𝐑𝐨𝐬𝐚 [𝐓𝐞𝐱𝐭𝐢𝐧𝐠]

56

Medya//Draco Malfoy ve Rosalinda Weasley

-

Rosalinda

Hey,neredesin?

Rosalinda
Harry,Ron ve Hermione geldi.

Rosalinda
Üçü de gayet iyi ama seni merak ettim.

Rosalinda
Etrafta yoksun.

Draco
Bir şeyler dönüyor.

Draco
Potter çok garip davranıyor ve
herkes bir yerde toplandı.

Draco
Asıl sen neredesin?

Rosalinda
Hemen geliyorum.

-

Telefonumu cebime koyup hızla koşmaya başladım.Neler dönüyordu?

Harry,Ron ve Hermione çok kısa bir süre önce gizlice Hogwarts'a gelmişlerdi ve ben Draco'yu aramak için uzaklaşmıştım.

Draco'nun söyledikleri kafamı karıştırırken karşımdaki açık kapıdan içeri girdim.İçeriden gürültüler geliyordu.

Önümde duran kalabalık yüzünden etrafı göremesem de iki turuncu kafadan gelenlerin ikizler olduğunu anladım.

Koşarak ikisine de sarılırken onlar da benim kadar şaşkın görünüyordu.
Neredeyse tüm ailemi burada görmek şaşkınlığımı artırsa da hepsine sıkıca sarıldım.Aylardır hiçbirini görmüyordum.

"Dumbledore sana güvendi ve sen onu öldürdün!"

Harry'nin bağırışı yüksek sesle yankı yaparken Bill'in beline sarılmış elim havada kaldı.

Herkesin ortasında Snape'in, Dumbledore'u öldürdüğünü itiraf etmişti.

Neler olacağını izlerken
McGonagall,Harry'i arkasına alarak Snape'e bir büyü gönderdi.

Snape bir adım geri giderken saldırı büyüsü değil savunma büyüsü kullanıyordu fakat buna rağmen McGonagall fazla agresif görünüyordu.

Snape kendisine gelen büyüyü arkasındaki iki ölüm yiyene saptırırken,camdan atlayarak uzaklaştı.

Evet,herkesin önünde ölüm yiyen olduğunu resmen itiraf etmişti.

Etraftan şaşkınlık sesleri ve homurdanmalar yükselirken, McGonagall hem herkesi sakinleştirmeye hem de az önce öğrendiklerini sindirmeye çalışıyor gibiydi.

Bu sırada havada karanlık işaret belirdi.Herkes ürkmüş bir şekilde gökyüzüne bakarken Harry sarsılarak yere düştü.

"Neler oluyor?"

Sorduğum soruya karşın Fred, anlamadığını belirtir şekilde kafa salladı.

Kızlardan çığlıklar yükselirken, korkmaya başlıyordum.

"Bazılarınız savaşmak istiyor.Bunu anlıyorum."

Kafamda dolaşan ses canımı yakarken,başımı tutmaya başladım.
Bu Voldemort'tu.

"Sonununuzun onun gibi olmasını istemiyorsanız tek bir şey yapmanız gerekiyor."

Başımı tutmaya devam ederken Draco'nun bana seslenişini duyamıyordum bile.

"Bana Harry Potter'ı verin!"

"Bana Harry Potter'ı verin!"

Sesi zihnimde yankılanmaya devam ederken,etraf tekrar aydınlandı.

"Ne duruyorsunuz yakalasanıza onu!'

Pansy bağırdığında onu susturmasını istercesine,Draco'ya baktı.
Başıyla onayladığında Pansy'i geriye doğru çekti.

"Kes şunu."

Draco'nun sesi etrafta yankılanırken
Harry'nin de şaşkınlıkla Draco'ya baktığını gördüm.

"Onun yüzünden ölebiliriz!"

Pansy yüksek sesle konuşurken bu sefer Draco tarafindan sertçe geri çekildi.

Diğerleri Pansy'i haklı bulmuş olacak ki Harry'e bakıp geri çekildi.Ortada yalnız kalmıştı.

Başımı ovuştururken,Ginny hızla Harry'nin önüne geçti.Ron ve Hermione de öyle.İkizler ve diğerleri de önüne geçtiğinde yanlarına ilerledim.

Bende Harry'nin önünde dururken çoğunu Slytherinli öğrencilerin oluşturduğu grup bize bakıyordu.

Draco bana baktığında gülümsedim.
Şuanda yanıma gelmesinin zamanı değildi.

McGonagall bize baktığında gözlerinin dolduğunu gördüm,bu sırada Flich'e döndü.

"Slytherinli öğrencileri zindan götür."

Etraftan homurdanmalar yükselirken Draco'nun yanına gidip kolundan tuttum.Bana bakmayı sürdürürken, onu peşimden sürükledim.

Süpürge dolabına girdiğimizde McGonagall'ın sesi etrafta yankılanıyordu.

Yutkunarak gözlerimi kapattım.

Savaş geliyordu.