İLK OYUN

476 76 1.7K
                                    

Hayat aldığın nefes sayısı yaşaya bildiğin yaş aralığıdır, hayatı tehlikede olmayan ve yaşamın kıymetini bilmeyenler için. Oysa hayat, hasta biri çocuk için keşfetmesi gereken bir dünya , yaşlanmış biri içinse miras bırakması gereken bir evlat, bir torundur. Her gün biraz daha yaşamak için mücadele eden insanlarla ilgilenmek ise bizim gibiler için hayatı kazanılması gereken bir savaş ,soluksuz koşulması gereken bir maraton yapıyor. Tüm bunların yanında asıl olan dolu doldu yaşamaktır ,ne olursa olsun her şeye ,herkese en çokta hayata karşı ne olursa olsun yaşamak...

''Hocam hasta hazır''.

Düşüncelerimi bölen hemşireye döndüm . Hafif tebessüm edip ameliyat masasında yatan hastaya yöneldim. Beni bekleyen ekibime dönüp son derece ciddi çıkan sesimle konuştum.

''öyleyse hadi başlayalım.'' deyip gözlerimi kısa bir an ekip arkadaşlarımın üzerinde gezdirip  devam ettim sözlerime .'' Evet arkadaşlar başlıyoruz. Unutmayın bağırsak bölgesinden tümör alınacak tümörün diğer organlara değmemesi gerek bu yüzden pensleri sağlam atmanız lazım.''

'' Gülçin hemşire siz küvetleri hazır tutun tümörü alır almaz direkt bırakacağız. .Diğer organlara zarar verilmeden sorunsuz bitirmemiz lazım. Çaylak kapatma sende olacak.'' dediğimde ekibimize yeni katılan asistana işaret parmağımı doğrultup hemen akabinde devam ettim  sözlerime ''  Hastayı kontrol edip herhangi bir parça kalmadığından emin olduktan sonra kapatabilirsin. Herkes hazırsa , bistüriyi alalım ve başlıyoruz.'' diye sözlerime son noktayı koyup ameliyata başlamıştım.

4 saat ... Kafamı duvardaki saate çevirdiğim de dört saattir ameliyata olduğumuzu anladım. Daha uzun sürmesini beklerken ekipçe uyumdan dolayı daha kısa sürede bitirmek rahat bir nefes almamı sağladı. Bana hayranlıkla bakan asistana döndüm az sonra hastayı kapatacağı için olsa gerek heyecanlı görünüyordu hafif tebessüm ederek konuştum.

''Çaylak kapatabilirsin, herkesin emeğine sağlık tebrik ederim arkadaşlar''. deyip yorgun tebessümün dudaklarıma konmasına izin verdim.

Hepsine baş selamı verdikten sonra ameliyathane kısmından çıkmaya başladım. Hızlı adımlarla steril alanına geçip üstümü çıkardım ve ellerimi yıkadım . Beni bekleyen hasta yakınlarına bir an önce haber vermem gerekiyor.

Dört saatlik zorlu bir ameliyat sonrası hepsinin yüreği ağzında bekliyor olduğunu biliyordum . Hasta yakını olmak ,hasta olmaktan daha zordur çoğu zaman çünkü kaybetme korkusu kaybetmekten daha acı verir, her belirsizlik gibi...

Otomatik kapı açıldı ve beni bekleyen korkudan ve ağlamaktan kan çanağına dönen meraklı gözlerle karşı karşıyaydım artık. Derin bir nefes aldım asıl zor kısmı açıklama yapmaktı sanırım.

''annenizin ameliyatı başarılı geçti ama herhangi bir enfeksiyon veya komplikasyona karşı yoğun bakıma alıp uyutacağız. Yarın sabah durumuna göre sizinle tekrar görüşeceğim.'' dediğimde sesimin rahatlamış ve umutlu çıkmasına engel olamamıştım.

Sözlerimin ardından az önce korku ve meraktan kısılan gözler, verdiğim haberin rahatlatmasıyla derin bir nefes alıp bana döndü.

''size ne kadar teşekkür etsek az . çok çok sağ olun hocam.'' diye minnet dolu sesiyle konuştu genç kadın.

Hafif tebessüm edip baş selamı verdim.

''ne demek görevimiz geçmiş olsun.'' sesim en az karşımdaki insanlarınki gibi mutlu çıkmıştı.

Arkamda mutluluktan birbirine sarılan hasta yakınlarını bırakıp odama doğru adımlamaya başladım. İşte doktorluğun en güzel yanı buydu ;bir hayat ,bir nefes ,bir can daha kurtarmak. Ne yazık ki her zaman kurtaramasak da en azından dokunduğumuzu iyileştirmek mükemmel bir yaşama gücü veriyor insana. Hele ki karşımızda hayata karşı gözleri ışıl ışıl biri varsa. Düşüncelerimde boğulurken odama kadar gelmiştim bile. Masasında oturan asistanıma yöneldim.

KOD: ASİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin