11. Bölüm "Sen onu öldüreceksin." -Yeni bölüm-

1.3K 157 42
                                    

Yorum sınırı: 150

Jungkook yere zincirlenmiş ve büyülerle kurdu zayıflatılmış krala bakıyordu. Önünde iştahla yemek yerken kral ona bakmamaya çalışıyor ara ara yutkunuyordu. Onu buraya herkesin önünden getireli tam tamına dört gün oluyordu ve Jungkook onu hala konuşturamamanın öfkesiyle her yerde esip gürlüyordu.

Gerginliğini belli etmediği tek kişi ise kraldı. Onun yanında güçlü duruyor yıkılmayacağını göstermeye çalışıyordu. "Vitama da mı böyle yaptın?" Kastettiği şey iğnelerle zayıflatılmış kurtuydu. "Acı çekiyor musun?" Kral güldü ve başı yere eğikken olumsuz anlamda salladı. "Tahmin ettiğinden güçlüyüm Jeon. Beni kolayca alt edebileceğini mi sanıyorsun. Ya da oğlumu bulabileceğini." Jungkook dişini sıktı. Ona öfkesini belli etmeyecekti.

"Onu benden neden saklıyorsun?" Sakin bir soruydu. Nedenini gerçekten merak ediyordu. Eş olan iki insanı neden birbirinden ayırmaya çalışıyordu. "Gerçekten merak ediyor musun yoksa bu öylesine bir soru muydu?" Jungkook ciddiyetle "Merak ediyorum." Dedi.

"Senden önceki delta tam olarak senin gibiydi. Güçlü, cesur ve eşi için her şeyi yapabilecek bir delta. Vitası ona kolayca buldu ve eşleştiler. Vitanın deltaya sonsuz bir güveni vardı. Delta onun için en iyi seçenekti ona her zaman iyi bakmış ve yanında olmuştu. Sonra vita hamile kaldı. Kral çok sevindi. Tamamlanmış hissediyordu. Ne kadar güzel değil mi?" Jungkook'a bakıp samimiyetten uzak bir şekilde güldü.

"Deltalar baskın bir türdür ve doğalarında baskın olan bir yavru isterler. Kral vitasına sabırla baktı. Bir gün vita hastalandı. Şifacıya gittiler ve şifacı onun bir baskın alfa doğuracağının haberini verdi ama bu doğum onu çok zorlayacaktı. Vita yavru doğurmaya hazır değildi. Doktor alfanın ölebileceğini ve vitanın bir daha yavru doğuramayacağını söyledi. Delta vitasız yapamazdı değil mi?" Gözünden bir yaş düştü. "Ama yapmayı seçti. Eşine hiç acımadı. Yavruyu hemen almalarını söyledi. Baskın doğacak bir yavrunun doğması gerekiyordu. Vitanın işi bu değil mi? Doğurmak." Yutkundu. "Doktor uyardı. Vitanın öleceğini söyledi. Delta düşünmedi bile. Gözünü bile kırpmadan öldürün dedi." Jungkook şaşkındı. Böyle bir şeyi beklemediği açıktı. Yine de bunun sadece bir efsane olduğunu düşünüyordu. Öyle ki krala da bunu inandırmak için konuşma hazırlamaya başlamıştı bile.

"Bebek doğdu. Tam da denildiği gibi baskın bir alfaydı. Kral vitayı bir saniye bile düşünmedi. Öyle ki cenazesini üstlenmedi bile. Sadece bebeğine odaklandı. Çok vakit geçmedi. Günden güne acı çekmeye başladı. İçindeki delta ona küstüğünde her şey daha kötü bir hal almaya başladı. Delta kendisini eşini öldürmüş olarak kabul etti. Delta yataklara düştü ve çok geçmeden öldü. Hak ettiği buydu. Baştan beri ölmeye hak eden deltaydı." Jungkook derin bir nefes aldı.

"Her efsaneye inanmamalısın. Oğluna iyi bakacağım. Onun yeri benim yanım." Kral güldü ve akan gözyaşlarına lanet okuyarak burnunu çekti. "Delta da öyle söylemişti. Sana yeni bir bilgi Jeon. O bebek bendim. Benim babam annemin katiliydi." Jeon anlık olarak şoka girdi. Nefesini tuttu. Bunu beklemiyordu. "Sana oğlumu feda etmeyeceğim. Onu öldürmene izin vermeyeceğim. Git ve kendine başka bir kurban bul. Oğlumu kandırma sen de içindekine yenileceksin."

Flashback:

"Kralım vitanızın durumu gittikçe kötüleşiyor. Ne yapacağımızı bilemiyoruz. Onun bir kurtuluş yolu yok gibi. Her gün daha fazla acı çekiyor." Kral umursamaz bir tavırla "Bebek?" Diye sordu. Doktor onun bu acımasızlığına ses çıkaramadı. Kral suskunluktan hoşlanmamış bir şekilde yeniden sordu. "Bebek nasıl?" Doktor kısaca "Şu an iyi direniyor." Dedi.

Kral odadan çıkarak vitasının yanına gitti. "Vitam..." eşinin yanına oturdu. Elleri saçlarında gezindi. Vita zar zor gözlerini araladı. Onu karşısında gördüğünde başını çevirdi. "Uzak dur. Dokunma iğreniyorum senden. Varlığın bile midemi bulandırıyor." Kralın gözünden bir damla yaş düştü. "Hala mı? Hala mı nefret ediyorsun benden?" Kraliçe başını salladı. "Bütün benliğimle. Son nefesime kadar senden de karnımda bu şeytandan da nefret edeceğim!" Karnına vurduğunda kral ikinci kez vurmaması için hızlıca elini tuttu.

"Vurma! Yapma bunu. Yeter artık kaç yıl geçti!" Evlilikleri kraliçenin rızası olmadan yapılmıştı. Oysaki kral çok aşıktı vitasına. Vita ise bir alfaya... bebekleri ise kızgınlıklarının denk gelmesi sonucu olmuştu. "Öldüreceğim onu! Yaşamayacak! İğreniyorum!" Ellerini kurtarıp karnına vurmaya çalışıyordu. Kral artık seçiminden emin olmuştu. Kendisini ve oğlunu sevmeyen ve yavrusunu öldürmeye düşünen bu kadından vazgeçecekti. Bir oğlu olacaktı ve o kendisini çok sevecekti. Kral bu şekilde vitadan vazgeçti.

Zaman ilerlediğinde ve alfası büyüdüğünde odasına gizlice giren teyzesi tüm her şeyi yanlış bir şekilde ona anlatıp hayatının bir yalan olduğunu söylediğinde ise bu yaşına kadar her şeyi olan babası onun için tamamen bitmişti. Ondan tüm bedeninle nefret ediyordu.

——

Taehyung düşünceli gözüken hyunguna baktı. "Bu adam ne dedi de sana yüz saattir düşünüyorsun. Vitanı bile arayamadın düşünmekten." Jungkook ise ona bakmadan düşünceleri arasında gezmeye devam ediyordu.

Jimin ile çok kısa önce tanışmıştı. Aralarındaki çekimi hissedebiliyordu. Onun eşi olduğunu da biliyordu. Her şeyi bir kenara bırakıp düşünmeye başladığında onunla çok kısa süre önce tanıştığını biliyordu. Birbirlerine bağlanmaları için yeterince zaman geçmiş miydi? Jungkook'un şu an onu bulma arzusu kendi isteği miydi yoksa kurdunun bir dayatması mıydı?

——-

"Ona biraz hava aldırmalıyız." Hoseok başlarında dikilen iri cüsseli adamlara nazaran konuştu. İki beden birbirlerine kararsızlıkla baktı. "Hadisenize." Jimin ise sakince olan biteni izliyordu. Büyücü bir anda çıkıp gelmişti ve Jimin gözlerinde onun kendisine yardım edebileceğini görmüştü.

Elleri çözülmeye başladığında büyücüye bakmadan bakışlarını yere çevirdi. Elleri tamamen serbest kaldığında bileklerini ovuşturdu. Büyücü eliyle önünü gösterdiğinde yavaşça yürümeye başladı. Hoseok onun arkasından ilerleyecekken gelen iki bedenle yerinde durdu. "Siz burada kalın." Kendisine tuhaf tuhaf bakıp onaylamaz mırıltılar çıkaran adamlara karşı kaşlarını çattı. "Siz aptal mısınız? Onu buraya getiren de bendim. Hepinizden güçlü olduğum kesin. Ekstra artistliklerinize ihtiyacım yok. Bekleyin dediysem burada bekleyin."

İkili Jimin'in tutulduğu evden ormanın içine yürürken Jimin merak ettiklerini sormaya başlamıştı bile. "Babam ne yapıyor?" Büyücü güldü. "O Jungkook'un elinde." Jimin'in gözleri şaşkınlıkla büyüdü. "Jungkook onu aldı mı?" Hoseok başını salladı. "Şu an ona işkence ediyor. Yerini öğrenmek için." Jimin olduğu yerde durdu ve sinirle büyücüye baktı. "Ona yerimi söyleyebilirsin. Neden yapmıyorsun?" Bu büyücü neden kendisiyle eşini ayırıyordu.

"Çünkü prens Park sizin birleşmeniz büyük bir savaş ve delta tek başına bunun altından kalkamaz." Omzunu kaldırıp indirdi. "Ve dürüst konuşmak gerekirse siz çok güçsüzsünüz. Bırakın deltayı kendinize bile yardım edemiyorsunuz. Baştan beri dediğim gibi seni geliştireceğim. Şu an bunların hepsi bir oyalanma. Delta seni bulana kadar sen güçleneceksin."

Tatilde bi bölüm atalım ya sonunda dediğinizi küfür arka fonlu duyar gibiyimSeviyom bu fici ben bi sonunu getirmek nasip olmadı ama umarım bu tatilde olacak🙏🏻🙏🏻

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tatilde bi bölüm atalım ya sonunda dediğinizi küfür arka fonlu duyar gibiyim
Seviyom bu fici ben bi sonunu getirmek nasip olmadı ama umarım bu tatilde olacak🙏🏻🙏🏻

Secret - jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin