8. Bölüm: İSTANBUL BEYEFENDİSİ

2.3K 288 510
                                    

                               Bölüm şarkısı:
             Yaşlı Amca - İstanbul Beyefendisi
Emel Sayın - Duydum Ki Unutmuşsun

                               Bölüm şarkısı:             Yaşlı Amca - İstanbul Beyefendisi        Emel Sayın - Duydum Ki Unutmuşsun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Herkese koskocaman bir SEEELLAAAMMMM diyerek giriş yapıyorum. Nasılsınız? Neler yapıyorsunuz? Acil bir özet plssss

Bölüm isminden de anlaşılacağı gibi bir İstanbul Beyefendisi okuyacağız🥹🫶🏻 Açıkçasıııı ÇOK HEYECANLIYIM ldöeşxosşxpd

Sizden birkaç ricam olacak: bölüme başlamadan önce bölümü beğenirseniz ve yorum yaparsanız çoook sevinirim, gelen yorum ve beğeniler değdiğinin göstergesi ve daha çok bölüm yazasım geliyor. Bir de duyurular ve alıntılar için beni buradan ve sosyal medya hesaplarımdan takip ederseniz sevinirim.

İg: biliyoruzki.i
Tw: biliyoruzki1
Tiktok: biliyoruzkii

(Sonradan eklenen not: bölümü erkenden yükleyip duş almaya gidiyorum. Döndüğümde kahvemi içerken yorum okumak istiyorummmmm, okey? Şxjwixjeşxşe)

İYİ OKUMALAR...

Mert Zafir'den...

                                     03.28

Derin nefes alırken onu uyandırmamak adına yavaşça yatak odasının kapısını açmaya başladım. Keşke giyeceğim kıyafetlerimi önceden alsaydım ama gitmek, sonradan aklıma gelmişti. İçim pek rahat etmemişti. Kapıyı yavaşça araladıktan sonra ne kadar bunu yapmak istemesem de içeriye izinsizce girdim. Birkaç büyük adımın sonunda camdan giren bahçe ışıklarıyla onun büyük yatağın ortasında dağınık, yine ilk evime getirdiğim gibi birden fazla yastıkla uyurken gördüm. At kuyruğu şeklinde ki uzun dalgalı saçları yastıkların üzerine dağılmış, yastığa yanağını gömdüğü için dudakları öne doğru büzülmüştü. Daha fazla uyuyan Zima'yı izleyip uyandırmamak için orada durmadım, giyinme odasının kapısına doğru ilerledim.

İçeriye girdiğimde sadece dolap içinde ki ışıkları açtım ve üzerimdekileri çıkarmaya başladım. Dolaptan siyah, hafif bol kumaş pantolonumu giydikten sonra gözlerim dolaplarda gezindi ama istediğimi ulaşamayınca gözüm ortada ki siyah küçük koltuğun üzerinde ki sweata kaydı. Kaşlarımı çatarken hafifçe eğilerek elime aldım ve bunu ne zaman giydiğimi düşündüm. Ben giymemiştim ki. Biz giymiyoruz, Zima giyiyor. Eğildim ve hafifçe ve sweatı kokladığımda aynı Zima gibi koktuğunu fark ettim. Hafifçe sırıttım bu duruma.

Buram buram toprak kokuyordu bu kız.

Ferahlık veriyordu.

Omuz silkerken hiç düşünmeden sweatı giymeye başladım. Zaten benimdi. Dolaptan siyah converslerimi giydikten sonra gözlerim hızlıca loş olan odada araba anahtarını aradı. Genelde makyaj masasının üzerine koyuyordu ama şu an bu dağınık masada iki arabanın da anahtarı yoktu. Nereye koymuştu ki? Giyinme odasından çıktığım anda yatağın yanında ki komidinde ki iki araba anahtarını da gördüm. Ayakkabılar fazla ses çıkarmamasına dikkat ederken yatağa doğru ilerledim ve komidinin üzerindeki kendi arabama ait anahtarını aldım ve cebime attım ama o duyduğum sesle dona kaldım:

VÂYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin