Emir Emirdir

BÖLÜM 25|| HASTALIK

*Bu bölüm 20/09/2015 tarihinde düzenlenmiştir.

CYNTHİA

*Bölümlerin bundan sonraki kısmı Cynthia karakterinden anlatılmaktadır.

BÖLÜM 25|| HASTALIK

Rüyalar, son zamanlarda peşimi bırakmıyordu. Kafamın içinde konuşan onlarca ses, tanımadığım onlarca yüz kendilerini hatırlatmak için can atıyordu. Geçirdiğim kaza hatırladığım her şeyi götürmüştü. Hastaneden çıkmam, evim ya da çok sevdiğimi söyledikleri Thames... Hiçbiri bana bir şey ifade etmiyordu. Yalnızca James vardı. Bana kendini tekrar tanıtmış, tekrar onu sevmemi sağlamış ve yeni bir hayat için beni Amerika'ya getirmişti.

"Tatlım, iyi misin?"

Gülümseyerek James'e baktım. Hastaneden çıktıktan sonra küçük sorunlar yaşamaya başlamıştım. Sürekli uykusuz hissediyor ve bayılıyordum. Amerika'da tekrar doktora göründüğümde bu hastalıkları düzeltecek bir ilaç vermişti. Sonrasında her şey daha iyi olmaya başlamıştı.

"İyiyim, James." diye mırıldandım gülümseyerek.

"İlaçlarını içtin mi?"

"Merak etme. Telefondaki alarm unutmama engel oluyor." dedim gülerek.

"Jon birazdan burada olur. Her şey hazır mı?"

"Yardımcımız harika yemekler yaptı diyebilirim. Hepsinin tadına baktım. Patronun bayılacak."

"O gelmeden üstümü değiştirsem iyi olur."

James merdivenlere yönelirken gülümseyerek yemek odasına girdim. Yemek masasındaki şamdanları düzelttikten sonra kapıya yaklaşan arabanın sesiyle cama yöneldim. Evin önünde duran lüks arabanın şoför koltuğundan inen adam, arka kapıyı açarak Bay Arkh'ın inmesine yardım etti. James, Bay Arkh'ın sakat olduğunu ve yürüyemediğini söylemişti. Tekerlekli sandalye yaklaştığında gülümseyerek kapıyı açtım.

"Merhaba. Hoş geldiniz."

"Siz Cynthia olmalısınız. James sürekli sizden bahsediyor. Jon Arkh." dedi yavaşça elimi sıkarken.

"İçeri gelin lütfen Bay Arkh. James birazdan aşağı iner." dedim kapının önünden çıkarken.

Oturma odasında koltukların yanında durduğunda gülümseyerek karşısına oturdum.

"James kısa bir süre sonra evleneceğinizden söz etti."

"Evet. Önümüzdeki ay düğünümüz var. Sizinde gelmenizi çok isterim." dedim gülümseyerek.

"Merak etme orada olacağım, Thia."

İsmimi kısaltarak kullanmasıyla ürperdim. James bile bana daima tam ismimle hitap ederdi. Yüzümde gülümsemem solarken, görmeye alışık olduğum yüzler gözümün önünden geçmeye başladı. Bir elimle başımı ovalarken gözlerimi kapattım.

"Cynthia iyi misin, tatlım?"

James'in sesini duyduğumda gözlerimi araladım.

"Bir sorun mu var?"

Bay Arkh'ın sesi kulaklarımda yankılandığında acıyla gözlerimi kapattım.

"Seni odana götürüyorum. Biraz dinlenmek iyi gelecektir."

James beni nazikçe kucağına alarak merdivenlere yöneldi. Acıyla, ağrıyan başımı ovalarken yavaş hareketlerle beni yatağa bıraktı.

"Biraz dinlen. Buradayım..." dedi başıma küçük bir öpücük bırakırken.