Oturduğu yerden doğrulmuş, yeniden yürümeye başlayacaktı ki keskin bir fren sesiyle irkildi. Hızla arkasını döndü. Bir otobüstü gördüğü. Ona yandan çarpmış olan otomobilden ise ağlayan bir bebeğin sesi geliyordu. Belki bağıran çığlıklar atan, ağlayan başka insanlar da vardı. Fakat o ağlayan bebeğin sesine odaklanmıştı. Kazanın şokunu bir süre sonra atlattı. Kazayı gören bazı araçlar da durmaya başlamıştı. O da yardım etmek içi hareketlendi. Otobüsün yanındaki otomobile vardığında telaşla bebeği aramaya başladı. Ağlama sesi kulaklarında çınlamasına rağmen bebeği bulamadı. Kulaklarındaki çınlama daha da arttı. Etraf karardı ve tüm kargaşa kayboldu. Yavaş yavaş çınlamanın etkisi de azaldı. Bir hastane koridorunda buldu kendini aniden. Sağa sola koşturan doktorlar, hemşireler... Neler olduğunu anlayamadı ilk başlarda. O ağlayan bebeği gördü sonra. Bir odaya giriyordu bir hemşirenin kucağında. Peşlerinden o da girdi odaya. Kimse onu fark etmedi nedense. Odada hasta yatağında yatan bir kadın vardı. Başından dikilenler ise doktor ve hasta kadının bir yakını olmalıydı. Hemşire sevinçle bebeği kadının kucağına koydu. Adam "Oğlum!" diye sevinirken kadın gözyaşlarını özgür bıraktı. Kazadan sonra bir daha sarsıldı. Birkaç ay önce kaybettiği annesini hatırlatmıştı bu olay ona. Neden buradaydı bilmiyordu. Bilmediği gibi birçok şeyi. Ama annesini çok özlemişti.