Beyaz...
Beyaz beden bir kere olsun temiz durmuyordu?
Neden onu sürekli kirletiyorlardı kırmızıyla veyahut siyahla?
Bir kez olsun temiz bıraksalar olmuyor muydu?
___________________________________________
Devam etmektedir.
Fantastik ve bilimkurg...
"Abla gücünün farkında değilsin sanırım ama daha sıkı sarılırsan kaburgalarım akciğerlerime batacak ve gerçek anlamda boğulmuş olacağım." dedi Aras boğuk bir sesle. Tatlı bir telaşla bıraktı onu Asena. Stark ise yüzündeki insansı sırıtışla onları izliyordu. Asena'nın bacağının hızla iyileşmesi gözünden kaçmamıştı.
Asena Aras'ın ellerini tutarken: "Nasıl olduğunu pek anlamasam da fiziki yaralarını iyileştirdim. Zihinsel yorgunluğun hala üzerinde, uyumalısın." dedi.
Asena'nın ikazıyla Aras yatağa girdi. Ardından Stark da yanına kıvrıldı. Asena ise antika koltuklardan birine kuruldu. Aras:
"Abla, sen de gelsene yanımıza."
Asena: "Ben yeterince uyudum siz uyuyun."
Aras tebessüm ederek gözlerini yumdu. Zaten kısa bir süre sonra yorgunlukla uykuya daldı. Stark ise uyku ile uyanıklılık arasında gidiyordu.
Asena'nın yüzü sertleşti. Aras'ın kanatlarını çıkardıktan beri uzaklardan gelen siren seslerini fark etmişti. İlk başta kulak çınlaması diyerek geçiştirse de ses gitmeyince endişe üzerine binmişti. Stark'ın anlamaması için elinden geleni yapmıştı. Aras'ın zaten acıdan fark etmeyeceğinin farkındaydı. Umarım fark etmezler diye düşündü. Daha fazla endişe etmelerini istemiyordu.
Sesler gittikçe yükseliyordu. Kaçtığını fark ettiklerini düşündü. Bu durumda yanılmıyorsa günlerden pazartesi saat ise 10.00 civarı olmalıydı. Her haftanın ilk günü saat 10.00 da gelen yaşlı adamı düşündü. Son yıllarda odasına bir tek doktor adına o uğruyordu. Muhtemelen o fark etmişti. Gözlerini nadir açtığı anlardan birinde görmüştü onu.
Yaşına göre dinç duruşu vardı. Çakmak çakmak bakan mavi gözleri ve sert bakışlarıyla kendisine dik dik bakıp rapor veren adamı. İlk görüşte kıllanmıştı adamdan. Çok sinsi ve kurnaz bakışları vardı.
Kalkıp odayı incelemeye başladı. Dört bir yanı antika eşyalarla çevriliydi. Sessiz olmaya özen göstererek önce dolapları açtı. Birinci kapakta orta yaşlı kadın ve erkek kıyafetleri vardı. İkinci kapakta erkek çocuk kıyafetleri vardı. Yanılmıyorsa... Kıyafetlerden birini alıp kokladı. Kesinlikle yanılmıyordu. Bu kıyafetler Aras'a aitti. O zaman burası Anne ve babasının odasıydı. Ama bu işkence odasının yanında ne işi vardı?
Fazla düşünmeye vakit yoktu. Sirenler çalındığına göre onları bulmaları fazla uzun sürmezdi. Çekmeceleri karıştırmaya başladı. Babası akıllı bir adamdı. Antika döşemesinin mantıklı bir sebebi olmalıydı. Eski usûl sevdiğine göre gizli çekmece de olmalıydı. Sonunda bir çekmecenin içinde küçük bir boşluk buldu ve oradaki parçayı çekip çıkarttı. Gizli bölmeden üç maske, bir gözlük, muşta benzeri bir alet ve flaş bellek vardı. Sanki ayarlanmış gibiydi. Asena gittikçe şüpheleniyordu. Gözlük dışındaki her şeyi ceplerine doldurdu. Gözlüğü taktı.
"Merhaba efendim ben Jarvis. Hoşgeldiniz, kendinizi tanıtın lütfen."
Ah... Anlaşılan annesi cidden Tony Stark'la kafayı bozmuştu.
"Yekta Asena. Tony Stark hayranı olan Aşkın'ın kızıyım"
dedi hafif alaylı bir sesle.
___________________________________________
Uzun bir aradan sonra yeniden burdayım.
Bölümü nasıl buldunuz?
Sizce nasıl devam edecek? (Tahminlerinizi merak ediyorum)
