6. BÖLÜM: SIRADAN (?) BİR GÜN ☘️

10 1 0
                                    

2 haftadır harika zamanlar geçiriyorum. Olivia ile çeviriler yapıyor, geziyor, eğleniyor ve dizi seyrediyorduk. Bugün sabah aynı anda uyandık ve birbirimize bakarak gülmeye başladık. Gene beraber uyuyakalmıştık. Hızlı bir duş ve hazırlanmadan sonra beraber okulun yolunu tuttuk. Otobüse binmek istemedik. Okul yolundaki bir markete gittik ve arıştırmalık birkaç şey alıp yolda yiyerek okula vardık. Olivia'yla tam konuşamasam da kısa cevaplar verebiliyordum. Çok anlayışlıydı. Aslında bu beni ürkütüyordu, Ava gibi olabileceğini düşünmeden edemiyorum. Bu yüzden onunla hemen samimiyet kurmayacak ve onu izleyecektim.

Olivia'nın yaptığı iğrenç esprilere tepki verirken sınıftan içeri girdik. Boş olan sıraya geçtik ve ders araç gereçlerimizi çıkarıp ders hakkında sohbet etmeye başladık. O, çok yönlü düşünüyordu. Çok güzel bir okuyucu, yani dinleyici ve eğlendirme anlamında süper bir arkadaştı. Derslerde yardımını esirgemez ve anlamam için her şeyi yapardı. Gece yarılarına kadar çalıştırır ve o bilgileri bir şekilde kafamın içine sokmayı başarırdı. Ona bu yönden minnettardım.

Olivia'ya bir şey yazarken gözüm karardı ve aniden başım döndü. Hemen masaya tutundum, yoksa düşecektim. "Natalia? İyi misin?" dedi Olivia. Gözlerindeki tedirginliği görebiliyordum. Başımı salladım ve kalemi tekrar elime aldım. "Arada bir olabiliyor, merak etme. Gayet iyiyim." Rahatlamış gibi nefes veriyor. Daha önce başka duyurular yapmaya gelen görevli bugün de geldi ve dersimiz olan tüm hocaların derslerinin boş geçeceğini söyledi. İsteyen okuldan çıkacak, isteyen sınıfta veya kütüphanede ders çalışacak veya bahçede dolanacaktı. Biz de okulumuzun girişindeki oturma alanına gitmeye karar verdik. Aşağı inerken Ava ile karşılaştım.

Ava: Hey, Natalia! Uzun zamandır seni göremiyorum. Nasılsın?

Selam verdim ve başımı salladım. O sırada Ava'nın gözü yanımdaki Olivia'ya daldı.

Ava: Sana da merhaba Olivia.

Olivia: Merhaba Ava. Uzun zamandır sohbet etmiyorduk ha?

Ava: Ne kadar şerefsiz olduğunu içimi parçalayarak gösterdiğin için olabilir mi? Yanına bu masum ve saf kızı almış ve onu da şerefsiz yapmaya çalışıyorsun bakıyorum. Natalia? Bu kızla arkadaş olduğunu söyleme. O çok kötü biri bebeğim. Gel, seninle dışarı çıkıp yalnız başımıza sohbet edelim, ha?

Olivia: Onun kafasını karıştırmayı bırak. Natalia güçlü biri. O benim kötü biri olduğumu düşünürse zaten bırakır. Kimseye ihtiyacı yok onun. Ben onunla arkadaş olmayı istiyorum. Benim ona ihtiyacım var.

Ava: Ne için güzelim, onu kullanmak için mi? Bir süre onun peşinden koşacak, sonra da onu köle gibi kullanacaksın değil mi, aynı bana yaptığın gibi?

Olivia: Senin bana alttan alttan yapmaya çalıştığın zorbalıkları bilmiyor muyuz bebeğim? Buraya ilk geldiğimde bana yardım ettin ve işlerimi hallettin. Sonra ne yaptın? Aşağılamak, eziklemek ve moral bozmaktan başka bir şey yapmadın. Şimdi bizi rahat bırak. Natalia'nın önünde kavga edemeyiz.

Ava: Natalia? O mu, ben mi?

Tereddütsüz bir şekilde Olivia'yı gösterdim.

Ava: Öyle olsun, seninle görüşeceğim Olivia, acaba bu kızın kafasını nasıl yıkadın...

Elime telefonu aldım ve bu konuşmanın en başından beri merak ettiğim soruyu sordum:

"Ava ve senin aranda ne geçti? Neden birbirinize dövecekmiş gibi tıslıyordunuz?"

-Güzelim, Ava'nın her yerde bir kulağı var. Sana burada anlatamam. Sonra, olur mu? Hadi gel seninle alıştırma yapalım.

Kafamı salladım. Çok karışmıştı kafam aslında. Ava mı masumdu, Olivia mı, ya da ikisi de birer yalancı mıydı? Bu konuyu abime anlatmalıydım. O bana yardımcı olurdu.

-Bugünlerde nasıl hissediyorsun?

-Güzel.

-Krizinin geçtiği saat için nasıldı?

-Ferah.

-Yaralarının acıdığını hissediyor musun?

-Hayır.

-Peki, kendine zarar vermek istiyor musun hâlâ?

-Fazla değil.

-Buna sevindim. Cornnel ile aranız nasıl?

-Kötü. Onu görmek istemiyorum.

-O sana deliler gibi aşık. Senin farklı ve değer verilmesi gereken biri olduğunu biliyor ve seni kırmamak için çok çalışıyor. Nasıl davranması gerektiğini hâlâ anlayamadı ve bu yüzden sana karşı çok büyük hatalar yapıyor. Bazen nazik, bazen sert, bazen de alıngan bir tavır sergiliyor. Ona her baktığımda gözü sende oluyor. Benim baktığımı görünce ise gözlerini kaçırıyor ve içini hüzün kaplıyor.

-Öyle m-mi diyorsun?

-Benim düşüncelerim böyle. Sen ne düşünüyorsun?

-De-diğin gibi. Ben de ona bakınca ba-bana baktığını gö-rüyorum. Sana yap-tığını sergiliyor. Aslında, ara-mızın düzelmesini istemem. O, be-ni düşünerek yoruluyor. Unutması lazım beni.

-Senin de görüş açın haklı. İnsan bazen rahatsızlık duyuyor, değil mi?

-Evet.

-Umarım hangi durum iyi gelecekse o olur.

-Umarım...

Sonrasında bu konuyu kapatarak aramızda şakalaşmaya başladık. Sonunda okuldan çıkmaya karar verdik. Yurdun yanındaki kütüphanede derslerimizi çalıştık ve yurda geçtik. Odadaki mini mutfaktan kendimize bir şeyler aldık ve uyuyana kadar sadece film izledik. Bu sefer komediydi. Gülmekten karnımız ağrırken bir yandan da uykumuz bastırıyordu. Sonunda eşyaları toplayıp birbirimize iyi geceler diledik ve odalarımıza dağıldık. Bugün güzeldi, Olivia ve Ava'nın hırslı konuşması dışında. Bunları düşünürken aniden ve yarınki ödevimi yapamadan uyuyakaldım...

İyi geceler! Yeni bölüm geldi. Bu sefer fazla yazamadığım için üzgünüm. Oylarınızı ve yorumlarınızı esirgemeyin. Hoşça kalın! 💎

Çok SessizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin