57

1.5K 121 45
                                    

Medya//Draco Malfoy

-

Rosalinda

Draco endişeleniyorum.

Rosalinda
Arıyorum,cevap vermiyorsun.

Rosalinda
Yanımdan gittiğinden beri yoksun, geri dönmedin.

Rosalinda
Çok korkuyorum,koruyucu kalkan kırılmak üzere.
Gönderildi-18:56

-

Sıkıntıyla başımı ovuştururken derin bir nefes verdim.Dolan gözlerimi silerken yanımdaki ikizlerin kollarını sıkıca tuttum.

"Eğer ölürseniz,sizi öldürürüm."

Gülmeye başladıklarında,ikisinin yanağına birer öpücük kondurdum.
George homurdanırken omzuna vurdum.

"Ciddiyim yaparım bunu.Sakın birbirinizden ayrılmayın."

Fred omuz silkti.Sanki savaş umurunda değilmiş gibi.

"Bunu senin için de söylememiz gerekir.Yanımızdan ayrılmıyorsun."

Gülümseyerek başımı iki yana salladım.

"Sarı kafayı aramaya mı gideceksin?"

Yutkundum.

"Evet."

Sesim beklediğimden de kısık çıkarken,Neville'in bağırışını duydum.

Gökyüzüne bakarken kalkanın kırıldığını,karanlık işaretin belirmeye başladığını gördüm.

Korkuyordum.Hem de çok fakat kaçamazdım.

İkizlere sarıldığım sırada kulaklarına fısıldadım.

"Weasley Şaka Dükkanı'nı daha da büyüteceğiz ve ölürseniz bunu yapamayız."

Gözümden yaşlar düşmeye başladığında hızla sildim ve koşarak yanlarından uzaklaştım.

Herkes çoktan koşuşturmaya başlamıştı.Ölüm yiyenler kendilerinden yaşça küçük çocukları öldürmeyi kendilerine amaç edinmiş gibi savaşıyorlardı.

Köprüdeki muhafızlar develere karşı mücadele ederken önümde ölüm yiyenlerle savaşan kıza yardım ettim.
Ölüm yiyen duvara çarptığında koşmaya devam ettim.

Harry,Ron ve Hermione gözüme çarptığında yanlarına gitmek yerine zindanlara koşmaya devam ettim.

Hortlukluları yok etmeye devam edeceklerdi ve şuanda onlara hiçbir yardımım olmazdı.

Etraftaki Slytherin öğrencilerini gördüğümde gülümsedim.Onları zindandan çıkaran kişiyi çok iyi tanıyordum.

Telefonun cebimde titreşirken umursamadan koridorun sonunda merakla telefona bakan kişiyi izledim.

"Malfoy."

Sesimi duyduğu anda merakla bana baktı.Koşarak boynuna sarıldığımda ellerini belime sardı.

"Seni kaybettiğimi sandım."

Sesi canımı yakarken elini tuttum.

"Gitmeliyiz Draco,yardım etmemiz gerekiyor."

Başıyla onayladığında elini sıkıca tutarak merdivenleri çıkmaya başladım.

Tekrar dışarı çıktığımızda çığlıklar devam ediyordu.Beş altı kişiden oluşan bir grup Patronus büyüsü ile ruh emicileri savuşturmaya çalışıyordu.

Gözlerim hızla etrafta gezindi.
Öncelik ailem olmalıydı.Onları kaybedemezdim.

"Potter şurada."

Draco'nun işaret ettiği yere baktım.
Ron ve Hermione yanındaydı.

Kahkaha sesinin geldiği yere döndüğümde Bellatrix Lestrange annem,babam ve Ginny'nin yanındaydı.Annemin çok iyi bir cadı olduğunu bildiğim için,içim rahat etse de ikizleri merak ediyordum.

"Abini gördün mü? Az önce yanından geçtik."

Draco'nun sözleriyle arkama baktım.
Fleur ve Bill karşılarındaki ölüm yiyene büyüler gönderiyordu.
Mutlulukla gülümserken,ikizleri merak eden tarafım gülümsememin solmasına neden oldu.

George'u gördüğümde gülümsemem yüzüme tekrar yerleşirken gözlerim Fred'i aradı.

Duvarın kenarında asası yere düşmüş, ölüm yiyen tarafından kenara sıkıştırılmış Fred'i görünce asamı sıkıca tutarak,ölüm yiyene doğrulttum.

"Expelliarmus!"

Asası elinden düşerken bana döndü.

Onu daha önce gazetelerde görmüştüm.Augustus Rookwood.
Safkanlardan biriydi.

Sinirle bana bakarken George ve Draco önüme geçti.

Büyük bedenlerinden dolayı önümü göremezken,Rookwood'un çığlığını duydum.

Fred'in az önce durduğu duvarda, şimdi Rookwood'un cansız bedeni duruyordu.

Bunu umursmadan yüzü yara içinde olan Fred'in yanına koştum.

"Fred,iyi misin?"

Gözlerini yavaşça açarken asasını eline aldı.Bu kıkırdamama neden oldu.

"Kesinlikle Weasley Şaka Dükkanı'nı büyüteceğiz."

Kanayan dudağını umursamadan güldüğünde,Draco'nun yanına gittim.

Elini tutarken etrafa göz gezdirdim.

Savaş yeni başlıyordu.

𝐑𝐨𝐬𝐚 [𝐓𝐞𝐱𝐭𝐢𝐧𝐠]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin