Bu sabah gece malum olaydan dolayı geç yatsam da sabah erken kalktım.Pardon kalkmak zorunda kaldım.Nede olsa burası bir hapishane.Öğle yemeğine çıkmıştık
'Bu arada Onur'da hala benim yani bizim yanımızda oturuyordu'Biz yemeklerimizi bitirmek üzereyken bizim çaprazımızda oturan kıvırcık kahve rengi saçlı oğlan birden ayağı kalktı ve bağırmaya başladı "yeter artık bize bu yaptıklarınız sizin haplarınız yüzünüzden bir arkadaşım kanser oldu.Ölüm mücadelesi veriyor!!!"
Çocuğu iki güvenlik görevlisi geldi kollarından tutarak müdürenin odasına yakapaça götürdüler.Çocuk bile neye uğradığına şaşırdı.Ama ben ve diğer herkes çocuğun bu söylediklerine şaşmış kalmıştık. Ya dediği doğruysa? O zaman ne olacaktı? Acaba bizim sonumuzda çocuğun arkadaşının sonu gibi mi olacaktı?
Herkes donmuş bir vaziyette olanları düşünürken Müdüre geldi.Yüzünde hem korkmuş hemde kızgın bir hal vardı.Herkesin bu söylenenler hakkında fısıltıları duyuluyordu.Müdüre iyice kızarak elini kaldırdı ve "yeter artık,çocuğun söylediği asılsız şeyler.Öyle birşey yok!!!" dedi ama bende dahil kimse ona inanmamıştı.Oda bunun farkına vardı ve "Bir daha bu konu ile ilgili konuşan olursa kendini benim odamda bulur." Herkes bir anda sustu. Yemekhane ölüm sessizliğine büründü.Çünkü herkes o müdüreden korkuyordu.Ama ben korkmuyorum...Herkes aynı sesizlikte ders işledikten sonra aynı şekilde odalarına çekildi.Ama ben dehşete düşmüş bir haldeydim.O yemekhanede o çocuğun dedikleri hala aklımı kurcalıyordu.Bu konuda birşey yapmalıydım bu kesin ama nasıl yapacağımı bilmiyordum.Fakat tek bildiğim şey varsa o da bu işi tek başıma beceremeyeceğimdi. Aklıma gelen tek şey kızlardı.Bana yardım ederlerdi herhalde değil mi? Yani bizim gibi olanlar için yardım etmeleri lazımdı.
Ben öylece odanın ortasında durmuş bunları düşünürken Ece "ne oldu ya sen niye böyle duruyorsun.Seni de çocuğun söyledikleri düşündürdü değil mi?" dedi. "Evet evet beni de çok düşündürüyor.Ya doğruysa diye düşünmekten edemiyorum kendimi" dedi Ümit Ece'ye hak vererek. İşte o an cesaretimi topladım ve kızlara aklımdaki farklılar için bu büyük önem taşıyan düşünceyi söyledim. "Ece" dedim konuşmamı nasıl devam ettire bilirim diye biraz duraksadım.Ve devam ettim "Ümit,siz benim kısa süre önce hayatıma girmiş olmanıza rağmen hem şu hayattaki annemden sonra ilk ve tek arkadaşım oldunuz hemde bu okulda güvene bileceğim tek insanlarsınız" dediğimde ikiside duygulanmışa benziyordu zaten ben de duygulanmıştım.Ümit gözünden akan bir damla yaşı elinin tersi ile silerek gülümsedi ve mahçubiyetli bana bakarken "Öyle deme bak bizi duygulandırıyorsun kankacım." dedi.
Herkesin bu kadar duygulanmasının sebebi kısa sürede kaynaşmamız ve birbirimizdeki yaraları sarmamız bizi birbirimize öylesine bağlamıştı ki sanki birbirimizi bir kaç gündür tanıyor değildikte yıllardır sımsıkı dostlar gibiydik.
Gözden akan yaşları temizledim burnumu çektim ve hafif bir tebessüm ile önümde duran aynı benim gibi duygulanmış dostlarıma sıkıca sarıldıktan sonra bir adım geri atarak konuşmama devam ettim "Dediğim gibi siz benim bu okulda yani bence hapishanedeki güvene bileceğim tek kişi sizsiniz.Şimdi söyleyeceğim şey büyük sorumluluk gerektirecek birşey" dedim ve kızlara baktığımda konuya ilgilerinin artığını görebiliyordum.Bir nefes aldım ve devam ettim "bunun üstesinden tek başıma gelemem,sizin yardımlarınıza ihtiyacım var fakat böyle tehlikeli birşeyi de sizden isteyemem." dediğimde Ece.sözümü keserek "hey dur bakalım orada,anca beraber kanca beraber" dediğinde Ümit başını sallayarak "evet Ece'ye hak veriyorum." dedi.Ben çok mutlu olmuştum, çünkü bu işte sonuna kadar benimle olacaklarını ben daha bir bilgi vermeden onlar her halükarda benim yanımda olduklarını söylemişlerdi.
"Dur demeliyiz artık.O yemekhanede o çocuğun dediklerini duymadınız mı? Bizi öldürmek için ellerinden gelenleri yapıyorlar.Biliyorum sizden bunu isteyemem ama bana yardım edin.Dur diyelim!!!"diye inledim odanın ortasında. Ümit kendini düzeltti elini ortamıza koydu ve üçümüzün eli üst üste hepebirlikte bağırdık " Anca beraber kanca beraber"biz kararımızı vermiştik DUR! diyecektik.
Ama nasıl...
Sonuçta biz üç kişiydik sadece.Üç liseli çocuk.Hepimiz aynı çaresiz düşüncelere kapılmışken okulun ruhuyla birlikte havanın da karardığını fark etsekte gözümüze bir damla uyku girmiyordu.Tam bu sırada içimden bir ses,'Biz nasıl cesaretlendiysek diğerlerinide cesaretlendirebilirdik...'
Ama bildiğimiz ve inandığımız tek birşey vardı.BİZE AYRIMCILIK YAPILMAYACAK!!!
Önce Ece fikirlerinden kurtulup uykuya gerçek hayattan en azından bizim hayatımızdan daha güzel rüyalara dalmayı başara bilmişti.Ardındab Ümit'te dünyanın en güzel gözüktüğü yere rüyalara dalabilmişti.
Sıra bendeydi fakat bir türlü yapamıyordum çünkü ben bir rüyaya değil gözlerimi kapattıktan sonra adeta boğuluyormuş hissi ile cırpınacağım kabusların ruhumu benden çalacaklarını iyi biliyordum.
Çünkü her zaman öyle olurdu.Kötü, düşünceli bir gün geçirdiğim de kabusların beni kendi korkunç dünyalarına çekmek için çabaladığını biliyordum.
Uymamak için ne kadar dirensemde yine kendimi kabuslarıma teslim ettim.Sabah olmuştu ama ben uyuyamamıştım.Durmadan uyandım bolca nefes alıp yine uykuya dalmakla geçti gecem.
Yatağımdan kalktığımda Ümit ile Ece'ye baktım,ikiside bebek gibi gözüküyordu.
Korkuyla aynaya yalaştım ve bir zombiyle karşılaştım.kendi kendime
"berbat gözülüyorum"
Kendime bakmaya daha fazla tenezzül edemedim iğrenerek evet kendimden iğrenerek arkama döndüğümde Ümit ve Ece'nin heyecanlı gözleriyle karşılaştım.
"Hey ne bu heyecan" dedim az önce aynada gördüğüm zombiyi unutarak.Ümit şaşkınlıkla bana baktı Ece 'de öyle.Anlamam veremeyerek "Nee ne oldu.Yüzüm değil mi? Gece biraz geç yattımda ondan." dedim.Ece "evet tabi o da var ama bu gün sevdiklerinizle görüşe biliriz.Yoksa unuttun mu? Benim annem gelecek" dedi sesindeki heyecan çok belliydi. Ümit'de "benim annem de babamda gelecek" dedi.
Ben bunu nasıl unuturdum.Annem gelcekti.Ümit "Önce seni düzeltmemiz lazım annenin karşısına böyle çıkarsan eminim çok üzülür." Ece Ümit'e katılarak "evet çok yorgun ve bitkin görünüyorsun" dedi.
Annemi göreceğim için çok heyecanlanmıştım fakat bir yandan da içten içe kendime kızıyordum.Annemin geleceğini nasıl unuturdum?
Merhaba uzun bir ara olmuştu evet.Bu bölümü biraz geç yayınladım ve biraz kısa yazdım.Fakat merak etmeyin 6. Bölüm yarından sonra yayında.Ve emin olun daha uzun,daha yoğun olacak.Buse'nin serüveni asıl şimdi başladı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARKLILAR OKULU
FantasiaHerkese merhaba öncelikle bu kitap benim yayınladığım ilk kitap olacak yani çok heyecanlıyım. Kitaba geçecek olursak eğer,herşey 2007 Nisanın 6 da doğan Buse ve onunla aynı tarihte doğan bebeklerin bazılarında bir gariplik olmasıyla b...