VII

33 0 0
                                    

Heyecanlandı şimdi de. Bu kadında farklı ve onu etkileyen fakat ne olduğunu bilmediği şeyler vardı. Evet, birden kesinlikle fazlaydı bu şeyler. Yoksa heyecanlanmazdı. Bu kadın onun beğendiği ya da etkilendiği ilk kadın değildi. Belki başkaları bu kadından bu kadından bu kadar etkilenmez ya da onu bu kadar güzel bulmayabilirdi. Ama adam bu kadından çok etkilenmiş, bu kadını çok beğenmişti. Hem de heyecanlanacak kadar çok.
Kuşlar, dedi güzel kadın ne kadar güzeller.
Onlar kuş değil diye cevap verdi genç adam.
Kadının anlamadığını anlamadığını gösteren kahverengi gözleriyle baktığını görünce;
Evet, kuş değiller onlar martı diyerek düzeltti adam.
Martıların kuşlardan farkı nedir peki diyerek bir soru sorarak merakına yenik düştü kadın.
Deniz demek; vapur demek, dalga demek... Martılar ise yalnızca deniz olduğunda var olabilirler. Siz hiç denizle konuşmaya çalıştınız mı?
Nasıl yani?
Anlaşılıyor ki siz denizin kıymetini bilememiş, ona sudan başka anlamlar yüklememişsiniz. Üzüldüm açıkçası...
Nerelisiniz diye alakasız bir soru geldi kadından.
Önce şaşırdı adam. Ama sonra kendini toparladı ve İzmir diyerek yanıtladı soruyu.
Şimdi anlıyorum dedi denize, martıya bu kadar değer vermenizi.
Keşke her insan anlayabilse bu muazzam güzelliklere sahip olan İzmir'in değerini. Ayrıca biraz sert çıkıştıysam özür dilerim. Söz konusu deniz, martı ya da İzmir olunca tahammülsüz oluyorum.
Hafifçe bir gülümsemeyle kabul etti bu özrü güzel kadın. Daha sonra bir soru daha sormak için hareketlendiği sırada adam cebinden sigarasını çıkardı ve yaktı. Ardından daha sorusunu soramamış olan güzel kadına uzattı paketi. Fakat kadın istemediğini belirtmek için başını hafifçe sağa ve sola salladı. Fakat dalgınlaşmıştı kadın. Soracağı soru önemli bir şey olmalıydı. Yoksa sormaya mı çekiniyordu? Adam sigarasını içerken bunları düşündü. İkisi de susuyordu. Kadın sormaya karar vermiş olmalıydı. İşaret parmağını havaya kaldırarak;
Ben yanınıza gelmeden önce elinizde bir defter ve kalem vardı. Sanki bir şeyler yazıyordunuz. Ama sıradan bir şeyler olamaz. Düşünceliydiniz. Ne yazdığınızı sorsam fazla meraklı bir soru mu olur?
Biraz ileri gitmiş olacağını düşünmüş olacak ki;
Tabi siz bahsetmek isterseniz diye ekledi kadın sözlerine.
Acaba ilk defa konuştuğu ve hiç tanımadığı bu kadına göz nuru, değerli şiirlerinden bazılarını okutmalı mıydı? Ama ondan hoşlanıyordu. Üstelik yalnızdı ve bu kadın kaçırmayı göze alamayacağı kadar güzeldi. Sonra ne olur birkaç şiirimi okutsam diyerek tereddüdüne son verdi. Kadın ise gözlerini merakla adama dikmiş gelecek cevabı bekliyordu.
Seveceğinizi pek tahmin etmiyorum ancak merak ettiğiniz belli.
Adam bunları söyleyince yanakları kızardı güzel kadının. Onu böyle görünce daha çok etkilendi adam. Şimdi de tek başarılı olduğu iş olarak gördüğü şiirleriyle bu güzel kadını etkilemeliydi. Denizi ve martıyı bu kadar sevdiğini söyledikten sonra deniz ve martının olmadığı bir şiirini okutmak iyi olmazdı. Daha doğrusu etkileyici olmazdı. "Dip" adlı şiirini açtı. Kadının avuçları arasına bıraktı küçük not defterini. Her şeyden daha çok değer verdiği şiirlerini hiç tanımadığı bir kadının ellerine kendi elleriyle verdiğine göre bu kadın onu epey etkilemiş olmalıydı. Ayrıca bundan daha çok düşündüğü bir şey varsa o da kadının şiirini beğenip beğenmeyecek olmasıydı. Sonunda kadın şiiri bitirmiş olmalıydı. Gözlerini yavaşça defterden kaldırırken adamın kalbi göğüs kafesine savaş ilan etti. Ellerinin titremesi anlaşılmasın diye de ceplerini parmaklarıyla doldurdu. Sonunda kadın adamın gözlerine baktı. İki büyük kahverengi bulutu andıran bu gözler yağmura hazırlanıyor gibiydi. Adam neredeyse heyecanından patlamak üzereydi. Sonunda kadının dudakları kıpırdamaya başladı ve hafif de olsa kekeleyerek;
Çok dedi çok güzel olmuş. Tebrik ederim.
Hiç tanımadığı bu kadın sırf kibar olduğu için mi böyle söylemişti yoksa? Hayır, olamazdı. Gözleri dolacak kadar da kibar değildi ya. Kadının dürüstlüğünü gözleri ele vermişti.
Gerçekten böyle mi düşünüyorsunuz diye sormadan duramadı yine de adam.
Evet dedi güzel kadın gerçekten çok beğendim.
Adam mutluluktan havaya uçacaktı bu kez. Tüm heyecanını içince tutamayarak elinde olmadan sıkıca sarıldı kadına. Kadın ise karşı koymaya fırsat bulamamıştı. O da bu kadar güzel bir şiir yazan adamdan etkilenmiş olmalıydı. Yani adam başarmış, güzel kadını etkilemişti. Uzun bir süredir yalnızdı. Bu kadar yalnızlığın üzerine bu kadar güzel bir kadını etkileyince sevinmişti elbette. Evet, etkilemişti etkilemesine de, kimdi bu güzel kadın? Bu denli hoşlandığı, etkilendiği ve sonunda en sevdiği şiirlerinden biri sayesinde etkilediği bu kadın hakkında hiçbir şey bilmiyordu. Bu zamana kadar hep kadın sormuş ve hep kadın bir şeyler istemişti. Artık adamın sırasıydı. Adam merak ettiklerini sormalı ve etkilemeyi başardığı bu güzel kadını tanımalıydı. Kahverengi bulutların yağmur hazırlığının sebebini öğrenmeliydi. Ama önce titreyen ellerini kadına göstermeden bir sigara yaktı.

AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin