-sen ne sandın ki
-ben sandım ki _______-Uyandığına çok mutlu olmuştum. Hemen kafasını tutarak dik bir şekilde oturttum ve doktorun gelmesi için düğmeye başlamaya başladım. Doktor geldiğinde ona Brandon ' un yaklaşık beş dakika önce uyandığını söyledim.
- doktor bey artık Uyandığına göre taburcu olabilirmi. hem bende iyiyim bende taburcu olabilirim.
- siz taburcu olabilirsiniz. Fakat brandonun taburcu olması imkansız. şimdi tam emin olmadan birsey söylemek istemiyorum. bir saat sonra son bir kez kontrol yapacağım sonuç daha önceki gibi çıkmazsa gidebilirsiniz. ama daha önceki gibi olursa Üzgünüm burda biraz işiniz olacak.
-daha önceki kontrolde ne çıktı ki. dedim gözümden akan yaşlara engel olamıyordum. duvara yaşlarını gözyaşlarımi sildim. Brandon a bişey soylemicektim. Yanına mutlu bir şekilde gitmeye çalıştım.
-al canım sana kahve getirdim. İç de biraz kendine gel.
- saol canım. kaza
-sus bahsetme. birdaha asla o andan bahsetmicez tamam mı.
-tamam sen nasıl istiyorsan.
bir saat sonra doktor içeri girdi ve
-Brandon seninle bir test daha yapmamız gerekiyo.
-ne için
-son kontrol yani emin olmak amacıyla
dedi ve gözümün içine bakıp sanki git dercesine bir bakış attı. Yavaşça yatagiyla testlerin yapıldığı odaya girdiler doktora
- bende girmek istiyorum.
-olmaz senin burda kalman daha iyi
-ama ama
doktor cevap vermeden yüzüme kapıyı kapattı. öyle oturmuş telaş içinde sonuçları bekliyordum. kapı birden açıldı. içerden doktor çıktı. Hemen kalkıp yanına gittim.
- noldu durumu iyi demi.
- pek değil.
-nasıl yani. dedim titrek bir sesle.
- Brandon da ileri derecede unutkanlık var.
-o ne demek
-ALZHEIMER
- nasıl yaa ama o daha çok genç nolacak şimdi yani daha sonra falan
- zamanla herseyi unutacak. yaşadığı yeri, sevdiklerini, adını herseyi unutacak bunun diğer bir adına bunama diye biliriz.
- tedavisi yok mu.- Hayır
- nasıl yaa olmalı. dedim ve ağlayarak doktora vurmaya başladım. kolumu tuttu ve bağırarak
-ben karımi bu hastalık yüzünden kaybettim be. Dedi ve gözlerindeki yaşı silip gitti. kalakalmistim. bir süre sonra doktorun odasına gittim.
-Merhaba, ben sizden özür dilerim.
-önemli değil. olur böyle sinirlendin.
- ben buraya hastalığı hakkında bilgi almaya geldim.
- tabi buyrun oturun. Alzheimer hastalığı bir bakıma bunama yani unutkanlık demektir. hun geçtikçe eskiyi unutmaya başlayacaktır. zamanla evini ailesini sevdiklerini adını yaşamını yaşını herseyini unutmaya başlayacaktır. sizin bu uzun dönemde hep yanında olmanız lazımdır. yanından ayrilmamalisiniz. Eğer yanında siz olmasaydiniz ben onu zaten bir yatılı hastaneye gönderecektim. Bakın hanımefendi bu çok zorlu bir süreçtir. onun sizi unutmasi gibi olaylara tanık olacaksınız. ona bakabileceginizden emin misiniz.
konuşmuyordum. kelimeler ağzımda düğüm olmuştu sanki. aglamamak için kendimi zor tutuyorum. Gözlerim dolmuştu. Gözümdeki yaşlar yüzünden bulanık görüyordum.
- evet evet ben ona bakabilirim
-tamam o zaman size yapacağınız şeyleri söyliyim o zaman. Öncelikle onun görebileceği bir yere adını soyadını, ev adresini, yaşını yazın. bıçaklari ondan uzak tutun. eşyaların üzerine adlarını yazın. Bir anı albümü yapın. onun için bu böyle daha iyi.
- tamam peki ne zaman taburcu olabilir.
-onu bugün taburcu edicem ama ayda bir kontrole gelmeniz gerek.
- tamam geliriz. dedim ve doktorla birlikte brandonun yanına gittik. Doktor ona hastalığını anlattı ve Brandon dedi ki
-kısaca benim hastalığım ne?
-BUNAMA-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK İÇİN ÖLMELİ
Teen FictionHerşey şans mıdır kader midir yalnızlık beni yanına sürüklüyor gidiyorum ölüme gidiyorum