6.BÖLÜM BÜYÜK PLAN

14 1 1
                                    

    Kızlar önce yüzümü yıkadılar, sonra ismini ve ne işe yaradığını bilmediğim üzerinde yüz temizleme jeli yazan bir kutuyu resmen yüzüme boşalttılat.Gözüm yanıyordu ve o şey burun deliklerime ağzıma kadar girmişti.

   Hem neye uğradığımı anlamadığım dan hem de ağzıma giren yüzüme boşalttiklari o şey yüzümden ağzımı dahi açamıyordum.

   Daha sonra yüzümü iyice yıkadılar.Tabi benim bu sırada gözüm ağzım kapalıydı.Üstelik burnumdan içeri girmesin diye nefesimide tutuyordum.Patlamak üzereydim.Neyse yüzümü en az bir milyon kere yıkanmış kartona dönmüş sert havlu ile sildiler.

    "Yavaş canım acıyor" dedim. Çünkü havlu çok setti.Bu yüz silmek değil yüz kazımaktı.

     'ııı midem bulandı'

      "Pardon"dedi Ece.Hemen gözümü açtım,derin bir nefes aldım. Kızlara çok kızmıştım.Evet benim iyliğimi istiyorlardı ama bu kadarı cidden fazlaydı.Deminden beri bana çektirdikleri acı.

       "Yeter bu kadar canım yandı!" dedim sinirle.Ümit"aaa olmaz! Şimdi saçını örücez" dediğinde aklıma annem gelmişti.Eskiden ilkokula giderken her sabah üşenmeyip kalkıyor saçımı özenle örüyordu.Ama artık büyümüştüm ve örgüden nefret eder bir hale gelmiştim.Benim tarzım at kuyruğu.

       Tahamülsüzce " ben örgü sevmem." dedim.Ece saçıma dokundu "sen kaç gündür banyo yapmadın?" dedi.birşey anlamadım."biir" dedim."Ama yinede saçların çok yıpranmış görünüyor.Eğer at kuyruğu yaparsak çok çirkin görünür.Saçlarını en yakın zamanda kestirmen bir bakım yapman lazım" dedi Ümit ve haklıydı.Saçlarım gerçekten bakımsız gözüküyorlardı.

'Çünkü gerçekten bakımsızlar'

    Ama bu kadar yeterdi.Benim bakıma bakıma ihtiyacım yoktu.Benim anneme ihtiyacım vardı.Evet belki yatmadan her önce her akşam telefondan annemle konuşuyordum gerçi müdüre artık telefonlarımızı da elimizden alacak,neyse. Ama onu canlı canlı görmeyeli bir hafta olmuştu.

    "Bakın benim bunlara ihtiyacım yok anneme ihtiyacım var" dedim çaresizce.İkiside geri çekildi.Ben saçımı at kuyruğu topladım 'her zamanki gibi' Yatağıma geçip görüşme vaktinin gelmesini bekledim."Aynı hapiste gibiyiz"dedi Ece "bence de" diye ona katıldım ve devam ettim "bu yüzden bir plan yapmalıyız kızlar.Bu akşam oturup konuşacağız bir plan bulacağız."  dedim sesimdeki hırs belli oluyordu.

    Ben konuşmamı bitirdiğimde Ümit ağzını açacak gibi oldu fakat Bizimde duyduğumuz gibi o da merdivenin gıcırdıyan sesini ve müdürenin yardımcısının topuklusunun sesini duymuş olmalı ki sustu.Gerçi hepimiz susmuştuk çünkü eğer planımızı duyacak olursa bu bizim için hiç ama hiç iyi olmazdı...

   "Buse kim?" dedi.İçdem 'niye adımı söyledi?' diye geçirdim.Yoksa  plan yapacağımızı bir yerden duymuş olabilirmiydi? Yok canım daha neler hümüz ortada bir plan bile yoktu.O zaman niye geldi bu kadın ve ismimi söyledi.

    Elimi kaldırarak ve olaya anlam veremeyerek "benim" "niye birşey mi oldu?" dedim merakla. Lale, artık hanım falan yok sadece 'Lale' her zamanki kızgın,sinirli ve öfkeli bakışlarla "evet" "evet oldu.Annen seni buraya herkesten geç göndermiş seni almamıza izin vermemişti" dedi biraz durdu "tam arza" dedi sinir bir bakış attı.Bu sözü duyduğumda dünya benim için durmuştu.Yumruğumu sıktım ama olmadı yüzüm kıpkırmızı olmuştu.Bana biraz değişi değişik baktı ve konuşması devam etti "neyse aşağıda bekliyor.herkesin annesinden önce geldi..."dedi ama ben kendimi tutamayarak Lale'nin üstüne uçtum.Sonra kendimi müdürenin odasında buldum.
...
    Etrafıma  baktığımda gördüğüm ilk şey Lale'nin moraran yüzü ve müdürenin sinirden kızaran yüzü.Açıkcası yaptığımdan hiç pişman değildim.AKLIM HALA YAPMADIKLARIMDA!!! Mesela Farklılar'a yapılan bu zulmü sonlandırma.

    Müdüre sinirle "biri bana ne olduğunu anlatacak mı? Buse bunu sen yapmadın değil mi? Çünkü eğer sen yaptıysan bu senin için hiç iyi olmaz." dedi sinirli ve kesin bakışlarla .Tam bu sırada Annem hızla ve sinirle odaya girdi.Müdüre bu arada ona yeni bir isim takmaya karar verdim YAŞLI PİSLİK!!! yani evet yine pislik.Çünkü kadının üstümde giydiği siyah kazağa rağmen belli olan kırmızı bir leke vardı.Aynı kan gibi...

    Neyse annem içeriye girince yaşlı pislik " hey sen kimsin?" Lale katlanılmaz ses tonu ile "Buse'nin annesi" dedi.Yaşlı pislikte anlam veremeyerek"nasıl burda olabiliyor? Daha görüşme saati gelmedi ki" dedi.Lale bana doğru gıcık ve hafif bir gülümseme ile baktıktan sonra yaşli pisliğe dönerek mağduru oynayan bir tavırla "işte Buse bu kadını görmek istedi.Ben de olmaz diyince bana yumruk attı" dedi.Duyduklarıma inanamıyordum çıldıracak gibi olmuştum yine."yalancı" diye bağırdım.

    Müdüre yaşlı pislik "aaa bu ne demek Buse" dediği sırada annem " yeter artık ben kızımı buradan almaya geldim" dedi.Bir umutla yüzümü anneme çevirdim.Lale"olmaz bu mümkün değil" dedi.Annem " ben kızımın burada okumasına izin veremem.Götüreceğim onu bu hapishaneden" dedi.Lale yine üstüne vazife olmayan bir şekilde konuya dahil olarak" saçmalamayın hanımefendi.Buse burada devletin kararı ile kalıyor" annem "hayır devletin ve sizin gibilerin zoru ile kalıyor" diye bağırdı.

   Yaşlı pislik "bakın lütfen zorluk çıkarmayın" dediği sırada Lale "müdüre hanım bu kadın zaten Buse okula getirilirken annesi yine arza çıkarmıştı" dedi.GICIK KADIN.

   Annem" farkındaysanız bu saçmalığa tek itiraz eden ben değilim" dedi.Evet birçok kişinin annesi çocukları okula geldiklerinde okul kapısının önünde protesto yapmıştı.Ama okul onları susturmanın hep bir yolunu buldu.Bazen biber gazı bazen oyalayıcı konuşmalar bazende polislerle mutlaka bir çözüm buldular. Velileri bu duruma protesto edenleri her zaman susturdular.

   Annem daha fazla ısrar edemedi.Biliyordu çünkü.Onuda sustururlardı.Annemle oturup konuşmama izin verdiler sonra müdüre bana kütüphaneyi düzenleme cezası verdi ve aynen şöyle dedi cezayı verirken " bu az bir ceza Buse biliyorsun değil mi? Şimdi bütün gün kütüphaneyi düzenleyeceksin.Tekbaşına."

   Bu kütüphaneye ilk girişim olacaktı.Tabikide kütüphane bütün okul gibi eski ve siyahtı.İçimden 'benbburayı nasıl düzenleyeceğim' diye geçirdim.Çok karışıktı.Ben karışık duran kitaplara çaresizce  bakarken yanıma Ece ile Ümit geldiler.

   Ece "üzülme biz sana yardım ederiz" dedi.Bende ona tam karşımızda bulunan beni gözetlemek içi duran görevli adamı gösterdim.Ümit "olsun ya yaparsın sen.Ayrıca o Lale mi? Ne o kadına ne yaptıysan doğru yaptın.Kadının dediklerini biz duyduk.Sonuna kadar haklıydın" dedi.

     Sonra onlar görevli adamın zorlamasıyla çıkmak zorunda kaldılar. Bende kitaplara baktım sonra yüksek raflara baktım sonra yine kitaplara ve yine raflara baktım.Herelde benim niye böyle mal mal baktığımı anlayamayan görevli "ne oldu bir şey mi var kızım?" dedi.Sesi çok şefkatliydi.Sanki bana acır gibi söylemişti. ben de"şey... raflar biraz yüksek değil mi? Ben onlara nasıl yetişeceğim?" Görevli abi hafif bir tebessüm ile "merak etme senin yukarısı ile bir işin yok.Ama eğer yetişemediğin yerler olursa bak şurada merdiven var.Fakat yüksekten korkarsan çıkmak istemezsen ben buradayım." Bu adama şimdiden kanım kaynamıştı. "Tamam" dedim ve işime koyuldum.

    Ben işime alışmış dalmış gitmiştim.Sonra aklıma birden birşey geldi.Tabikide sosyal medya.Ama yaşlı pislik bugün bir açıklama yapmıştı telefonlarımız yarın toplanacaktı.Sonra aklıma bu okula gelmeden önce tek arkadaşım geldi.Yani pek arkadaş sayılmayız ama hayatımda arkadaş olarak tek yakınlaştığım insan oydu.Mesela her sabah günaydın derdi.Fakat bir sorun vardı onunla ilk okuldan beri görüşmemiştik.Belki beni hatırlardı.Neyse onun annesi büyük bir haber sitesinde çalışıyordu.Eğer okulun bu berbat durumu ile ilgili  bir yazı yazıp ismimi gizleyerek yayınlamasını sağlarsam bu protestocuları daha çok kızdırır ve okulun kapanmasına sebep olabilirdi.Tabi birde insanların  bizim gibilere bakış açıları değişirdi...

FARKLILAR OKULUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin