Farklı bir gündü. Geçen gün Olivia hastalandı ve bir süreliğine ailesinin yanına gitti. Bu yüzden yalnızdım, yapayalnız. Bugün finallerimiz bitti ve hepsinden rahatlıkla geçebileceğim puanlar aldım. Hocalar beni takdir etti. İlk öncesinde beni okula gelmek için gelen birisi sanmışlar. Diyemedim ki "Okulu bu kadar önemsemesem hayatımdan vaz geçer miydim?" diye. Ama takdir edildiğime mutlu oldum. Şu aralar sadece derslerle ilgileniyorum. Bunun karşılığını almak güzel...
Cornnel ilk teneffüs yanıma oturdu. Elime bir kağıt verdi. "Acaba bugün yanında oturabilir miyim?" yazıyordu. Neden sesli sormadığını merak ettim.
"Ağzın yok mu?"
"Nasıl yaşadığını merak ettiğim için iki gündür ortalıkta böyle dolanıyorum. Gerçekten acayip sıkıcı. Olivia ile konuşabiliyorsun sanırım."
"Evet, sıkıcı. Ve tekrar evet ki Olivia ile az çok konuşabiliyorum. O anlayışlı."
"Özür dilerim."
"Sorun."
"Efendim?"
"Sorun değil derler ya, ben de sorun diyorum işte. Beni kırdın ve anlamsız hareketler sergiledin. Seni uzun bir süre affedebileceğimi düşünmüyorum. Yaşam tarzımdan yararlandın ve beni kendine inandırdın. Sonra üzgün numarası yaptın ve bana karşı tavırlarını değiştirdin. Kim olsa aynısını yapardı. Bugün yanımda oturamazsın, Olivia yok ve güvenli hissetmiyorum."
"Peki, sorun yok."
"Sorun var mı diye sormadım zaten."
"Görüşürüz."
"Görüşmeyiz."
Bu sefer laf sokmak zorundaydım. Hemen ısınamazdım. Masum olduğunu biliyor olsam bile kendimi ele veremezdim hemen. Yoksa tekrardan aynı şeyleri yapma ihtimali vardı. Bunu göze alamazdım. Kendini affettirmeye çalışırsa yavaş yavaş affedecektim. Ona hâlâ kızgındım aslında. Yaptıklarını hemen affetmemi bekleyemezdi.
Sonra Peter beni çağırdı, önemli bir şey anlatacağını söyledi. Merak etmemiş değildim, ilk defa bu kadar ciddi bakıyordu bana. Öğle arasında onunla buluştuk, okulda az uğranan bir yerine oturduk ve konuşmaya başladık.
-Natalia, acayip merak ediyorum. O Cornnel denen çocuk seni üzüyor mu?
-Bu ikimizi ilgilendirecek bir konu. Hallettik zaten, endişelenmene gerek yok.
-Bakışların ona karşı çok farklı. Bazen acıma, bazen de kızgınlık görüyorum o bakışlarda. Yalan söylemiyorsun değil mi?
-Sana yalan sadece tanıştığımızda adımı sana farklı olarak söylediğimdeydi. Başka yalan söylemedim, emin ol. Ben iyiyim ve o çocuk bana kötü davranmıyor.
-Peki, sevindim. Nasıl gidiyor dersler, vizelerin nasıl geçti?
-Hepsi çok iyiydi. Hepsinden başarıyla geçtim.
-İşte kimin arkadaşı bee, deyip sırtıma vurdu.
-Ihm,
-Pardon, bilmeden oldu.
-Bilmeden benim de başka bir şey yapmamı istemiyorsan dikkat et.
-Tamam abla 👉👈 kusura bakma.
-Baktım.
-Bakmaz olaydın.
-Olaydım, değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çok Sessiz
Teen FictionNormalde konuşabilen ama sosyal anksiyete ve utangaçlığı yüzünden kimseyle konuşmak istemeyen Natalia, sonunda istediği mesleği -tercümanlık- kazanır ve her şeyinden değerli olan ailesinden ayrılarak yurtdışına gider. Orada tanımadığı insan ve kül...