Bu hikayede Ateş'in, Su'yun, Toprak'ın ve Hava'nın öyküsünü okuyacaksınız. Ama merak ediyorum sen hangi burçsun? Burçlara inanmam ama burçlar Ateş, Su, Toprak ve Hava olarak dörde ayrılabiliyor. Şahsen ben bir Hava burcuyum.
Neyse ekibimiz Alev, De...
Toprak hala uyuyordu. Gözlerini araladı. Etrafa baktı.
"Hah, hele şükür. Çocuğum kalk hadi kalk! Sabah oldu. Akşam mantıyı çok kaçırdın herhalde." bunları diyen annesi Doğa'ydı. İsyan eder gibiydi.
"Ne? Ha, noldu? Geldik mi?" Toprak büyük bir uyku sersemliği yaşıyordu. "Ne mantısı?"
"Aynen mantılar evi bastılar. Ne kadar yoğurt varsa hepsini alıcaklar. Kalk da durduralım onları." diye dalga geçti onla.
"Ne?!" diyerek ayağa kalktı Toprak. "Hayatta vermem yoğurtlarımı! Daha ne cacık yapcam onlarla..." diye sayıklıyordu.
"Aynen, aynen. Hatta sarmalarla iş birliği yapacaklarmış." dalga geçmeye devam ediyordu.
"Lan!" diye ayağa kalktı. Doğa arkada gülmekten yerlerde sürünecekti az daha. Yerleri silmesime gerek kalmayacaktı.
"Oğlum bu kadar etkili olacağını bilseydim, daha önceden söylerdim bunları" kahkaha üstüne kahkaha atıyordu. Karnına kramplar girdi.
"Ne?! Benle dalga mı geçiyordun?" dedi ama o da kahkahalarını tutamadı. Beraber gülme krizine girdiler.
🥀
Rüzgar favori çizgi dizisinin 3. sezon 2. bölümünü izliyordu. Evet, bu Rüzgar'on huyudur. Kendisi tam bir teklonoji bağımlısı olduğu için her gün, her sabah, her öğlen, her akşam, her gece dizi veya film izlerdi. Bu yaptığı tek aktiviteydi.
🥀
Deniz nasıl diyeceğini gerçekten bilmiyordu. Başından anlatmaya karar verdi.
Birinin onu kaçarışı, mesaj atışı, mağarada uyanması, Alev, Rüzgar ve Toprak'ın onu kurtarmaya gelmesi ama onlarında orda kalması, Sonra annelerinin gelip onları kurtarmasını... Hepsini tek tek anlattı.
Alev sadece Deniz'in gözlerine bakıyordu. Anlam vermeye çalışıyordu.
Deniz'in gözlerindeki karmaşayı fark etmişti. Öyle bir karışıktı ki kendisi bile çözemiyordu. İpler birbirine dolanmış ve Deniz o ipler arasında kendisini, gerçek kendisini arıyordu.
Deniz gözünden de Alev kaçmadı. Alev'in gözlerinde de kor ateşler yanıyordu. Alev ise aralarında kül olmuş, sönmüştü.
Yapabilirsin, Kor alevleri söndürebilirsin.
Deniz ba Alev'in aklına aynı şarkı gelmiş olacak ki aynı anda söylemeye başladılar.
"Yangın düşmüş kor, kor Yanmış gönlüm yer, yer Duydum sağdan, soldan Vazgeçmişsinbenden"
Bu Emir Can İğrek'in Kor şarkısıydı.
İkisi de utançla birbirlerine baktılar. Deniz'in yanakları hafif kızarmıştı. Alev'in ise kulakları.
"Yani..." diye mırıldandı Alev. "Sence böyle bir mağara gerçekten var mıdır?"
Deniz biraz düşündü ve "Bilmiyorum, rüyamda mağarayı Toprak buluyordu. O da annesinin anlattığı bir masaldan." dedi.
"Sanırım yeni bir maceraya atılma vakti geldi." dedi Alev ve telefonunu alıp Toprak'ı aradı. Ona her şeyi baştan anlattı. Toprak'da Rüzgar'ı aradı ve işe koyuldular.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sevgili okurlarım,
Toprak ile annesinin şakalaştığı yeri yazarken ben bile kahkalara tutuldum. Umarım sizde sevmişsinizdir.
Bu arada, bölümler geç gelebilir. Bunun için özür dilemeyeceğim, onun yerine sadece kusuruma bakmayın.
Yarın kuzenlerime gitcem ve orada bir gün kalacağım.