpıyor, yerini beğenmemiş gibi çırpınıyordu.

Omzumun üzerinden arkama baktım onlarla aramızda sadece beş adım vardı, daha hızlı olmalıydım. Bu serserilerden kurtulmam lazımdı. Önüme döndüğümde iki yol ayrımı ile karşı karşıya kaldım. Beni neyin beklediğini bilmeden hemen sağa saptım. Tekrar arkama baktığımda hâlâ takip ediliyordum. Terden yüzüme yapışan saç tutamlarını, elimle sert bir hareketle geriye ittim. Koştum, koştum artık nefes alışlarım bana yetmiyordu ciğerlerim daha fazlası için çırpınıyordu. Ayak tabanlarım tahriş olmuştu, ağzım kupkuruydu bir damla su için dilenebilecek durumdaydım, zihnimde yükselen sesler şiddetini artırmıştı. Sırtımdaki çanta omzumdan sıyrılıp yeri boyladığında almak için yeltenmedim bile...

Seçtiğim yolda büyük bir depo çıktı karşıma, kapısı kapalıydı oraya yöneldim. Zihnimin içindeki savaşın arasında ardımda kalan o üç serseriden kurtulmak için dua etmeye başlamıştım. Gördüğüm kapının önüne geldiğimde, kapıyı tüm gücümle ittirdim, beklediğim gibi olmamış kapı açıktı. Nefes nefese arkama baktım benim kaçışım gibi onlar da hâlâ peşimdelerdi. Hızlı, mekanik hareketlerle içeri girip ardımdan kapıyı kapattım. Kapıyı kapatmamla eş zamanlı olarak terle kaplanmış alnımı demir kapıya yasladım ve ciğerlerimdeki bütün oksijeni dışarı verdim. Yavaşça alnımı kapıdan ayırıp kilit olup olmadığına baktım şans yüzüme bu gece ikinci kez gülmüştü ki kapının kilidi vardı. Telaşlı korku içinde hemen kapıyı titreyen ellerimle kilitleyip derin bir nefes aldım.

Şu an ne hissedeceğimi veya ne düşüneceğimle ilgili hiçbir şey bilmiyordum amacım sadece onlardan kurtulmaktı ve amacıma ulaşmıştım. Ellerimin altında olan kapı yumruklanmaya başladığında geri adım attım, adamlar kapının önünde küfrediyorlardı. Şimdi ne yapacaktım, kapıyı kırıp içeri girebilirlerdi. Birkaç adım geriye gitmemle beraber duvar gibi sert bir şeye çarptım. Gözlerim yuvalarından çıkacak gibi açıldı, bunlar ne ara girmişti bu depoya? Tamam alt edebilirim korkmamalıyım, derin bir nefes aldım, gözlerimi kapattım evet şimdi hazırdım.

Hayır değilim!

Tam çığlık atacaktım ki arkamdaki kişi bunu anlamış gibi vahşi bir hayvan gibi beni duvara itti. Ardından ağzımı kapattı, herhalde omurgalarım kırılmıştı, sırtımda hissettiğim acıyla yüzümü buruşturdum. Neler yapabileceklerini düşünmek bile istemiyordum. Kapı ardında kalan adamalar, birer azgın gibi kapıyı yumruklamaya ve küfretmeye devam ediyorlardı. Eğer dışarıdakiler içeri girmedi ise bu adam kimdi? Yavaşça yaklaştı aramızda hiç mesafe yoktu. Yüzü tam net değildi sadece pencereden içeri sızan ay ışığından yüzünün bir kısmını görebiliyorum.

Gözleri acı çeken bir çocuk kadar masum ve yaralı bir hayvan kadar vahşiydi. Daha duvara ne kadar yapışacağımı bilmiyordum biraz daha zorlarsa duvar ve onun arasında ezilecektim nefes almamanın verdiği zorlukla göğüs kafesim hızla inip kalkıyor, kalbim deli gibi atıyor ne yapacağımı bilmiyordum tek isteğim bu adamdan kurtulmaktı. Ben bunları düşünürken adam bana yaklaştı nefesi kulağımı, şakaklarımı, boynumu yalıyordu. Yaklaştı, yaklaştı kulağımın dibine geldi.

"Sakın sesini çıkarma!" deyip geri çekildi. Son kez gözlerime bakıp, benden uzaklaştı o görmese bile kafamı olumlu anlamda salladım.

Benden uzaklaşıp az önce kilitlediğim kapıya doğru yürüdü titreyen gözlerim gözlerindeyken eli kilide kaydı, olamaz kapıyı açacaktı. Hemen buradan kurtulmam lazımdı. Adam beni onlara teslim edecekti. Ama neden sessiz ol dedi ki? Yoksa bana yardım mı edecekti? Hayır hayır yardım etmeyecek neden etsin ki beni tanımıyordu bile.

Adam, biraz önce korkarak kilitlediğim kapıyı gayet rahat bir tavırla açtı. Kapının açılmasıyla deponun büyük bir kısmı aydınlandı sessizce karanlık olan köşeye çömeldim. Yanımdan uzaklaşan adam, adamlarla konuştu ama sesleri gelmiyordu. Dakikalarca nefesimi tutarak bekledim ama beklentimi karşılayacak tek bir şey olmuyordu sadece anlamsız fısıltıları işitiyordum. Sanki dudaklarım bunu dile getirmiş adamların olduğu yerden kuvvetli bir sesle yerimden sıçradım.

Yanımdan uzaklaşan adam, "Elimden bir kaza çıkmadan def olun lan!" deyip kapıyı sertçe kapattı.

Korkak gözlerim onu izlerken bana doğru değil de benim aksime deponun başka bir tarafına doğru yürüdü. Karanlık gri silüet adımlarını durdurduğunda kafamın içinde şiddetini artıran seslerle birlikte gözlerim adımı seyrederken deponun kapısına doğru ağır sessiz adımlarla yürüdüm. Deponun kapısının kolunu avuç içimde hissettiğim an karanlığa ev sahipliği yapmış kahve rengi göz bebeklerim güçlü gelen ışıkla kapandı.

Gözlerimi tekrar açtığımda olduğum deponun aydınlandığını gördüm. Omzumun üzerinden arkama baktığımda adamın duvar dibinde bana baktığını gördüm. Kalbim henüz hızlı atışlarını durduramazken tekrar göğüs kafesimi acıtacak şekilde atmaya başladığı an avuçlarımda olan kapı kolunu indirip aralanan kapıyla tekrar hızlı bir şekilde koştum. Geldiğim yolda adamların olacağını düşünerek aksi öne doğru döndüğümde ardımda güçlü adımları işittim.

Arkamı dönüp, "Gelme!" diye bağırıp tekrar önüme dönüp yorulan bacaklarıma inat daha hızlı koştum.

"Dur!" dedi ardımda kalan adam. Lakin onu dinlemeyerek daha da hızlandım.

Sanki bacaklarım kulaklarıma ilişen emri dinlemiş gibi birbirine dolandığında yere düşmek üzereyken kolumdan kavrayan güçlü parmaklarla son anda yeri boylamaktan kurtuldum. Sarsılan bedenim güçlü bir el yardımıyla bugün tekrar aynı bedenin sıcaklığıyla temas ederken diğer kolumu da kavrayan parmaklarla parmak uçlarımda yüzüm adamın yüzünün yakınında var oldu. Kahve gözlerim cızırdayan sokak lambasının yaydığı ışık yardımıyla siyah gözlerle buluştuğunda nefes nefeseydim.

"Nereye böyle?" gözlerimin gözlerinde olan adamın sorusuyla kuru boğazımla yutkundum.

"Evime." Çatallaşmış, yıpranmış ses tonumla onu yanıtladığımda dudakları kıvrıldı.

"Gidebileceğini mi düşündün?" alaya bulanmış sesiyle dudaklarımı sıkı sıkı birbirine bastırıp başımı salladım. Olumlu anlamda olan hareketimle birlikte bu geceyi miladım olacağına yemin içmiş gibi baktı gözlerime.

Miladım tepemizde olan parçalı ayın ve gözlerini görmemi sağlayan cızırtılı sokak lambasının altında imzalandı.

---

Ciddi bir kitap yazıyorum aşklar bu kitabı 2019'da yazmıştım 200k okunduktan sonra çok acemi olduğum için silmiştim. Şimdi karakterler daha yapıcı, konusu elden geçmiş, yeni bir şekilde yazıyorum ilk 10 bölüm onların hayatına girmem olacak biraz sabır❤️‍🩹

AKVARYUMA YÜZEN BALIK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin