Senin İyiliğin İçin

31 2 0
                                    

Kahvaltının ardından Miranın kliniğe gitmesiyle beraber ben de kütüphaneyi bulmak için işe koyuldum. Burada kütüphaneyi bulmak samanlıkta iğne aramaktan farksızdı. Saray fazlasıyla büyüktü ve ben yolumu nasıl bulacaktım bilmiyordum. Üst kattaki odalara sırayla bakmaya başlamıştım ama kütüphaneden iz yoktu. Sonunda üst kat tamamen bitince nefes nefese kalmıştım. Kocaman sarayda kütüphaneyi bulmak ne kadar mümkün olabilirdi ki zaten. Alt katıda aramak için aşağı inerken fezanın sesini duymuştum. Kapıda birileriyle hararetli bir şekilde konuşuyordu. Tam yanına gideceğim sırada eliyle çaktırmadan gitmem için işaret edince bir şeylerin ters gittiğini anladım. Hemen duvarın arkasına saklanıp konuşulanları dinlemeye başladım.

Feza, "Burada yabancı herhangi birisine rastlamadım. Ki rastlasaydım da zaten buraya kadar zahmet edip gelmenize de gerek kalmazdı. Sizden önce zaten benim elime düşerdi. O yüzden şimdi sarayımı derhal terk edin."

Birileri varlığımdan haberdar olmuştu ve beni arıyorlardı. Feza beni ele vermemişti. Eğer burada olduğum öğrenilseydi neler olacağını tahmin bile edemiyordum. Muhafızlar gittiğinde feza kapıları kapatıp bana doğru ilerlemeye başladı.

"Varlığın bir şekilde öğrenilmiş. Muhafızlar çevrede yeni birisini gördüklerinden bahsettiler. Şimdilik tehlikeyi atlattık. Ben bu işi çözene kadar saraydan çıkmaman gerekiyor. Yoksa başına neler geleceğini az çok tahmin edebiliyorsundur. Bu güzel bedene yazık olmasını istemeyiz değil mi Ayza?"

Tehlikedeydim. Buraya nasıl geldiysem geri dönmenin de bir yolunu bulmalıydım. Saraydan nereye kadar çıkmayacaktım? Sürekli diken üstünde yaşamak istemiyordum. Tamam, Feza beni ele vermedi. Muhafızları şimdilik uzaklaştırdı ama bu nereye kadar sürecekti?

"Beni ele vermediğin için teşekkür ederim. Ama bu böyle nereye kadar sürecek Feza? Sürekli yakalanma korkusuyla yaşamak istemiyorum."

"Haklısın Ayza. Ben de tedirginim. İlk defa böyle bir sebepten dolayı sarayıma kolayca gelip kapıma dayandılar. Bunun hesabını ayrı olarak verecekler. Ama sana söz veriyorum, seni hiçbir zaman ele vermeyeceğim ve yaşadığım süre boyunca da gittiği yere kadar seni koruyacağım. Bu işi elimden geldiği kadar hızlı bir şekilde çözmeye çalışacağım. Senden tek istediğim biraz sabretmen. Bunu yapabilir misin?"

"Deneyeceğim Feza. Umarım işler dediğin gibi olur. Tekrardan teşekkür ederim. Sana güveniyorum."

"Bu güveni sana hissettirebildiysem ne mutlu bana. Teşekkürlük bir durum yok, ben görevimi yaptım. Sen kafanı yorma şimdi bunlarla."

feza her ne kadar bunları düşünmememi söylese de içimdeki sesi durduramıyordum. Bu daha başlangıçtı burada olduğum sürece tehlikedeydim. Beni arayan her kimse peşimi bırakacak gibi durmuyordu. Derin bir nefes vererek Fezaya döndüm

"Kütüphanede ne yapacaktık?"

Feza gülümseyerek "Gel benimle şapşal uzun süre bekleyince bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım"

Merdivenler yerine dev sarmaşıklara yönelen Fezanın arkasında koşturur adımlarla "Daha geleli 2 gün oldu ben nerden bilebilirim kütüphane nerede kendi odamın yolunu bile bilmiyorum"

Fezanın kıkırdamaları hoşuma gitmişti gülerken elmacık kemikleri daha çok belirginleşiyordu. Ela gözleri kısık bakışları kalemle çizilmiş gibiydi.

Haklısın, ilk fırsatımda sana sarayı gezdiririm önce odandan başlayabiliriz." Feza göz kırparak bir çeşit asansör görevi gören sarmaşıklı yapının üzerine bindi . "Merdivenlerden çıkmak istemezsin herhalde" uzattığı eline bakış atıp, "Bu sarmaşıkların güvenli olduğuna emin miyiz? "Feza sarmaşıklı yapının üstünde zıplamasıyla kendimi tutamamıştım. Koca adam çocuk gibi hoplayıp zıplıyordu telefonumun şuan acilen olması gerekirdi. Bu manzara bir daha kolay kolay görünmezdi. Feza tekrar elini uzatarak "bence gayet sağlam artık gidebiliriz." Uzattığı eli bu sefer tutarak kendimi sarmaşıkların üstüne bıraktım.

Büyük kapıları ardına kadar açık olan kütüphane doğal taşlar ve kokulu ağaçlarla süslenmişti tavanı kalın camla kaplıydı ,gökyüzünde tek bir bulut yoktu. Yıldızlar öylesine parlak ve güzeldi ki odamı buraya taşıyabilir miydik?

Ağaçların yanına giderek ,"Feza bu kokulu ağaçların tohumu var mıdır ?"

Feza rafların arasından, "onlar kokulu ağaç değil, tütsü. Tohumunu ne yapacaksın "

"Ağaç tütsüsü mü? E yanmıyor bunun başı nasıl tütsü bu."

Feza elindeki kitabı ile masanın üstüne oturmuş, "sizin dünyanızda ki dandik dal tütsülerden değil bu ağaçlar hepsinin kendine has aurası bir enerjisi var. Ağacı koklamayı bırak da buraya gel. "

Fezaya göz devirerek sandalyelerden birine oturdum masadaki kitabı göstererek, "bu nedir?" diye sorgularcasına bakış attığımda Feza, yanımdaki boş sandalyeyi çekip, "inanamayacaksın ama kitap." Fezaya dönerek iki elimle kusma işareti yaptım. "Oradan bakılınca uzaylıya mı benziyorum?" Feza oturduğu sandalyede gerinerek, "onu bilemem ama en azından buradan değilsin." Haklıydı, şuan burada uzaylı konumunda ben oluyordum ne yazık ki geri gidecek bir uzay aracım da yoktu. Dımdızlak kalmıştım burada. Uzaylı Ayza damgası yemiştim. Feza, kitabın işaretli sayfalarını açarak kitabı bana çevirdi, "seni görenlerin peşini bırakacaklarını sanmıyorum. Burada olduğun sürece güvendesin. Yine de işimizi garantiye alalım. Bu kitap işimizi görür." Feza bilmediğim dilde sözcükleri mırıldanırken sırtımı sandalye 'ye yaslanıp tavanı camla kaplı gökyüzünü izlemeye başladım . Bilmediğim bir diyarda bu kadar huzurlu olmam normal değildi. Beni buraya bağlayan şey her neyse onu bulup gitmeliydim. Bana ait olan bende kalmalıydı, hissediyordum buralarda bir yerde beni bekliyordu. Gözlerimi kapatıp kendimi sessiz karanlığa bıraktım. Karanlığın içinde doğan beyaz ışık hızla büyürken dudaklarımda hissettiğim sıcaklıkla gördüğüm beyaz ışık kendini gerçekliğe bıraktı. Fezanın dudakları dudaklarımdaydı. Ben bunu idrak edene kadar dudaklarıma kapanık şekilde derin bir iç çekip kendini geri çekti. Şok içinde ona bakakaldım.

"S-sen ne yaptın az önce? Bunu bir anda nasıl yapabiliyorsun? Sakın bir daha bunu yapma."

Feza, "iyiliğin için bunu yapmam gerekliydi. Bu maalesef ki kısa öpücük sayesinde aramızda enerji akışı gerçekleşti. Bu sayede ruhun ve güzel bedenin güvende olacaksınız."



Rüya KapanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin