"Sonra, sonra ne oldu!"
Gözlerimi kıstım ve bir ayağımı sıranın üstüne koydum. "Sonra ceketimi onun omuzlarına bıraktım. Saçlarım havada ahenkle dans ediyordu adeta. Gözlerime uzun uzun baktı. Tıpkı bir film sahnesi gibiydi. Havalı bir şekilde arkamı döndüm ve okula doğru yürüdüm. Arkamdan bakakaldığına eminim!"
Jisung omzuma vurdu. "Oğlum, çok havalısın."
Minho da yüzünü ekşitti. "Bana havalıdan çok tam bir aptal gibi geldi."
Hemen ona döndüm. "Ayıp oluyor ama!"
"Ayıp yatakta olur." Diyen Minho'ya ters ters bakıp sırama oturdum. Bu sırada yanıma bir kız oturdu. Onu ilk kez görüyordum.
Jisung aniden bağırdı. "Ay, bu kim be!?" Kızın irkildiğini görünce Jisung'un koluna vurdum. "Ne bağırıyorsun?"
Daha sonra kıza döndüm ve bir şeyler söylemesini bekledim. Kız da gülümsedi ve konuştu, "şey, merhaba. Ben yeni geldim de yanın dolu sanırım kalkabilirim istersen."
Yanım dolu değildi aslında. Tek oturmayı seviyordum çünkü daha rahattı. Hala tek oturmayı tercih ederdim ama sınıftaki tek boş yer benim yanımdı. Maalesef...
"Yok, değil. Oturabilirsin."
"Peki." Kız güldü ve çantasından eşyalarını çıkarmaya başladı.
Sonunda okul bitiminde ben, Jisung ve Minho eve yürüyorduk. Biraz moralim bozuktu çünkü artık bir sıra arkadaşım vardı. Eve ulaşır ulaşmaz Minjee'ye yazacaktım. Daha iyi hissedeceğime emindim.
Birden aklıma bugün Minjee ile yaşananlar gelince yüzümü kocaman bir sırıtış kapladı. Çok güzeldi, inanılmaz güzel. Gözleri ağlamaktan, burnu soğuktan kızarmıştı. Bana küçük bir çocuk gibi bakınca heyecandan bayılacak gibi olmuştum. Çok seviyordum onu.
"Bugün yeni gelen kız benim yanıma otursaydı keşke ya." Tek kaşımı kaldırarak boş boş konuşan Jisung'a baktım.
"Ne? Senin sevdiceğin var zaten. Minho desen işi gücü futbolda maçta. Ben napayım? Biz de ekmeğimizdeyiz paşam." Bu esnada Minho kafasını telefonundan kaldırıp yerinde durdu.
"Fenerbahçe'nin maçı var bugün ben gidiyorum hazırlık yapmam lazım." Minho bizi dinlemediğini gayet acımasız bir şekilde göstererek yanımızdan koşarak ayrıldı.
İç çektim.
"Minho ile kız yer değiştirsin o zaman."
"Olley be!"
Başımı iki yana sallayıp yürümeye devam ettim. Eve varınca hızla odama gittim ve telefonumu çıkardım. Sonunda!
Foryouminn: SELAMMMMMM
Foryouminn: NASILSINNN NELER YAPTIN BUGÜNNNN
Birkaç dakika boyunca saf saf ekrana baktım. Cevap gelmeyince iç çekip telefonu masama bıraktım ve odamdan çıkıp mutfağa girdim. Annemler akşam gelecekti bu yüzden Yemeğimden ben sorumluydum.
Tabii ki yemek yapmak için uğraşacak kadar kafayı yemedim!
Buzdolabından dünden kalan yemeği çıkarıp ısıttım. Yaklaşık yarım saat mutfakta oyalanıp karnımı doyurduktan sonra odama geri gittim ve telefonumu elime aldım.
İşte bu be! Minjee mesaj atmıştı!
M1nn_jeee: Neden hala bana mesaj atıyorsun?
Ne de güzel yazmış iki gözüm.
Foryouminn: ÇÜNKÜ SENİ SEVİYORUM
M1nn_jeee: o zaman neden karşıma çıkmaya cesaretin yok? Yüzünü bile bilmediğim biriyle konuşmak inanılmaz saçma. Üzgünüm bay anonim.
Bay anonim mi? Bay... Bana bay dedi. Yani onun için bir beyefendiyim. Tabii ki öyleyim!
Foryouminn: Minjee
M1nn_jeee: ?
Foryouminn: Neden sana yazdım biliyor musun?
M1nn_jeee: neden?
Foryouminn: seni seviyor olmam bunun başlıca nedeni evet ama başka şeyler de var. Biliyorum, haberim var. Eskiden ışıl ışıl parlayan gözlerin neden şuan bu kadar solgun bakıyor biliyorum. Önceden her dersi dikkatle dinleyip not alan kızın birden kimseyi dinlemeyen, derslerde uyuyan bir kıza dönüşmesinin nedenini biliyorum.
Foryouminn: İçinde verdiğin savaşları biliyorum. Bunu yüzüne söylemeye cesaretim yok. Bu yüzden mesaj attım sana. Şimdi söyledikten sonra engelleyebilirsin. İnan senden önemli değil.
Foryouminn: Çok güçlü birisin. Kendini suçlama ve sev. Zira ben seni yeterince çok seviyorum.
Görüldü
Merrrrrhabalar
Umarım begenirsinizzz 💗💗💗💗💗 bayyyyyyyys
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Clouds | Texting | Kim Seungmin
RomanceForyouminn: İyileşemeyen kalbinden öpüyorum. ⚘️ Sonunda gözlerimi ondan alıp bulutlara çevirdim ve fısıldadım; "Seni seviyorum." (Kısa bölümler)