7. Bölüm "Kızgınlığım geldi."

2.6K 279 213
                                    

Yorum sınırı: 200

Aradan bir gün geçmişti. Jimin kızgınlığın etkilerini vücudunda daha çok hissetmeye başlamıştı. Ailesi hala evde yoktu bu yüzden rahatça geziyordu tüm evde. Koltukta otururken hissettiği ıslaklıkla yutkundu ve anında kalktı oturduğu yerden. Kimseyle karşılaşmadan hızlı hızlı odasına gitti ve kapıyı kapattı.

Sakladığı telefonunu yerinden çıkarırken elleri titriyordu. Kızgınlığının dalgası kendisini daha çok vurmadan deltasına haber vermek için uğraşıyordu. Hafif başlayan ağrısıyla yaşaran gözlerini sıkıca açıp kapadı. Şimdi daha net görüyordu. Telefonuna ulaşır ulaşmaz mesajını yazmaya başladı.

Vitam:
Kızgınlığa girdim
Lütfen yardım et delta.

Mesajı attığında telefonunu zar zor yerine koydu ve kendini nefes nefese yatağına bıraktı. Deltanın gelmesini istiyordu. Kızgınlığını tek geçirmek istemiyordu. Jungkook'un geleceğine emindi.

—-

Jungkook prenses ve iki kralla otururken sürekli dizini sallıyordu. Annesi yıllar önce onun bi eşi olduğunu öğrenmişti. Yıllardır bu gerçeği biri biliyordu ama Jungkook bilmiyordu. Kızgındı delta.

Üstelik telefonuna gelen bildirimi deli gibi merak ediyordu ama saygısını bozmamak için konuşmayı bölüp telefonuna bakamıyordu bile. Bay Park konuştu. "Gerçekten çok iyi düşünmüşsünüz bay Jeon. Burada üç krallığın toplanması fikri muazzam." Jungkook zorlukla gülümsedi.

Bunu yapmasının sebebi onları misafir etmek istediğinden değildi. Jimin'in kızgınlığının yaklaştığını biliyordu. Kralı ve kraliçeyi krallıktan uzaklaştırması gerekiyordu. Eh o da sadece gerekeni yapmıştı.

Taehyung içeri girdiğinde abisinin gerginliğini anlamış gibiydi. "Hyung seni çalışma odasında bekliyorlar." Demekle yetindi. Jungkook bu ortamdan çıkacak olmanın rahatlığıyla hızla ayağa kalktı. "Lütfen rahat edin. En kısa sürede döneceğim." Hızla geniş alandan ayrılırken bay Park sordu. "Önemli bir sorun yoktur umarım?" Taehyung onun merak dolu sesine karşı başını olumsuz anlamda salladı. "Kral Jeon için oldukça basit bir mesele." Taehyung, Jungkook'un kalktığı yere otururken yeni bir sohbet açtı.

Jungkook odaya girer girmez telefonunu çıkardı. Jimin'den mesaj geldiğini görmesiyle yutkundu. Vitasının kızgınlığı gelmişti. Onu çağırıyordu. Deltası içinde vitaya ulaşmak için ayaklandı.

Hızlıca odadan çıkarken Namjoon'u aramaya başladı. Önüne çıkan bedenle arama işi kısa sürmüştü. "Benimle gel." Dedi itiraz istemeyen bir tonda. Namjoon, Jin'i görmüş olmanın verdiği huzurla kralı takip etti. Çalışma odasına giren iki beden Jungkook'un kapıyı kapatmasıyla konuşmaya başladı.

"Krallığa girmem lazım." Kısa ve net cümle Namjoon için o an bir önem ifade etmedi. "Ne?" Dedi yalnızca. Jungkook sinirle iç çekti. Daha fazla vakit harcamak istemiyordu. "Sizin krallığa girip Jimin'e ulaşmalıyım." Sakin kalmakta başarısızdı. Sesi sabırsız ve sinirliydi.

Namjoon ise şaşkındı. "Oraya girmen imkansız gibi bir şey!" Sesi alçaktı ama bağırır gibiydi. "Sana oraya girmemin ihtimalini sormadım. Nasıl gireceğimi sordum!" Namjoon onun gözlerinde bir ara deltalığın simgesi yeşili gördüğüne emindi. Odada Jungkook'un feromonları git gide artarken Namjoon kendini düşünmeye zorladı.

"Şu feromonlarını azalt! Düşünemiyorum." Jungkook gergin ifadesiyle kokusunu azalttı ve yine aynı gerginlikte sandalyeye oturdu. Genişçe açılmış bacaklarıyla eliyle masada ritim tutuyordu.

"Korumaları arayacağım. Bir kısmını azaltabilirim ama kalanlar olur. Onları aşmak ise sana kalmış. Hepsini kaldırırsam babama haber gider." Jungkook ise bundan huzursuz olmuşa benzemiyordu. "Hallederim." Namjoon "Ne zaman?" Diye sorduğunda "Hemen,şimdi." Cevabını almayı elbette beklemiyordu. Yine de onu onaylamakla yetindi.

——-

Oda tamamen vita kokuyordu. Beyaz çarşaflar içinde nefes nefese kalan beden tüm odaya ağır kokusunu salmıştı. Göğüs kafesi hızla kalkıp iniyordu. Dudakları aralıktı ve parmakları tam olarak içindeydi.

Yavaşça kendini tatmin etmeye çalışıyordu. Yetersizdi ama biraz bile kendini iyi hissetmek onun için paha biçilemezdi. Vücudunun her noktası yanıyordu. Bu sıcaklık onun için çok fazlaydı. Kendisi bunu düşürmeyi başaramazdı.

Deliğindeki ıslaklık artarken boşalmaya çok yakındı. Ayak parmakları aldığı zevkle kırıldı. Kendini sıktı ve en sonunda rahatladı. Parmaklarını çıkarıp gelişigüzel çarşafa silerken nefeslerinin düzene girmesini bekledi.

Bacaklarını istemsizce birbirine bastırdı. Vücudu hala titriyordu ama yine de sıcaklığın hafiflediğini hissetti. Mutlu oldu ama mutluluğu kısa süreliydi çünkü sıcaklık vücudunu tekrar ele geçirmişti.

Kapının yavaşça açıldığını duydu. Gözlerini açmadı çünkü kızgınlığında odaya kimse giremezdi. Annesi hariç. Annesinin gelmesini ise şu an önemseyecek durumda değildi. Kapı kapandı. Annesi büyük ihtimalle gitmişti yani bu da demek oluyordu ki odada yeniden kendisiyle baş başa kalmıştı.

Elini yeniden bacak arasına ilerletti. Parmağını yavaşça deliğine sokacakken bacağının iç tarafına konulan eli hissetti. Büyük bir el bacağında kendine yer edinmişti. Gözlerini açmadan önce kokusunu hissetti.

Deltamız geldi.

Zorlanarak açtı  gözlerini. Jungkook'un vücuduna baktığını görmesi onu utandırdı. Bacaklarını birbirine bastırmasıyla Jungkook'un eli bu sefer iki bacağıyla da temas halindeydi.

Jungkook yatağının köşesine oturdu. "Geldim." Diye fısıldadı. İçeri girmeden önce kapıyı kilitlemişti. Jimin sarhoş bir gülümsemeyle baktı deltaya. Kendinde değildi. Konuşmadı bu yüzden. Jungkook onun bacaklarının arasında kalmış elini oynattı ve bacaklarını açmasını sağladı.

"Geldim." Dedi yeniden. Onu böyle gördüğüne inanamıyordu. Jimin'in bembeyaz teni tam önündeydi. Kendinden şüphe etti. Bu bir rüya mıydı? Hayal mi görüyordu? "Delta..." vitası mırıldandığında anladı. Tüm bunlar gerçekti. Bunu konuşmuşlardı, delta vitaya yardım edecekti.

"Lütfen-lütfen vitana yardım et. Bizi m-memnun et." Kelimeler ağzından zar zor çıkıyordu. Acı hissi yeniden kendini belli etmeye başlamıştı ve  onun yapabildiği sadece çaresizce yardım istemekti.

Jungkook üstünü çıkardı. Jimin'in bacaklarının arasına yerleşti. Bu görüntü bile erekte olmasına yeterliydi. Elleri Jimin'in dizlerini buldu ve onu yönlendirdi. Jimin dizlerini kırıp deltaya zorluk çıkarmadı.

"Seninle güzelce ilgileneceğim bebeğim. Verdiğim her şeyi kabul edip uslu bir vita olursan, karnına bebeğimizi koyacağım."

Ve vita gözlerini yeşil gözlerle birleştirdi.

Kulağıma çok sövme sesi geliyo kaynağı siz misiniz ya

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kulağıma çok sövme sesi geliyo kaynağı siz misiniz ya

EVET KESTİM LAN SMUTA GİRMEDEN KESTİM

naberrrrrr

Uzun zaman sonra yazıyom fln

Saygılar

Öptüm

Bb

Secret - jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin