ANLARSIN

32 4 2
                                    


Hellö! Sevgili asilerim . Ben geldim . Öncelikle hayırlı ramazanlar hepinizeJBiliyorum sizi bölümler için bekletiyorum ama inanın elimde değil bazı şeyler. Özellikle de elim sakat olduğu için zor oluyor yazamam. Bölün günlerimiz vardı normalde ama yoğunluğumdan dolayı düzensiz geliyor. Bir sonraki bölüm umuyorum ki iki hafta sonra gelecek. Sizi beklettiğim için tekrar özür dileyerek yavaştan bölümle baş başa bırakıyorum sizi. Oy ve yorumlarınız eksik etmeyin lütfen. İnstagram adresini de bırakıyorum oradan da takip edip yazabilirsiniz. Sizi seviyorum Allah'a emanet olun sevgili AsilerimJ

Bölüm şarkısı: Dediler Ki –Anlarsın

İnstagram adresi:kodasiofficial

1k:kodasiofficial


Sözcükler; tek başına cömert, kırılgan, güçlüdür. Onların canlılık kazanması bizim bakışımıza, onlara yükleyeceğimiz anlamlara bağlıdır. Sesim üzerine sinmiştir.. Aralarındaki ilişki, oluşturdukları zenginlik, benim ruhumla ve eğilimlerimle yoğrulmuştur.

Araba yavaşça durduğunda aklıma gelen satırlar hatırıma iki gün öncesini getirdi. Ömer'in kapıma kadar gelmesini ve benim ona yemin niteliği taşıyan sözlerim...

Ne demiştim sahi; ''Benimle hile yaparak oynayacağın her oyuna varım, Ömer Denizer yeter ki eceline oynayalım.'' Ne anlamlı bir cümle ama! Direksiyondaki parmaklarımla ritim tutarken zihnimde yankılandı tekrar aynı cümle. Ardından düşündüğüm satırlarla birleştirdi zihnim o cümleyi. Ne doğruydu alıntı. Sözcükler tek başına kifayetsizdir ta ki sesimizle, düşüncelerimizle ruh buluncaya kadar. Benim sarf ettiğim sözlerden sonra Ömer'in yüzünde oluşan hayal kırıklığı gitmiyordu gözlerimin önünden. Neden, diyordu aklım. Neden hayal kırıklığıyla baktı bana oysaki bizim iletişimiz, ilişkimiz zaten çıkar ve ölüm üzerine değil miydi? Takılma diyordu kalbim. Durma üzerinde. Sen yapman gerekeni yapıyor, ona göre davranıyorsun diyordu. Doğru diyordu da neden o, bakış yadıma düştüğünde bir daha atmayacakmış gibi duruyordu..

Arabanın kapısının açılmasıyla zihnimdeki düşünceler tuzla buz olup havaya karıştı. Dikkatimi açılan kapıya verdim. Canım dostum, can dostumu gördüm. Aslı önce arabaya binip kısa ve bıkınca bir soluk bırakıp sonra bana döndü. ''N'aber?'' dedi yorgun sesi.

Cevap vermeden önce onu süzdüm ,başına siyah şalını bağlamıştı. Üzerinde her zamanki takımlarından biri vardı. Kahve, çekik gözleri yorgunluktan olsa gerek daha da kısılmıştı. Yuvarlak yüz hatları, beyaz teniyle yorgunluğuna rağmen mükemmel görünüyordu. Bunun en büyük kanıtıysa küçük, ince dudaklarına konan tebessümdü.

''İyi bebeğim senden n'aber?'' diye sorarak daha fazla onu incelemeyip arabayı çalıştırdım.

''İyiyim de yorgunum ya.'' Diye sızlanan sesini duydum. Yorgunluğunu en iyi ben anlardım çünkü ben de en az onun kadar yorgundum. Hafta sonu yaşadığım aksiyonun üzerine dün ve bugün hastanede yaşanan yorgunluk bedenimi de çok yordu. Bu yoğunluğumun iyi yanı düşüncelerle boğuşmamamdı.

''Sen nasılsın, benden pek farkın yok gibi?'' dediğinde cevap vermeden önce kısacak gözlerimizi buluşturdum. ''Senden hallice.'' dedim.

Ellerim direksiyonda , gözüm yolda, kulağım ise bana cevap vermesini beklediğim arkadaşımdaydı. Ben ondan cevap beklerken diyeceklerini tartıyor olmalıydı ki konuşmadı hemen.

Bir süre sonra duydum sesini . ''Karışıksın?'' dediğinde soru sormaktan ziyade tespite bulunuyordu. Ve doğru bir tespit. Cevap vermeden başımı beli belirsiz salladım.

KOD: ASİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin