V

35 0 0
                                    

Usulca yerleşti masasına. Hiç de hevesi yoktu yazmak için. Ama kendini yazmak zorunda hissediyordu. Çaresizce aldı kalemini eline. Her zaman yazdığı defterini açtı önüne. Aklına gelen tüm kelimeleri bir cümle oluştursun veya oluşturmasın sıralamaya başladı. Aklına gelen kelimeler arttıkça şaha kalkıyordu adeta parmaklarındaki dolma kalemi. Sonra sakinleşti. Gözleri doldu. Ağlamak üzereydi. Gözyaşlarını durdurmaya çalışırken kaleminin mürekkebi bitti. Önce onu doldurdu. Sonra yeniden hızlandı yazısında. Çok karmaşık duygular içindeydi. Sanki sırf ne yapacağını bilmediği için yazıyordu. Bu yüzden ne yazdığına hiç önem vermiyordu. Bu gibi durumlarda ilk olarak uyumayı düşünürdü. Ama uykusu olmadığı için mecbur kalemine gelmişti. Parmakları kasılana kadar yazmayı sürdürdü. Aklına ne geliyorsa yazıyordu. Durduramıyordu kendini. Hafızasından aklına düşen ne varsa kâğıdın yakasına yapışıyordu. Kafası patlamak üzereydi ki gözyaşlarını daha fazla tutamadı. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı. Canı çok yanmıştı. Kalem kılıçtan keskindi. Kelimeler hedefini hiç şaşırmıyordu. Daima tam on ikiden vuruyorlardı kalbini. Çünkü hafızasındaki kelimeleri bile kalbi belirliyordu. Artık çok yorulmuştu. Bıkmıştı her şeyden. Kalemi ve kelimeleri tek tesellisiydi. Onca düşüncenin arasında içinde ağlarken bile aklına düşmeye devam ediyordu kelimeler. Tutmuyordu, tutamıyordu kendini. Eskiden ağlaması neredeyse imkânsız olan bu adam bu sıralar çok fazla ağlamaya başlamıştı. Ağlaması geçince de ne yapacağını bilemiyordu. Uyumaya çalışınca ağlıyordu. Uyuyunca kâbus görüyordu. Çaydan tat alamıyordu. Geceleri uyuyamadığı için sağda solda uyukluyordu. Yazarken ağlıyordu. Ne olmuştu bu adama? Neden böyle davranıyordu ki? Saçını başını yoldu ağlarken, gözleri şişti, boğazı ağrıdı. Yutkunurken canı yanıyordu. Her yutkunuşunda boğazını kesmek istiyordu. Üstü başı ıslanmıştı. Yeniden üstünü değiştirdi. Kalemi kaldırdı ve defterin sayfasını kapattı. Sonra gidip duvarları yumrukladı. Biraz daha sakin sayılırdı. Artık uyuyabilirdi. En azından bu şekilde düşünüyordu. Düşünmek zorundaydı.

AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin