8.Bölüm "Kızgınlığa yardım" (2)

2.8K 272 59
                                    

Yorum sınırı:150

Jungkook, Jimin'in bacağını boydan boya okşadı. Jimin sızlanıp duruyordu. Deliği kasılıp gevşiyordu ve şu an düşünebildiği tek yer zaten deliğiydi. Rahatlamaya ihtiyacı vardı. "L-lütfen delta, lütfen." Jungkook parmaklarını onun deliğine sürttü. Parmakları vita sıvısıyla ıslanırken yutkundu ve yeşil gözlerini Jimin'in gözleriyle birleştirdi.

"Sessiz olmalısın. Yapabilecek misin?" Jimin hızlı hızlı başını salladı. Konuşmak için enerjisi yoktu. Hem ağrısı git gide artıyordu. Jungkook onun tepkisini ölçmek için yüzüne bakarken bir parmağını yavaşça içine gönderdi. Kaygan delik parmağını hemen kabul etmişti. Diğer elini Jimin'in belini okşamak için kullandı. Jimin alçak bir sesle mırıldanıyor, daha fazlasını istediğini söylüyordu.

Jungkook ise onu kırmadı. İkinci parmağını yollarken peşine üçüncüsünü de ekledi. Jimin'in bir eli sıkıca çarşafa tutundu. Deltanın parmakları kendisininkilere oranla daha uzundu ve Jimin bu hisle mücadele ederken zevki sonuna kadar tadıyordu ama istediği parmakları değildi.

Jimin sıkıca tuttuğu çarşafı bıraktı ve elini deliğindeki parmakların olduğu ele koydu ve onu kendinden uzaklaştırdı. Jungkook onu rahatsız ettiği düşüncesiyle endişe duyarken vita konuştu. "Seni istiyorum, delta lütfen içime gir." Jungkook onun bu çaresizliğine gülümsedi. Dizlerinin üstüne çıktı ve aralık bacaklardan Jimin'e ulaştı. Dudaklarına ulaştığında onu güzel bir öpüşmenin içine çekti.

"Bunca zaman bizi ayıranlara bunun hesabını soracağım." Dedi Jungkook. Jimin'in kulağına ağır ağır fısıldadığı kelimelerden sonra kasılıp gevşeyen deliğe sertliği dayadı ve yavaşça içine girerken vitasının ağzını kapadı.

Jimin çok ıslak olduğu için acı en az seviyedeydi. Zevkle inlemek istiyordu ama delta duyulmaması için ağzını kapatmıştı. Jungkook içinde hareket ederken kokuları büyük bir uyumla birleşmişti. Delta vitasının her yerine sürekli öpücük veriyordu ve eli artık onun ağzında değildi. Jimin kısık inlemelerini deltaya bahşediyordu.

Jimin boşaldığında Jungkook dudağına sıkı bir öpücük kondurdu. "Güzelim benim." Jimin aldığı övgülerle daha çok sıvı salgılarken Jungkook içinde daha iyi git gel yapıyordu. Vitası harikaydı. Kaygan ve sıkı deliği kendisi için yaratılmış gibiydi. "Benimsin değil mi?" Vitasının ağzından duymak istiyordu. İçindeki hareketlerini yavaşlatmıştı. Jimin ellerini onun koluna çıkardı. Tırnakları Jungkook'un teninde iz bırakıyordu.

"H-hızlı lütfen!" Kolunu ne kadar sıkarsa sıksın Jungkook'un canı acımıyordu. "Bana kime a-" Jimin daha fazlasını istediğinden aceleyle onun sözünü kesti. "Seninim-seninim lütfen delta! Bize yavru ver herkes bil-lütfen!" Jungkook üzerine eğilip boynunu öperken içindeki hareketleri hızlandı. Git gide boşalacak gibi hissederken hareketleri sekteye uğradı.

Jimin'in belinin iki yanından tuttu. Parmakları vitanın belinde iz çıkarak türdendi. İçine boşalmaya başladığında hırladı. Jimin tekrar rahatlarken hızlı hızlı nefes alıyordu. Dudaklarını yeniden birleştirdiklerinde Jungkook, Jimin'in içindeki hareketlerine tekrar başladı.

——

Kral odaların önünden geçerken adımları sakindi. Kral Park gözlerini aile tablolarında gezdirdi. Kral Jeon'a bakmaktan kaçındı. Önünden geçtiği odaya kısa bir bakış attı. İçeriden yoğun bir şekilde deltanın kokusu geliyordu. "Acaba geldi mi?" Yavaşça kapıyı araladı. Kral ile görüşmek isterdi.

Buram buram delta kokan odada kralı göremedi. Çıkacakken gözleri masadaki kağıtlara erişti. Yavaşça her ne kadar yanlış olduğunu bilse de kağıtlara yaklaştı. Hızlıca göz gezdirirken diğerlerine göre daha eski olan kağıda gözü takıldı. Kağıdın üstündeki birkaç cümleyle kaşları çatıldı. Eline hızlıca aldığı kağıdı okumaya başladı.

Okumayı bitirdiği kağıdı elinde buruşturmamak için zor durdu. "Öğrenmiş." Dişlerini sıktı. Gözlerinden kırmızı geçti. Kağıdı sıkıca tutarken gözleri boş duvara sert bir şekilde bakıyordu. Kağıdı kimse gelmeden aldığı yere bıraktı. Hızlıca odadan çıkarken büyük sorununu çözecek çözümler düşünüyordu.

Sabah olduğunda sarayda bay Park dışında herkes için her şey çok normaldi. Kralın ise aklındakiler yüzünden kafası oldukça meşguldü. Delta vitanın varlığını farkındaydı. Kral ne yapacaktı? Oğlunu ona vermeyecekti.

Kral Kim ile oturup önlerine servis edilen şeyleri yiyorlardı. "Prenses bile kral arasında bir şey var mı?" Dedi alfa kral. Kral Kim ise başını olumsuz anlamda salladı ve içeceğinden bir yudum aldı. "Yıllardır bunun için uğraşıyoruz ama biliyorsunuz, delta istemiyor. Sanırım bu son uğraştı." bay Kim'in umutsuz sesi kendisini daha çok telaşlandırdı.

"Bence ikisi de birbirleri için doğmuşlar." Soğuk suyunu içip arkasına yaslandı. "Deltanın babasıyla arkadaştınız. Eminim ki oğlunun evliliğini görmeyi çok isterdi. Bence onun yerine bunu siz yerine getirin." Namjoon içeri girip koltuğa yerleştiğinde bay Kim cevap verecekti ki içeri Jungkook ve Taehyung girdi. İki kral arasındaki sohbet tıkanmak zorunda kaldı.

Jungkook sabaha karşı erken saatlerde vitasının yanından ayrılmak zorunda kalmıştı. O evde durduğu her an tehlikeliydi. Gerçi kendisi her ne kadar onu oradan çekip çıkarmak istese de Jimin kabul etmiyordu.

"Günaydın." Jungkook koltuğa yerleşirken mırıldandı. Gözlerini kralda gezdirdi. Ondaki gerginliği kurdu algılamış gibiydi. "Dün acil bir işim çıktı ve gitmek zorunda kaldım. Umarım olmadığım vakitte bir sorun olmamıştır." İki kralda başını olumsuz anlamda salladı. "Olmadı."

Prenses büyücünün yanında elleri dizlerinin üstünde onun konuşmak için kendisine izin vermesini bekliyordu. "Sorun nedir prenses?" Jennie konuşmadan önce dudaklarını ıslattı.

"Delta ve vitalar hakkında yeterince bilgiye sahip misiniz?" Büyücü güldü. "Ben her şey hakkında yeterince bilgiye sahibim efendim." Jennie duvardaki yazılarda gözünü kestirdi. "Vitanın olmadığı bir dünyada delta olabilir mi?" Büyücü güldü.

"Böyle bir şey mümkün değil prenses. Delta ve vita tanrı tarafından çift olarak yaratılır. Deltanın olduğu bir dünyada vita mutlaka vardır." Prenses meraklı bir şekilde saçını alnından çekti. "Peki deltanın başka bir eşi olursa? Bir omega mesela." Büyücü tehlikeli bir şekilde güldü.

"Vita bir gün ortaya çıkarsa." Prensesin yüzüne yaklaştı. "Omegayı öldürüp deltasının kendisinin olmasını sağlar. Ruh eşleri ayrılmaz prenses, mühür her şey değildir. Kurtlar büyük bir etken." Prenses yutkundu. Onun ses tonu kendisini korkutmuştu.

"Anladım. Lütfen bu aramızda kalsın." Jennie eteğine dikkat ederek olduğu yerden kalktı. Büyücü ise arkasından bakarken dudağından dökülen büyüleri kimsenin duyamayacağı şekilde fısıldadı.

NOLUYO LAN

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

NOLUYO LAN

Bİ KURGUYA TEK BÖLÜMDE BU KADAR BİLİNMEMEZLİK FAZLA

neyse nabersiniz ben sanki yine şahsıma küfür duyuyom gibi

1) kral Park ne yapacak

2) büyücü ne iş

3) jennie neyin peşinde

Kısa bölüm ama valla dershaneden anca gelip sınır dolduğu için hızlı hızlı yazdım benden bu kadar

SAYGILARRRR

Secret - jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin