BÖLÜM 6|| ÖLÜ BEDENLER

374 85 16
                                    

*Bu bölüm 20/09/2015 tarihinde düzenlenmiştir.

BÖLÜM 6|| ÖLÜ BEDENLER

"JAMES?" diye bağırdım korku ve endişeyle.

Saçlarımı sürükleyen adam beni arabadan oldukça uzaklaştırmıştı. Kendimi savunmak için adama birkaç yumruk savurmuştum ama etki bile etmemişti. Cebimden çakımı çıkarıp hızla adamın bacağına sapladıktan sonra hızla koşmaya başladım. James, George, araba, tabanca... Birine ulaşmalıydım. Arkamdan güçlü iki kol beni hızla tutarken ayaklarım yerden kesilmişti.

"Bırak beni seni-"

"Sessiz ol!"

Bu George'un sesiydi. Minnetle ona bakarken ormanın içine dalmıştık bile. Arabalara belli bir mesafeyle yaklaşırken yerde kanlar içinde yatan James'e büyük bir çaresizlikle bakakaldım. Olduğum yerde hareket edemiyordum. Kendimi güçsüz hissediyordum. Ölü gibi bakan gözleri yavaşça beni bulduğunda korkuyla geri adım attım. Ne yapacağımı bilmiyordum. Her şey benim için o an durmuştu.

"James..." diye fısıldadım olduğum yerde.

Gözlerim dolmuş ve şaşkınlıktan konuşamıyordum. Sonra her ne olduysa büyük bir hızla yanına koşmaya başladım. Arabanın yanında duran adamların biri beni kolumdan yakaladığında burnuna yumruk attım. Kırıldığına emin olduğum bir inlemeyle beni bırakırken koşmaya devam ettim. Tekrar kolumdan birisi tuttuğunda ona ulaşmam engellenmişti. Yaşlı gözlerimi ondan ayırmadan etrafımdakilerden kurtulmaya çalışıyordum.

"James'i ön sıraya mı alsak?" dedi tanımadığım bir ses. "Onu daha çok seviyor gibisin..."

Adım adım bana yaklaşıyordu.

"Seni doğduğuna pişman edeceğim." diye fısıldadım dudaklarımın arasından.

Adamın suratına bile bakmamıştım. James'in gözleri kapanırken son kez kurtulmak için çırpındım. Kollarıma sabitlenmiş eller beni hareket etmemem için zorluyordu.

"Cynthia..."

Arkamdan gelen yorgun sesle olduğum yerde kalakaldım.

"İnsanlar hayal kırıklığıdır." dedi ses benden uzaklaşırken.

Beni sıkıca tutan eller gevşeyip yok olurken derin bir nefes aldım. Birilerine vurup ortalığı dağıtmak için can atsam da, tek el ateşlenen silahın sesiyle dondum. Gözlerim önce James'in üzerinde kan lekesi aradı. Sonra her ne kadar korksam da arkamı döndüm. Korkuyla George'a bakarken adamların arabaya bindiklerini duyabiliyordum. Gözyaşlarım her yeri bulanık görmeme sebep olurken George'a yaklaştım. Yavaşça yanında diz çökerek gözlerine baktım.

"Thia..." dedi acıyla.

"Sessiz ol. Yaraya bakmam lazım..." dedim kana bulanmış elini yavaşça tutarken.

"Çok geç... Ölüyorum... Thia..."

Kesik solukları arasında acıyla söylediği sözler daha da ağlamama sebep oluyordu.

"Seni çok... Seviyorum, Thia." dedi gülümsemeye çalışırken.

Gözlerimi kanlı ellerinden ve gömleğinden ayıramıyordum.

"Sakin olmalısın kızım..." diye mırıldandı elini daha da bastırırken. "Benim için... Çok geç..." diyerek ekledi.

"George, lütfen..." dedim gözyaşlarımın bana imkân verdiği kadar gözlerine bakıyordum. "Lütfen." diye ekledim boğazımdaki hıçkırıkları yutmaya çalışırken.

Emir EmirdirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin