AŞK İÇİN ÖLMELİ

4. bölüm

(Şimdiki zaman)

Sabah alarmimin kalp krizi gecirtebilecek sesiyle yatagimdan fırladım. Dün çok yorucu bir aksamdi. Ama Brandon' la olmak için nelerimi vermezdim. Ahhhh ne diyorum ben. Mal gibi aynanın karşına geçmiş bunları sesli sesli kendimle konusuyordum.

-eee aşıksın işte. Ahhh abla bu kadar aptal olma sen aşık olmuşsun

-sen, sen ahh Patrick beni dinlemekten vazgeç diye onu iterek odamin kapısını geri kapattım.

-heyyy beni onla tanistir. Hem siz ne zaman, nasıl, nerde tanıştınız benim hiç biseyden haberim yok.

Diyerek kapının dışından bana bağırdı.

-Patrick yeter bunlar seni ilgilendirmez. Birgün sana herseyi anlatırım ve birgün tanistiririm. Hemen git formalarini giy geç kalacaksın ben kahvaltini ve öğle yemeğini hazırlıyorum. Çabuk on dakikan var

Diyerek onu odasına gönderdim. Telefonuma baktım. Binlerce mesaj vardı. Ahh Hayır hepsi Brandon' dan. Gece boyu mesaj atmış ve ben hiç birini görmedim. Off olamaz. Hemen Brandon 'u aradım. Uykulu hir sesi vardı.

-Günaydın. Dedim tatlı bir ses tonuyla

-Günaydın.

-uyandirmadim umarım

-yok aşkım zaten kalkiyodum. Seni düşünüyordum. Sonra hemen sen aradın.

Bana aşkım dedi. Bana aşkım dedi. Bana aşkım dedi. Bana aşkım dedi. Bana aşkım dedi. Bana aşkım dedi. Bana aşkım dedi. Baba aşkım dedi. Krize girdim. Kalbim deli gibi atıyordu. Cok mutluydum. Sanki içimde binlerce kelebek pir pir ucuyordu.

(Annemin sözleri)

"aşk içinde bir kelebek bahçesi olmasıdır. Fakat Orayı koruyan bir gardiyan gerekir. Eğer oraya bir gardiyan bulamassan bir Avcı girer ve hepsini yakalayıp hapseder. Emin ol güzel kızım doğru gardiyanı bulduguna emin ol."
Sarah taylon

Ahh bi anlık aptalca bir duygu seline kapildim. Bugün annem ve babamın mezarına gitmeye karar verdim. Brandon u aradım ve benimle. Georgia merkezinde bulusmasini istedim. Tam saatinde gittim. O da gelmişti. Hemen arabasına atladık ve mezarlığı doğru gittik. Elini tuttum ve onu anne ve babamın mezarlığına götürdüm. Kabristanligin önüne geldiğimde hac işaretinin yanına oturdum. Bir süre sadece akan gözyaşlarımi dindirmeye çalıştım. Sonra;
-annem canım annem ben sanırım doğru gardiyanı buldum dedim. Brandon hicbirsey anlamamisti. Aldığım çiçek buketini bıraktım ve mezarliktan ayrıldım. Yoldaydik. Sessizlik vardı. Brandon ' a baktım. Dalmışti Brandon diye bağırmaya başladım.

- Brandon kendine gel hey Brandon araba Brandonnnn dikkat ett

"Kargaşa" yaşadığımız durumu ancak böyle anlatabilirim.

"Kargaşa"