Patrick hala okuldan dönmemisti. Kulağımdan kulaklığı çıkarıp merdivenlere dogru yürüdüm. Patrick gelmeden yemek yapmaliydim. Mutfağa inip buzdolabına baktım. Dolapta yarım şişe süt ve birazcık beyaz peynir dışında yenilebilecek pek fazla şey kalmamıştı. Üzerime paltomu alıp dışarı çıktım. Hava ne kadar da soğuktu. Yolun kenarlarında birikmiş karların ustunde tepinen çocuklara bakarak öylece markete doğru yürüdüm. Markete vardığımda ilk sebze reyonuna yöneldim. Biraz çeri domates ve havuç aldım. Aslında Patrick 'in yemesi için sandviç yapmayı düşünüyordum. Ama sandviç yemekten sıkılmış olabileceğini düşündüm ve iki paket hazır pizza aldım. Yanimda sadece 20 dolar vardı. Kozmetik reyonuna gidip kendime parfüm alacaktım. Parfümlerin yanina gittim. Parfüm seçmeye çalışırken telefonum çaldı. Arayan yan komşumuz bayan veronica idi. Telefonu açtım. Ahh bu Patrick 'ti. Eve gelmis ve beni bulamayınca bayan veronica'ya gitmiş olmalı. Koşarak kasaya yöneldim. Tam parfüm reyonundan dönecek iken genç bir adamla çarpıştım. Elimdekiler yere düştü. Ahh canım acımıştı. Genç benim yaşlarımda yakışıklı, zayıf biri gibi gözüküyordu. Özür dileyerek yere eğildi be eşyalarımı toplayıp bana uzattı. Teşekkür edip tekrar koşmaya başladım. Paraları ödeyip eve doğru koştum. Eve vardığımda Patrick kapının önündeki merdivenlerde oturmuş benim gelmemi bekliyordu. Beni görünce ayağa kalktı ve koşarak bana sarıldı. Korkmuş ve üşümüş olmalıydı, titriyordu. Eve girdik. Hemen odunluktan bitaz odun alıp sobayi yaktım. Patrick sobanın önüne geçmiş ısınmaya çalışıyordu. Poşetten pizzaları çıkardım ve fırına attım. Yarım saate hazır olurlardı. Tam Patrick' in yanına giderken kapı çaldı. Akşam akşam bu kim olabilirdi ki. Kapıya dogru hızlı adımlarla yürüdüm. Kapıyı açtım. Gelen bu sabah markette çarpıştığım adamdı. Elini cebine attı ve içinden bir telefon çıkardı. Aman tanrım bu benim telefonum ama nasıl olur. Cebimdeydi. Yani öyle sanıyordum. Niye akşama kadar hiç bakmam ki telefona ahh aptal kafam.
-merhaba. Aaa şey ben Brandon
-merhaba o, o benim telefonum sanırım
-şey evet bugun çarpıştığımızda telefonunu düşürmüşsün arkandan koştum ama yetişemedim. Bu kadar hızlı olabilecegin hiç aklıma gelmedi dogrusu
-aman tanrım ben cok teşekkür ederim
-şey sen yani siz bana hala adınızı söylemediniz
-aaa ben Andrea, acikmis olmalısın hazır bişeyler var içerde bekle hemen geliyorum
Dedim ve hemen kapıyı aralayarak mutfağa gittim. Fırından iki dilim pizzayı alıp plastik tabağa koydum ve Brandon 'a vermek için kapıya yöneldim. Aralık olan kapıyı açtım ama kimse yoktu. Bahçenin avlusuna indim. Etrafa bakındım ama kimseyi göremedim. Eve girdim. Patrick ' e pizzasini götürdüm. Kendime de biraz alıp televizyonun karşısına geçtim. Annem ve babam trafik kazasında öldüğünden beridor ev çok sessiz. Eskiden evden gülme ve eglencenin sesi eksik olmazdı. Anne ve babamın ölümünden sonra Patrick ' in psikolojisi bozuldu ama son zamanlarda daha iyi düzelme ve olanları kabullenmeye başladı. Evdeki tüm aile resimlerini bir kutuya topladım. Patrick ' in bunları görüp üzülmesini istemiyorum. Tabi ki eskisi gibi iyi değil ama olsun şimdi daha iyi. Patrick ' de o kazada ölseydi, ben asla hayata tutunamazdım.
Arkadaslar lütfen yorum, öneri ve eleştirilerinizi yoruma yazin ben de dikkat edeyim. Şimdiden teşekkür ederim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK İÇİN ÖLMELİ
Teen FictionHerşey şans mıdır kader midir yalnızlık beni yanına sürüklüyor gidiyorum ölüme gidiyorum