𝐑𝐨𝐬𝐚 [𝐓𝐞𝐱𝐭𝐢𝐧𝐠]

38

Medya//Rosalinda Weasley ve Draco Malfoy

(Elbiseyi baloda giydiği elbise olarak hayal edin lütfen)
-

Öncelikle genel bir uyarım olacak.
Hikayede tam olarak Harry Potter filmini yansıtmıyorum.Yani olay sırası, zamanı ve yeri farklı.Buna göre hikayeyi değerlendirirseniz sevinirim.

Keyifli okumalar!

-

Hermione saçlarımı son kez asasıyla düzelterek kırmızı mat bir ruju dudağıma sürmeye başladı.

Bu sırada aynadaki görüntüme baktım.Hafif dalgalı saçlarım oldukça güzel duruyordu.Hermione'nin yaptığı hafif yüz makyajı ve dudağımı ön plana çıkaran kırmızı ruj çok güzel görünüyordu.

Sonunda işim bittiğinde odadaki boy aynasının karşısına geçtim.
Elbise kesinlikle harcadığım galleonlara değmişti.

Hermione'ye baktığımda işinin çoktan bittiğini gördüm.Çok güzel görünüyordu.Elbisesi zaten çok güzeldi fakat makyaj ve saç yapmak konusunda gerçekten yetenekliydi.

Küçük,elbisemle aynı renk kırmızı çantamın içinden telefonumu çıkararak saate baktım.Birkaç dakikamız kalmıştı.

Odadan çıkıp,Gryffindor binasından uzaklaşarak merdivenlere geldik.
Kapı aşağıdaydı ve birazdan açılacaktı.İçeri ilk olarak Üç Büyücü Turnuvası'na katılan yarışmacılar ve eşleri girecekti.Bunlardan biri de Hermione'ydi.Şaşırtıcı bir şekilde Viktor Krum onu davet etmişti.
Her ne kadar Ron için üzülsem de bunu hakediyordu.Tam bir odundu.

Hermione'yi hafifçe iteklediğimde kıkırdayarak merdivenlerden inmeye başladı.Viktor'un gözleri hayranlıkla ona bakıyordu.Hermione'nin eline bir öpücük bırakarak içeri girdiklerinde, herkes onları alkışlıyordu.

Her şey güzeldi fakat Draco ortalıklarda yoktu.

Etrafa bakındığım sırada omzumda hissettiğim bir el irkilerek arkamı dönmeme neden oldu.

Gelen kişinin Draco olduğunu farkettiğimde rahat bir nefes verdim.
Aynı zamanda onu incelemeye başladım.Giydiği smokin ona çok yakışmıştı.Her gün özenle taradığı sarı saçları bugün daha da özenliydi.
Ayrıca parfümü de çok güzel kokuyordu.

O da aynı şekilde beni incelemeye devam ederken,tuhaf sessizliğimizi boğazımı temizleyerek bozdum.

Mavi gözleri sonunda beni bulduğunda samimi bir şekilde gülümsedim.

Elime nazik bir öpücük kondurarak geri çekildi.

"Çok güzel olmuşsun."

Utançla kızaran yanaklarıma lanetler ederken homurdandım.

Bana iltifat edildiğinde cevap vermek çok zordu.

"Evet,sende çok şık gözüküyorsun."

Başıyla onayladığında kapıyı gösterdi.
Evet içeri girme zamanımız gelmişti.

Koluna girerek merdivenleri inmeye başladık.
Yarışmacılar ve eşleri dans etmeye başlamıştı fakat kalabalığın gözleri bizim üzerimizdeydi.
Zorlaşan nefes alışverişlerim ve terlemeye başlayan ellerim ise bu bakışlara karşın bana yardımcı olmuyordu.