5.Bölüm "Aldım Verdim Ben Seni Kestim"

6 1 1
                                    


  Sonra cebinden çıkardığı bıçağı Murat'a fırlattı. Murat kanlar içinde yere yığıldı. Yanına gidip ayık tutmaya çalıştım fakat işe yaramadı. Gözleri yavaşça kapandı ve son nefesini verdi.

  Yavaşça arkamızı dönüp gitmeye çalıştık fakat çocuk aniden "Yeni oyun oynayacağız!" diye bağırdı. Zaten birisi öldü, daha ne istiyordu anlamadık.

  Yeni oyunu, aldım verdim ben seni yendim, Kerem ile oynamak istiyorum dedi. Karşısına geçtim ve başladım. Küçük adımlar, tam ayak, parmak ucu ilerledim. Birbirimize çok yaklaştık. Soğuk ter döküyordum. Çocuk bir tam adım attı, sonra ben bir parmak ucu gittim. Çok yaklaştım. Çocuğun minik ayağına o kadar yakındım ki tam adım atsa bile bana yetişemezdi. Bir parmak ucu koydu ve ben bir adım atarak ayağına bastım. Herkes donakaldı. Çocuk "Ups!" diye bir ses çıkarıp, cebindeki bıçak ile boynunu kesti. Üstüm başım kan oldu. Birkaç saniye ayakta durdu ve yere yığıldı. Sevinmiştik. Sonuçta arkadaşımızı öldüren bir psikopat öldü diye üzülecek değildik.

  "Bu kadarı yeter!" diye bağırdı Burak. "Artık şu pislik yerden çıkmalıyız. Arkadaşımız öldü, bizi öldürmeye çalışan canlı mı ölü mü belli olmayan iki psikopat öldü. Çıkıp gidelim artık şuradan. Ayrılıp kapıyı kıracak bir şeyler, levye vesaire bulalım." dedi.

  Burak ile Sinem salonu ve etrafını, Defne ile ben de geri kalan yerleri aramaya başladık. Önce tuvalete gidip bir şeyler aradık. İki kabin vardı. İkisi de boştu. Çeşmenin yanında duran bir süpürge vardı. Onu alıp, evin kapısının önüne koydum. Geri döndüğümde Defne yere yığılmıştı. Biraz sarstım ve kendine geldi. Ne olduğunu sorduğumda aynada, arkasında birisini gördüğünü söyledi. Sonra da bayılmış.

  Çıkıp etrafı gezmeye başladık. Kapalı bir kapı gördük. Oraya doğru giderken bir çığlık yükseldi. Koşarak salona gittik. Burak ve Sinem kapının önünde soluk soluğaydı. Yine perdedeki gibi bir silüet görmüşler ve koltuktaki kırlentler havalanmış. Korkup çıkmışlar. Sonra mutfağa gitmeye karar verdiler.

  Biz de az önce gördüğümüz kapıya gittik. Yavaşça kolu çevirdik ve kapıdan çok cızırtılı bir ses çıktı. İçeri girdiğimizde, çiçekli örtüsü olan ve üstünde bir gül demeti olan seksenler tipi bir yatak vardı. İçeri girip cebimdeki kibritle komodinin üzerindeki mumları yaktım. Odada sadece eski tip dolap, iki kişilik yatak, ortada yuvarlak bir halı ve duvarda asılı dört kişilik bir aile tablosu vardı. İki ebeveyn, bir çocuk ve koltukta oturan yaşlı biri vardı. Odayı araştırmaya başladık fakat bulduğumuz tek şey komodinin çekmecesinde birkaç tüfek mermisiydi. Demek ki içeride silah vardı. Eğer silahı bulursak kapıya ateş edip kilidi kırabilirdik.

  Odadan çıkıp koridorda ilerledik. Karşımıza tahtadan, eski ve korkuluklarının kenarlarında örümcek ağları olan bir merdiven vardı. Mutfağa gidip diğerlerini çağırdık fakat hiçbir şey bulamamışlardı. Çekmeceler açılmadığı için de kendimizi koruyacak bir şey de alamamıştık. Merdiven gördüğümüzü söyleyip birlikte koridorun sonuna gittik. Yavaşça merdiveni çıkmaya başladık. İkinci adımı attığımızda bastığımız merdiven çöktü...

 

HAYALETLİ MALİKANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin