Fotoğraf çekimi biteli yaklaşık 45 dakika olmuştu. Yibo on beş farklı kostüm değiştirmenin yorgunluğuyla kulisteki kanepeye uzanmış telefonunda oyun oynamakla meşguldü. Bacağına vurulan şemsiyeyle irkildi ancak kafasını telefondan kaldırmadan konuştu:
- Jiejieee 5 dakika daha, lütfeeen
- Bo-di yarım saattir aynı şeyi diyorsun. Tüm ekip toplandı, araç kalkmak için seni bekliyor, hadi artık.
- "Çok yorgunuum." Diye sızlanarak sırtını döndü ve yatmaya devam etti. Bu kez sırtına gelen 4-5 kötekten sonra "Off tamam ya tamam" diyerek ayaklandı ve gözünü telefon ekranından ayırmadan menajeri Zhao'yu dışarıya kadar takip etti. Tam asansöre binmeden önce:
- Bu arada yorgunluğunu kafana takmana gerek yok. Çünkü saat 4'te masaj randevun var." deyip sırıttı.
- Yaa Zhao -jie, masaj yaptırmayı sevmiyorum diye daha kaç kere söylemem lazım. İnsanların bana dokunmasından nefret ediyorum. İptal edelim ne oluur.
- Olmaz! Bu hafta üç gün daha savaş sahnesi çekimin var. Biraz kaslarını gevşetip duruşunu düzeltmen lazım. Üç haftadır aynı bahaneyle kaçıyorsun zaten." deyip hızlıca asansörden indi. Tartışmayı kazanacağına inancı olmayan Yibo yenilgiyi kabul edip arkasından yürümeye devam etti.
Bvlgari Shangai Spa'da heyecanlı ve telaşlı bir koşturma vardı. Wang Yibo'nun randevusu olduğunu bilen çalışanlar heyecanla ortalığı toparlarken bir yandan da kendi kıyafetlerini düzeltiyorlar, makyajlarını tazeliyorlardı. Bu telaştan etkilenmemiş gibi gözüken tek kişi, Xiao Zhan, bilgisayardan bazı kayıtları kontrol etmekle meşguldü. Asansörün varış zili ile kafasını kaldırdığında Wang Yibo ile göz göze geldi. Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle ayağa kalkıp konuştu:
- "Hoşgeldiniz Mr. Wang." Eğilerek selamladı. "Masaj odanız hazırlanırken içecek bir şeyler almak ister misiniz?" diyerek karşılama masasının önündeki koltukları gösterdi.
O sırada Wang Yibo masaya üç-dört adım kala olduğu yerde durmuş, gülerken gözleri kamaştıran bu adamı izlerken boğazı kurumuştu. Ortamda derin bir sessizlik olunca soru sorulduğunu fark etti ve kendine gelip "Hmm" diyerek afallamış şekilde koltuğa doğru ilerledi.
Yaklaşık 2 yıldır düzenli olarak buraya masaj yaptırmaya geliyordu. Bazı dönemler her hafta geldiği bile olurdu. En son gelişinin üstünden yaklaşık bir ay geçmişti. Ama daha önce hiç bu koltuklara oturmamış, hatta bu adamı daha önce hiç görmemişti. Emindi ki görse asla unutmayacağı bir yüze sahipti. Oturduğu yerden karşılama masasını izlerken kendi kendine tam idol olacak bir tipi olduğunu, nasıl bu sektöre girmediğini ve benzeri birçok şeyi düşündü. Düşünceleri masasına konan kahve bardağı ile dağıldı. Kahveyi ikram eden kız Wang Yibo'yla göz göze geldiği anda kıpkırmızı olup hızlıca oradan uzaklaştı. Yibo için alışıldık olan bu sahneden etkilenmeyip kahvesinden bir yudum aldı. Başını kaldırıp karşılama masasına baktığında Xiao Zhan'ın gülümseyerek kendisine baktığını fark etti. Ağzındaki kahveyi püskürtmeyi son anda engelleyip hafifçe öksürerek yutkundu.
- Afiyet olsun Mr. Wang. İstediğiniz zaman masaj odasına geçebilirsiniz.
Yibo kahvesini kocaman yudumlarla içip, bu gerginlikten kurtulmak için hızlıca soyunma odasına yöneldi. Hazırlanıp odadan çıkarken dalgınlıktan çoraplarını çıkartmadan terlikleri giydiğini fark etti ve kendine kendime homurdanırken çorapları dolaba tıkıp soyunma odasından çıktı.
Kafasını düşüncelerden arındırmaya çalışırken 60 dakikanın nasıl geçtiğini fark etmemişti. Kasları o kadar gevşemişti ki kalacak enerjiyi kendinde bulamayıp yaklaşık yirmi dakika daha tavanı izlemeye devam etti. Normalde masajı ne kadar sevmediğini düşünerek vaktni geçirir ve bu yüzden kaskatı şekilde geri çıkardı. Bugün ilk defa masaja geldiği için pişman olmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masaj yaptırmaktan nefret ediyorum! - YiZhan
RomanceWang Yibo, dövüş filmlerinde rol almaya başladıktan sonra sırt ağrıları için düzenli olarak masaj yaptırmaya başlar. Birkaç yıldır gitmekte olduğu Bvlgari otelin SPA'sında, yeni işe başlayan müdür Xiao Zhan ile karşılaştığında, daha önce deneyimledi...