Minjee
"Hey, Minjee! Bir bakar mısın?" Müdürün sesiyle ona döndüm.
"Evet müdür bey?"
"Odama gel." Dedi ve hızlı adımlarla odasına girdi. Ben de merakla peşinden gittim. Ben gelene kadar o çoktan koltuğunda oturmuştu. Bana acıyan bir yüz ifadesiyle bakıyordu ki bu hiç hoşuma gitmemişti.
Lakin müdürümüzü seviyordum çünkü o olayı yaşadığımdan beri bana destek oluyordu. Hocalarımdan sürekli hakkımda şikayet duymasına rağmen bana hiç ceza vermeyip hatta sesini bile yükseltmeyip şefkatli bir ses tonuyla konuşurdu. Ailemi okula sürekli çağırmazdı çünkü beni onların önünde utandırmak istemezdi. Hatta bir keresinde tüm hafta boyunca okulda ek derse gitmiştim. Yine müdürümüz ayarlamıştı. Tabii babamla üniversiteden arkadaş olmalarının da bunda payı vardı.
"Biliyorsun... Sınıfta arkadaşlarınla aran pek iyi değil."
Ne söyleyeceğini anlamıştım sanırım. Okul değiştirmemi falan istiyor olmalıydı.
"Notların da yükselmeye başlamış. Eğer sen de istersen sınıfını değiştirebiliriz."
Oldukça mantıklı bir karar olurdu başka sınıfa gitmem ama kimseyi tanımadığım bir sınıfta yeniden başlamak?.. Bilemiyorum. Ama benim için iyi bir başlangıç da olabilirdi. Bunu bilemezdim.
Çok iyimser düşündüm. Kesinlikle kötü bir şeyle karşılaşacağım. Ben kötü olaylar mıknatısıyım! Nasıl olmasın?
"Tabii sen bilirsin ama eskiye oranla daha iyisin. Sence de senin için daha iyi olmaz mı?"
Bundan sonra daha da kötü ne olabilirdi ki?
"Olur."
Müdür gülümseyerek bana baktı. "Peki o zaman yeni sınıf listelerini çıkartacağım şimdi. 2-B'ye gidiyorsun. Öğretmenini arayacağım şimdi. İyi dersler."
"Çok teşekkür ederim hocam."
"Ne demek."
Müdür odasından çıktım. Bizim sınıfa girip eşyalarımı toplamaya başladım. Kimse sormadı nereye gidiyorsun diye, ben de söylemedim zaten kimseye. Çantamı alıp 2-B sınıfına doğru yürümeye başladım. Sınıfın önüne gelince Tarih öğretmenimiz içerideydi. Bana kocaman gülümseyerek baktı.
"Gel bakalım. Arkadaşlar 2-A sınıfından bir arkadaşımız geldi. Belki tanıyorsunuzdur onu. Bu yüzden kendisini tanıtmaya gerek yok bence?" Soru sorar gibi bana bakınca başımı olumlu manada salladım.
"Boş bulduğun herhangi bir yere geçebilirsin."
Etrafıma bakınınca Seungmin ve arkadaşlarını gördüm. Demek aynı sınıftaydık. Bu beni mutlu etmişti. Seungmin sıranın altında bir şeylerle ilgileniyordu. Daha sonra aniden başını kaldırıp bana baktı. Yüzü şok içindeydi. Neden bu kadar şaşırmıştı ki? Gülümseyip elimi çok havaya kaldırmadan salladım. Oysa tepki veremedi. Daha sonra bir kız sesiyle sesin sahibine döndüm.
"Benim yanım boş. Gelebilirsin!"
Hemen o kızın yanına oturdum. Ben oturur oturmaz elini uzattı. "Ben Suae. Ya sen?"
Uzattığı elini sıktım. "Minjee."
"Memnun oldum Minjee." Dedi. Ben de başımı salladım. Normalde tarih dersimiz yoktu bu yüzden tarih kitabımı getirmemiştim. Suae bunu anlayıp kendi kitabını sıranın ortasına koydu gülümseyerek. Ben de bakarak fısıldadım, "Teşekkürler."
Kim Seungmin
Bu
Gerçek
Miydi?
Bu gerçek miydi? Mümkünatı yok! Minjee nasıl bizim sınıfta olabilirdi? Yanımdaki Eunha'ya baktım. O olmasaydı Minjee yanıma oturacaktı. Nasıl bir fırsatı kaçırdım ben?
İç çekip önüme döndüm. O esnada Eunha'nın çekingen bakışlarıyla karşılaştım. Bana neden böyle bakıyordu? Ben ona bakmayı sürdürürken en sonunda pes ettim. Söyle işte ne söyleyeceksen ne diye suratıma öyle bakıyorsun?
"Bir şey mi söyleyeceksin?"
"Şey... Tarih kitabımı evde unutmuşum da. Kitabına ortak olabilir miyim?"
Hiç düşünmeden önümdeki kitabı sağa doğru kaydırarak sıranın ortasına gelmesini sağladım. "Teşekkür ederim."
"Önemli değil." Dedim önümdeki kitaba bakarak.
Ders sırasında gözlerim istemsizce sürekli Minjee'yi buluyordu. Gayet ilgili bir şekilde kitaptan dersi takip ediyordu. Yüzündeki ifade çok tatlıydı... Yüzüme kocaman bir sırıtış yayıldı. Onun da gözleri bir anda beni bulduğunda yüzümdeki sırıtış soldu. Eyvah, yakalandım.
Bana birkaç saniye şaşkın ve şapşal bir surat ifadesiyle bakması kendimi tutmama engel oluyordu. Pes edip gülümsedim. O da gülümsedi. O an kalp atışlarım göğüs kafesimi delecek sandım, ciddiyim. Of be kızım... Ne yapıyorsun bana böyle?
Bakışmamız birkaç saniye daha sürdü. Minho'nun arkamdan sinsice yaklaşıp bana yönelttiği soru bir anda beni kendime getirdi. "Yüzündeki şu aptal aşık sırıtışı sil artık. Kız anlayacak."
Minho'nun sesi aniden ürkmeme sebep olmuştu bu yüzden kolumun yanında, hemen sıranın üstünde olan uçlu kalemim yere düşmüştü. Hemen sıranın altına eğilip kalemimi yerden aldım. Ancak tesadüfen Eunha'nın sırasının altında bir tarih kitabı gördüm.
Evde unuttuğunu söylemişti.
Sonunda yeni bölüm geldiiiiiiiiii
Umarım beğenirsiniz, oy vermeyi unutmayınnnnnnn
Sizleri seviyorum, hoşçakalınnnnnn💗💗💗
![](https://img.wattpad.com/cover/324145284-288-k348471.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Clouds | Texting | Kim Seungmin
RomanceForyouminn: İyileşemeyen kalbinden öpüyorum. ⚘️ Sonunda gözlerimi ondan alıp bulutlara çevirdim ve fısıldadım; "Seni seviyorum." (Kısa bölümler)